Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Kan-Enjeksiyon-Yaralanma Fobisi

Kan – Enjeksiyon – Yaralanma Fobisi

Belirli (Özgül) fobiden muzdarip olan bireyler, genellikle korktukları nesnelere maruz kaldıkları zaman çeşitli davranışsal, fizyolojik, endokrin ve sinirsel değişikliklerin eşlik ettiği bir korku duygusuyla tepki verirler (Öhman ve Mineka, 2001). Tipik olarak bir savunma tepkisi gösterirler. Bu tepkilerin işlevi organizmanın bütünlüğünü korumaktır. Potansiyel olarak tehdit edici uyaranların kışkırttığı bu tepkiler (LeDoux, 2013), savaş ya da kaç reaksiyonunun eşlik ettiği bir korku hissi ile karakterize edilen çeşitli tepkiler dizisidir. Bu güçlü sempatik reaktif, kısa gecikmeli kalp atışının hızlanması, kan basıncında artış, sefalik vazokonstriksiyon, artan amplitüd ve cilt iletkenlik tepkisinin yavaş alışması dahil olmak üzere farklı vücut sistemlerinde ve bezlerinde (ürkme göz kırpma refleksinde savunma reflekslerinin güçlendirilmesi gibi) değişikliklere neden olur. 

Kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi olan ve korktukları nesnelere maruz kaldıklarında genellikle yukarıda açıklanan savunma tepkisini göstermeyen kişiler farklı bir tepki modeli gösterirler. Örneğin, bazı araştırmalar doğrultusunda, iki fazlı kardiyovasküler kalp hızında ve kan basıncında başlangıçta bir artışın yer aldığını, ardından hemen her iki reaksiyonda da belirgin bir azalmadan oluşan yanıta ek olarak, serebral kan akışındaki müteakip azalmanın sonucu bayılmaya sebebiyet verebilir (Graham ve ark., 1961). 

Kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi, aşırı belirli uyaranlardan (örn. kan), konumlardan (örn. hastaneler) ve prosedürlerden (örn. kan alma, ameliyat) etkilenmektedir. Kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi ile ilgili olarak uyaranlardan ve olaylardan korkma, kan testlerinden, ağrı kesici önlemlerden ve kan bağışından kaçınmaya ek olarak, sağlık çalışanları arasında bile hayati aşılardan kaçınma gibi durumlar bulunmaktadır (Wright ve ark., 2009). Önerilen tıbbi prosedürleri ve rutin kontrolleri geciktiren kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi olan bireylerde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir (Hamilton, 1995). Kan-enjeksiyon-yaralanma fobisinin tahmini yaşam boyu yaygınlığı %3-5'tir ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür (Agras ve ark., 1969).

DSM-5 Belirtileri

Kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi, DSM-5’te kaygı bozuklukları başlığı altındaki özgül fobiler kategorisinde geçmektedir. Özgül fobi için DSM-5 belirtileri şunlardır (American Psychiatric Association, 2013):

1. Spesifik bir nesne veya durum hakkında (örneğin uçmak, yükseklik, hayvanlar, enjeksiyon ve kan görme) beliren korku veya endişe durumudur.

Not: Çocuklarda korku ve endişe; ağlama, öfke nöbetleri ve donma olarak ifade edilebilir.

2. Fobik nesne veya durum hemen hemen her zaman acil korku veya endişe uyandırır.

3. Fobik nesne veya durumdan aktif bir şekilde kaçınılır veya yoğun korku veya endişe ile tahammül edilir.

4. Korku veya kaygı, belirli bir nesnenin veya durumun yarattığı tehlikeyle orantılı değildir.

5. Korku, kaygı ya da kaçınma, tipik olarak 6 ay ya da daha uzun süre kalıcıdır.

6. Korku, kaygı veya kaçınma; sosyal, mesleki veya diğer önemli işleyiş alanlarında klinik olarak ciddi sıkıntı veya bozulmaya neden olur.

7. Bu bozukluk, panik benzeri belirtilere ya da yetersizleştiren belirtilere (agorafobide olduğu gibi) eşlik eden korku, kaygı ya da kaçınma gibi; takıntılarla ilişkili nesneler ya da durumlar gibi (obsesif bozuklukta olduğu gibi); örseleyici olayların anımsatıcıları gibi (örselenme sonrası gerginlik bozukluğunda olduğu gibi); evden ya da bağlandığı kişilerden ayrılma gibi (ayrılma kaygısı bozukluğunda olduğu gibi) ya da toplumsal durumlar gibi (toplumsal kaygı bozukluğunda olduğu gibi) başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz. Hissedilen korku ya da kaygı, özgül durumun ya da nesnenin yarattığı gerçek tehlike ile orantısızdır. Yani duyulan aşırı korku toplumun çoğunluğu tarafından normal karşılanıyor olabilir. DSM kriterlerine göre de fobi kaynağı nesne ya da durum karşısında, kişide kaçınma davranışı görülebilir. Bu durum veya nesne kişinin günlük yaşam işlevselliğini de düşürebilir. Korkulan durumla veya nesne ile karşı karşıya kalınması durumunda kalp atışlarında hızlanma, çarpıntı, terleme, yüzde kızarıklık, titreme, huzursuzluk, baş ağrısı, nefes darlığı, terleme, aşırı uyanıklık, konsantre olmada güçlük çekme vb. psikolojik ve fizyolojik belirtiler ve/veya somatik yakınmalar olabilir.

Şu ana kadar elde edilmiş kanıtlara göre, iğrenme duygusunun kan fobisinin etiyolojisinde önemli bir rolü olabilir. Örneğin, kan fobisi olan katılımcılar, şişirilmiş düzeyde iğrenme eğilimi (yani, iğrenme duygusunu daha kolay deneyimleme eğilimi) gösterebilmektedir. (Olatunji ve ark., 2006). Ayrıca, fobik uyaranların varlığında, kan fobisi olan katılımcılar öncelikle iğrenme yaşadıklarını bildirirler. Ek olarak, iğrenmeye özgü yüz EMG'si, kan yaralanmasıyla ilgili slaytlara yanıt olarak etkinleştirilir (Yartz ve Hawk, 2002). Son olarak, korkunun hiyerarşik yapısı üzerine Taylor modelinin (1998) yakın tarihli bir değerlendirmesi, kaygı bozukluklarında hem sürekli kaygı hem de sürekli tiksinmenin kan fobisi gibi fobik şikayetlere önemli ölçüde sebep olduğunu göstermiştir (McDonald ve ark., 2008).

Şu anda, kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi için iki ana kanıta dayalı müdahale seçeneği vardır: Uygulanan gerginlik ve benzer müdahale etkilerine sahip olduğu bildirilen gerçek yaşamda maruz kalma (Öst ve ark., 1992). Uygulanan gerginlik (Kozak ve Montgomery, 1981), kan basıncını artırmak ve bayılmayı önlemek için vazovagal yanıtı tersine çevirme amaçlı kolların, göğsün ve bacakların ana kas gruplarını germeyi içerir. Düşük kan basıncının erken uyarı işaretlerini tanımayı öğrenmeyi ve korku uyandıran uyaranlara (örneğin, yaraların, yaralanmaların veya kanın, iğnelerin fotoğrafları) maruz kalırken kas gerginliği tekniğini uygulamayı içerisinde barındırır. Uygulanan gerginliğin kan ve iğne fobilerinin müdahalesinde etkili olduğu gösterilmiştir. Öte yandan, gerçek yaşamda maruz kalma yöntemi, spesifik fobiler için kullanılan daha genel olarak altın standart yöntemdir. Bireyleri korkulan durumlarına veya uyaranlarına kademeli ve kontrollü bir şekilde tekrar tekrar maruz bırakmayı, korkulan sonuçların olasılık ve maliyeti hakkındaki endişeli inançlarını doğrulamayan durum/nesne hakkında yeni bilgiler öğrenmelerine yardımcı olmayı içerir (Jessup ve ark., 2020).

Gerçek yaşamda maruz kalmanın, kan-enjeksiyon-yaralanma fobisini birden fazla haftalık seanslarda müdahale etmesinin yanı sıra enjeksiyon fobisi için tek seanslık müdahale protokollerinde (Öst, 1989) ve genç yaş grubunda kan-enjeksiyon-yaralanma fobileri için etkili olduğu gösterilmiştir. Bu kanıtlara rağmen, pratikte kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi için gerçek yaşamda maruz kalma sağlamanın önemli zorlukları vardır. Örneğin, kan, enjeksiyon/yaralanma veya eğitimli tıp uzmanları ve ekipmanın yardımını gerektiren tıbbi prosedürleri içeren maruz kalma ortamları her zaman rutin olarak mevcut değildir. Bu kısıtlamalar, kan-enjeksiyon-yaralanma korkularının üstesinden gelmek için gereken durumlara tekrar tekrar ve tutarlı bir şekilde maruz kalmayı maliyetli ve düzenlenmesi zor hale getirebilir. Ek olarak, çok az klinisyen gerçek yaşamda maruziyeti rutin klinik bakımda kullanır ve danışanlar bazen müdahaleyi bırakabilir (%13 ile %27 arasında) veya reddedebilir. Bu da maruz bırakma müdahalesinin uygulanmasına yönelik yenilikçi yaklaşımların gerekli olduğunu gösterir (Garcia-Palacios, ve ark., 2007).

Kaynakça

Agras, S. W., Sylvester, D. ve Oliveau, D. (1969). The epidemiology of common fears and phobia. Comprehensive Psychiatry, 10(2), 151–156. https://doi.org/10.1016/0010-440X(69)90022-4

American Psychiatric Association. (2013). Specific phobia. Diagnostic and statistical manual of mental disorders. Washington,DC: American Psychiatric Publishing, 197-202.

 Garcia-Palacios, A., Botella, C., Hoffman, H. ve Fabregat, S. (2007). Comparing acceptance and refusal rates of virtual reality exposure vs. in vivo exposure by patients with specific phobias. Cyber Psychology and Behavior, 10(5), 722–724. https://doi.org/10.1089/cpb.2007.9962

Graham, D. T, Kabler, J. D. ve Lunsford, L. (1961). Vasovagal fainting – diphasic response. Psychosomatic Medicine, 23(6), 493-507. https://doi.org/10.1097/00006842-196111000-00004 

Hamilton, J. G. (1995). Needle phobia: A neglected diagnosis. The Journal of Family Practice, 41(2), 169–175.

Jessup, S. C., Tomarken, A., Viar-Paxton, M. A. ve Olatunji, B. O. (2020). Effects of repeated exposure to fearful and disgusting stimuli on fear renewal in blood-injection-injury phobia. Journal of Anxiety Disorder, 74(1)https://doi.org/10.1016/j.janxdis.2020.102272

Kozak, M. J. ve Montgomery, G. K. (1981). Multimodal Behavioral Treatment of Recurrent Injury-Scene-Elicited Fainting (Vasodepressor Syncope). Behavioural Psychotherapy, 9(4), 316–321. https://doi.org/10.1017/S0141347300008053

LeDoux, J. E. (2013). The slippery slope of fear. Trends Cognitive Science, 17(4), 155–156. https://doi.org/10.1016/j.tics.2013.02.004 

McDonald, S. D., Hartman, N. S. ve Vrana, S. R. (2008). Trait anxiety, disgust sensitivity, and the hierarchic structure of fears. Journal of Anxiety Disorders, 22(6), 1059–1074. https://doi.org/10.1016/j.janxdis.2007.11.005

Olatunji, B. O., Sawchuk, C. N., Jong, P. J. ve Lohr, J. M. (2006). The structural relation between disgust sensitivity and blood-injection-injury fears: A cross-cultural comparison of US and Dutch data. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 37(1), 16–29. https://doi.org/10.1016/j.jbtep.2005.09.002

Öhman, A. ve Mineka, S. (2001). Fears, phobias, and preparedness: Toward an evolved module of fear and fear learning. Psychological Review, 108(3), 483–522. https://doi.org/10.1037/0033-295X.108.3.483

Öst, L. G. (1989). One-session treatment for specific phobias. Behaviour Research and Therapy, 27(1), 1–7. https://doi.org/10.1016/0005-7967(89)90113-7

Öst, L. G., Hellström, K. ve Kåver, A. (1992). One versus five sessions of exposure in the treatment of injection phobia. Behavior Therapy, 23(2), 263–282. https://doi.org/10.1016/S0005-7894(05)80385-5

Taylor, S. (1998). The hierarchic structure of fears. Behaviour Research and Therapy, 36(2), 205–214. https://doi.org/10.1016/S0005-7967(98)00012-6

Wright, S., Yelland, M., Heathcote, K. ve Wright, G. (2009). Fear of needles—Nature and prevalence in general practice. Australian Family Physician. 38(3), 172–176. https://doi.org/10.3316/informit.771566427388173

Yartz, A. R. ve Hawk, L. W. (2002). Addressing the specificity of affective startle modulation: Fear versus disgust. Biological Psychology, 59(1), 55-68. https://doi.org/10.1016/S0301-0511(01)00121-1