Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Narsistik Kişilik Bozukluğu

Narsistik Kişilik Bozukluğu

Narsisizm, kişinin çeşitli benlik, duygulanım ve alan düzenleyici süreçler yoluyla nispeten olumlu bir öz imajını sürdürme kapasitesi olarak kavramsallaştırılabilir. Bireylerin onaylanma ve doğrulanma ihtiyaçlarının ve sosyal çevreden açık ve gizli olarak kendini yükseltme deneyimlerini arama motivasyonun temelini oluşturmaktadır (Pincus ve ark., 2009). Tüm bireylerin normal narsistik ihtiyaçları ve güdüleri vardır (Kohut, 1977; Stone, 1998). Ancak, patolojik olarak narsistik bireyler hayal kırıklıkları ve olumlu benlik imajına yönelik tehditlerle karşılaştıklarında oldukça sıkıntılı görünürler. Hiç kimse mükemmel olmadığı için ve dünya kişinin istediği sonuçlara sürekli olarak zorluklar getirdiği için patolojik narsisizm olumlu bir benlik imajına yönelik tehditlere ve hayal kırıklıklarına karşı önemli düzenleyici eksiklikler ve uyumsuz stratejiler içerir (Horowitz, 2009; Kernberg, 2009; Ornstein, 2009; Ronningstam, 2005a). 

Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedir?

Oldukça yaygın olan narsistik kişilik bozukluğu, diğer bozukluklarla yüksek oranda eş zamanlıdır. Bununla birlikte, önemli işlevsel bozulma ve psikososyal yetersizlikle ilişkilidir (Miller ve ark., 2007; Stinson ve ark., 2008). Narsistik kişilik bozukluğu erken yetişkinlik döneminde başlar. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip kişilerde çeşitli bağlamlarda mevcut olan yaygın bir büyüklenmecilik, hayranlık ihtiyacı ve empati eksikliği görülmektedir. Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle sınırsız başarı, güç, görkem, güzellik veya ideal aşk fantezileriyle meşgul olurlar. Üzerinden uzun zaman geçmiş takdir ve ayrıcalık hakkında uzun uzun düşünebilir ve kendilerini ünlü insanlarla olumlu olarak karşılaştırabilirler. Narsist bireylerde olumlu muameleye ilişkin anlamsız bir beklenti ve hak duygusu hakimdir. Bireyler, yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını bekleyebilir bu olmadığında ise şaşırır ve öfkelenirler. Örneğin, sırada beklemek zorunda olmadıklarını ve önceliklerinin çok önemli olduğunu, başkalarının onlara boyun eğmesi gerektiğini varsayabilirler. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip kişiler kibirli, küçümseyici ve tepeden bakan tutumlar sergilerler. Örneğin, acemi bir garsonu ‘’kaba’’ ya da ‘’aptal’’ diye şikâyet edebilirler veya doktorun küçümseyici bir değerlendirmesiyle tüm süreci sonlandırabilirler (American Psychiatric Association, 2013).  

Narsisizmin yapısı genellikle kibirli, kendini beğenmiş ve otoriter tutum ve davranışlarla ilişkilendirilir (Buss ve Chiodo, 1991). Bu, büyüklenmeci narsistik olarak bilinir. Büyüklenmeci narsistik, patolojik narsisizm ile ilişkilendirilen uyumsuz kendini yükseltme ifadelerini tanımlar (Campbell ve Miller, 2011).  Kırılgan narsisizm olan kişiler başkalarının değerlendirmelerine karşı aşırı duyarlılık gösterebilirler. Ayrıca, kronik olarak kıskançtırlar ve kendilerini sürekli başkalarıyla ilişki içinde görürler. Bu bireyler genellikle utangaçtır, görünüşte kendilerini geri planda tutarlar ve küçümsemelere karşı aşırı duyarlıdırlar (Caligor ve ark., 2015). 

Narsistik Kişilik Bozukluğunun Belirtileri

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, büyüklenmeci ya da kendinden nefret eden, dışa dönük ya da sosyal olarak izole edilmiş, iş patronları ya da istikrarlı bir iş hayatını sürdüremeyen, örnek vatandaş ya da antisosyal faaliyetlere eğilimli olabilirler. Belirtilerdeki bu heterojenlik bireyleri ortak noktayı bulmaktan uzaklaştırabilir. DSM-5 yaygın bir büyüklenmecilik, hayranlık ihtiyacı, hak sahibi olma ve empati eksikliği ile karakterize edilen narsistik kişilik bozukluğuna sınırlı ve aynı cinsten bir tanım sağlamıştır (Caligor ve ark., 2015). DSM-5’e göre narsistik kişilik bozukluğu erken ergenliğin başında birçok bağlamda aşağıdakilerden en az beşinin ya da daha fazlasının varlığı ile belirtilebilir (American Psychiatric Association, 2013): 

  • Kişini önemini abartılı şekilde görmesi (başarı ve yeteneklerin abartılması, yeterli başarılar olmadan da üstün olarak tanımlanmayı beklemek). 
  • Kişi sürekli olarak sınırsız başarı, güç, parlaklık, güzellik veya ideal aşk fantezileriyle meşguldür.
  • Kişinin özel ve benzersiz olduğu ve yalnızca diğer özel veya yüksek statülü kişiler (veya kurumlar) tarafından anlaşılabileceğine veya onlarla ilişki kurması gerektiği inancı vardır. 
  • Kişinin aşırı derecede hayran olunma ihtiyacı vardır. 
  • Kişide güçlü bir hak etme duygusu vardır (olumlu muameleye ilişkin anlamsız beklentiler). 
  • Kişinin başkalarından faydalanma eğilimi vardır (kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarından yararlanma gibi). 
  • Kişi empatiden yoksundur, başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını tanımaya ve bunlarla özdeşim kurmaya isteksizdir. 
  • Kişi genellikle başkalarını kıskanır ve başkalarının da kendini kıskandığına inanır.
  • Kişi kibirli ve tepeden bakan davranışlar veya tutumlar gösterir. 

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerde sürekli utanç ve aşağılanma duyguları ve buna eşlik eden özeleştiri veya sosyal geri çekilme depresif duygudurum, kalıcı depresif bozukluk (distimi) veya majör depresif bozukluk ile ilişkili olabilir. Buna karşılık, sürekli büyüklenme dönemleri hipomanik bir ruh hali ile ilişkilendirilebilir. Narsistik kişilik bozukluğu anoreksiya nervoza ve madde kullanım bozuklukları (özellikle kokain) ile de ilişkilidir (American Psychiatric Association, 2013). 

Narsistik Kişilik Bozukluğunun Olası Ayırıcı Belirtileri 

DSM-5’te yer alan narsistik kişilik bozukluğunun ayırıcı belirtileri şu şekildedir (American Psychiatric Association, 2013):

Diğer Kişilik Bozuklukları ve Kişilik Özellikleri: Narsistik kişilik bozukluğu, diğer kişilik bozukluklarıyla bazı ortak özelliklere sahiptir. Bu nedenle ayrım yapabilmek için ayırıcı karakteristik özelliklere dikkat etmek gerekir. Öz imajın göreceli istikrarı ve aynı zamanda kendine zarar veren davranış, dürtüsellik ve terk edilme endişelerinin göreceli eksikliği narsistik kişilik bozukluğunu sınırda kişilik bozukluğundan ayırmaya yardımcı olur. Başarılardan aşırı derece gurur duymak, duyguları sergilemedeki göreceli eksiklik ve başkalarının hassasiyetini küçümsemek narsistik kişilik bozukluğunu histrionik kişilik bozukluğundan ayırmaya yardımcı olur. Antisosyal ve narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, mantığa ağırlık veren veya duygusuz, düşünmeden konuşan, yüzeysel, sömürücü ve empatiden yoksun olma eğilimi gösterirler. Bunun yanı sıra, narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerde dürtüsellik, saldırganlık ve hilekarlık özellikleri olmak zorunda değildir. Aynı şekilde bu kişilerde genellikle çocuklukta davranış bozukluğu veya yetişkinlikte suç davranışı öyküsü yoktur. 

Mani ya da Hipomani: Büyüklenmecilik, mani ve hipomani dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Ancak, duygudurum değişikliği ile ilişkisi bu dönemleri narsistik kişilik bozukluğundan ayırır. 

Madde Kullanım Bozukluğu: Narsistik kişilik bozukluğu belirtileri, kalıcı bir madde kullanımına bağlı olmadan gelişirse ayırt edilebilir. 

Narsistik Kişilik Bozukluğu Epidemiyoloji 

Narsistik kişilik bozukluğunun yaygınlığı hala tam olarak tanımlanmamıştır, bu da bozukluğun belirtilmesinde hala netlik olmadığını göstermektedir (Caligor ve ark., 2015). Ancak DSM-5’te belirtilen yaygınlığa göre narsistik kişilik bozukluğu, toplum örneklemlerinde %0 ile %6,2 arasında değişmektedir. Bunun yanı sıra, narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin %50-75’i erkeklerden oluşmaktadır (American Psychiatric Association, 2013). 

Narsistik Kişilik Bozukluğu ve Psikolojik Müdahaleler 

Narsistik kişilik bozukluğuna sahip kişiler, özellikle savunmasızlıklarını ifade etmekten kaçınır ve terapide herhangi bir duygusal keşifte bulunma konusunda genellikle kararsızdırlar. Romantik bir partner, önemli bir aile üyesi ya da idealize edilmiş bir kişi tarafından terk edilme tehdidi gibi önemli derecede bir hareketlendirici güç olmadan nadiren terapiye giderler (Campbell ve Miller, 2011). 

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler genellikle depresif belirtiler, uyum ya da ilişkilerdeki zorluklarla ilgili endişelerinden dolayı terapiye başvururlar (Beck ve ark., 1990). Narsistik kişilik bozukluğu belirtileriyle mücadele etmek için birçok araştırmacı ve klinisyen Beck’in bilişsel terapi modelini (Beck ve ark., 1990) ve davranış değiştirme tekniklerini (dürtü kontrolü, göz temasını sürdürme ve büyüklenmeyi azaltma) kullanmıştır (Campbell ve Miller, 2011).  

Narsistik Kişilik Bozukluğuna Dair Öneri Kitap/Film İncelemeleri 

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2013). Narcissictic Personality Disorder. Diagnostic and statistical manual of mental disorders içinde (5. Bs., s.669-672). American Psychiatric Publishing. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596.dsm18

Beck, A. T. ve Freeman, A. (1990). Cognitive therapy of personality disorders. New York, NY: Guilford Press. 

Buss, D. M. ve Chiodo, L. M. (1991). Narcissistic acts in everyday life. Journal of Personality, 59(2), 179-215. https://doi.org/10.1111/j.1467-6494.1991.tb00773.x

Caligor, E., Levy, K. N. ve Yeomans, F. E. (2015). Narcissistic personality disorder: Diagnostic and clinical challenges. American Journal of Psychiatry, 172(5), 415-422. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2014.14060723

Campbell, W. K. ve Miller, J. D. (2011). The handbook of narcissism and narcissistic personality disorder: Theoretical approaches, empirical findings, and treatments. John Wiley & Sons.

Horowitz, M. (2009). Clinical phenomenology of narcissistic pathology. Psychiatric Annals, 39(3).https://doi.org/10.3928/00485713-20090301-06

Kernberg, O. F. (2009). Narcissistic personality disorders: Part 1. Psychiatric Annals, 39(3).https://doi.org/10.3928/00485713-20090301-04

Kohut H. 1977. The restoration of the self. New York: Int. Univ. Press

Miller, J. D., Campbell, W. K. ve Pilkonis, P. A. (2007). Narcissistic personality disorder: Relations with distress and functional impairment. Comprehensive Psychiatry, 48(2), 170-177. https://doi.org/10.1016/j.comppsych.2006.10.003

Ornstein, P. H. (2009). ‘Chronic rage from underground’: the treatment of a patient with a severe narcissistic disorder. Psychiatric Annals, 39(3). https://doi.org/10.3928/00485713-20090301-07

Pincus, A. L. ve Lukowitsky, M. R. (2010). Pathological narcissism and narcissistic personality disorder. Annual Review of Clinical Psychology, 6, 421-446. https://doi.org/10.1146/annurev.clinpsy.121208.131215

Pincus, A. L., Ansell, E. B., Pimentel, C. A., Cain, N. M., Wright, A. G. ve Levy, K. N. (2009). Initial construction and validation of the Pathological Narcissism Inventory. Psychological Assessment, 21(3), 365. https://psycnet.apa.org/doi/10.1037/a0016530

Ronningstam EF. (2005a). Narcissistic personality disorder: A review. M. Maj, H. Akiskal, J. Mezzich ve A. Okasha (Ed.), Personality disorders içinde (s.277-327). Chichester, England: Wiley. 

Stinson, F. S., Dawson, D. A., Goldstein, R. B., Chou, S. P., Huang, B., Smith, S. M., ... ve Grant, B. F. (2008). Prevalence, correlates, disability, and comorbidity of DSM-IV narcissistic personality disorder: results from the wave 2 national epidemiologic survey on alcohol and related conditions. The Journal of Clinical Psychiatry, 69(7), 1033. https://doi.org/10.4088/jcp.v69n0701

Stone, M. (1998). Normal narcissism: An etiological and ethological perspective. E. Ronnigstam (Ed.), Disorders of narcissism: Diagnostic, clinical and empirical implications içinde (s.7-28). Washington, DC: American Psychiatric Press.