Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Cinsel Bağımlılık

Cinsel Bağımlılık

Cinsel bağımlılık, cinsel dürtü, davranış ve fantezileri kişin günlük hayatını etkileyecek biçimde aşırı ve tekrarlayan biçimde deneyimlenmesidir (Storholm ve ark., 2011). Literatürde hiperseksüel bozukluk, cinsel bağımlılık, zorlantı, dürtü kontrolü, aşırı cinsel davranış gibi çeşitli tanımlamalar bulunmaktadır. Belirtiler arasında cinsel davranışı durduramama, cinsel davranışı sınırlamak için sürekli çaba harcama, cinsel aktiviteyle birlikte şiddetli duygudurum değişimleri, şiddetli fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuçlara sebep olması sayılabilir (Karila ve ark., 2014).  

Davranışsal belirtiler arasında yeni cinsel partnerler arama, sık cinsel karşılaşma, kompülsif mastürbasyon, sık pornografi kullanımı, aşırı cinsel davranışları azaltmak veya durdurmak için tekrarlanan başarısız girişimler, fizyolojik uyarılma olmaksızın cinsel faaliyetlerde bulunmak, riskli cinsel faaliyetlerken; bilişsel ve duygusal belirtiler arasında, obsesif seks düşünceleri, aşırı cinsel davranışlarla ilgili suçluluk duyguları, hoş olmayan duygulardan kaçma veya bunları bastırma isteği, yalnızlık, can sıkıntısı, düşük öz kanaat, utanma yer alır (Coleman ve ark., 2003). Cinsel bağımlılık belirtileri olan 97 kişi ile yapılan bir araştırmada en yaygın belirtiler pornografi bağımlılığı, zorlayıcı mastürbasyon ve uzun süreli cinsel ilişki bulunmuştur (Briken ve ark., 2007).

Hiperseksüel bozukluk 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan DSM-5'e eklenerek değerlendirme ölçütleri belirlenmiştir. Bunlar:

A. Aşağıdaki ölçütlerden en az 4'ü veya daha fazlasıyla ilişkili, en az 6 aydır devam eden, tekrarlı ve yoğun cinsel fanteziler, dürtüler ve cinsel davranışlar olarak tanımlanmıştır: 

1. Cinsel fantezi, dürtüler ve cinsel davranışları planlama ve uygulamaya yönelik aşırı zaman harcama.

2. Hoşa gitmeyen duygu durumlarına (kaygı, depresyon, sıkıntı...) tepki olarak cinsel fantezi, dürtü ve cinsel davranışlara yönelmek.

3. Strese yol açan gelişmelere tepki olarak cinsel fantezi, dürtü ve cinsel davranışlara yönelmek.

4. Cinsel fantezi, dürtü ve cinsel davranışları kontrol etmek veya kayda değer biçimde azaltmaya yönelik tekrarlayan başarısız çaba ve girişimler.

5. Kendisinin veya başkasının fiziksel veya duygusal zarar görme riskini göz ardı eden biçimde tekrarlayıcı cinsel davranışlara yönelmek.

B. Sosyal, mesleki veya diğer önemli işlev alanlarında, bu cinsel fantezi, dürtü ve davranışların sıklık ve yoğunluğuyla ilişkili, klinik anlamda kayda değer kişisel sıkıntı ve bozukluk söz konusudur.

C. Bu cinsel fantezi, dürtü ve cinsel davranışlar herhangi bir maddenin (uyuşturucu, alkol, ilaç...) veya manik nöbetlerin direkt psikolojik etkisinden kaynaklanmaz.

D. Kişi en az 18 yaşındadır.

Bunlara eşlik eden mastürbasyon, pornografi, yetişkinlerle cinsel ilişki, siber seks, telefon seksi, striptiz kulüpleri varsa belirtilmelidir. 

Goodman (1993) çalışmasında cinsel bağımlılığın altında yatan mekanizmayı açıklamıştır. Bu çalışmaya göre cinsel bağımlılıkta cinsel davranış hem zevk almak hem de rahatsızlık veren içsel süreçlerden kaçışı sağlama işlevi görmektedir. Cinsel davranışın başarısız şekilde kontrol edilmesi ve zarara yol açabilen sonuca rağmen cinsel davranışın devam etmesi bireye rahatsızlık veren bir durumdur. 

Birey bu hislerden kaçmak için tekrar bağımlılık davranışına yönelerek kısır bir döngüye girer. Cinsel bağımlılık, tuhaf bir sapma ya da nadir bir bozukluk değildir. Kişi, içsel süreçlerini düzenleme için bir tür cinsel davranışa zorlayıcı bir bağımlılık geliştirir. Cinsel bağımlılık için özel bir cinsel davranış kalıbı yoktur. Bağımlılıkta cinsel davranışın ne olduğu değil, nasıl olduğu ve kişinin hayatını nasıl etkilediği önemlidir. Cinsel davranışın nesnesi, sıklığı ya da sosyal kabulü bağımlılık olarak nitelendirmek için değerlendirilebilir. Cinsel bağımlılık, diğer bağımlılıklarla benzer olarak cinsel karşılaşmaların doğrudan risklerinin yanı sıra, HIV/AIDS ve istenmeyen gebelik gibi yıkıcı sonuçları vardır (Carnes, 1983). 

Cinsel bağımlılıkla ilgili bilimsel kanıtlar az olduğu için bu bağımlılık türüne DSM-5’te yer verilmemiştir (Kafka, 2010). Ancak, DSM-5 için bir takım bağımlılık kriterleri önerisinde bulunulmuştur. Bununla birlikte cinsel bağımlılık, “Cinsel Sapkınlık Olmayan (Parafili) Aşırı Cinsel Davranış’’ başlığı altında değerlendirilmiştir. 

Goodman’ın (1993) çalışmasına göre cinsel bağımlılığı olan bireylerin %50’si alkol ve madde bağımlılığı problemi yaşamaktadır. Diğer bağımlılık türleriyle özellikle yeme bozukluklarıyla birlikte görülebilmektedir. Cinsel bağımlılar sıklıkla duygudurum ve kaygı bozukluklarına sahiptir. Müdahale aşamasında ilk önce diğer bağımlılık türleri ve depresif, manik depresif ve kaygı belirtileri ile çalışılmalıdır. Briken ve arkadaşlarının (2007) çalışmasında kadınlarda nevrotizm (örn., anksiyete bozuklukları) ve yeme bozuklukları en sık birlikte görülen belirtiler iken, erkeklerde en sık madde bozuklukları görülmektedir.

Cinsel bağımlılık ortalama başlangıç yaşı erken 20’lere denk gelir. Cinsel Bağımlılık ilgili bozuklukların prevelansı %3 ve %6.8 arasında değişmektedir (Coleman, 1992; Karila ve ark., 2014). Çalışmalar erkeklerin kadınlara göre daha fazla cinsel bağımlılığa sahip olduğunu göstermiştir (Karila ve ark., 2014). Cinsel bağımlılık bir şemsiye altında siberseks, aşırı mastürbasyon, aşırı pornografi kullanımı, telefon seks gibi unsurları toplamaktadır (Kafka, 2010).

Wolf (2008), cinsel bağımlılık döngüsünün, depresyon ve hayat memnuniyetsizliğine bağlı zayıf benlik imajıyla başladığını ileri sürer. Tüm bu sıkıntı veren duygu ve düşüncelerden kaçış olarak cinsel fantezi ve aktiviteler kullanılır. Sonrasında ise kişi pişmanlık hisseder ve bir daha yapmayacağına dair kendine söz verir. Benlik imajı, kendini kınama ile daha da zayıflar. Kaygıyı azaltmak için tekrar aşırı cinsel davranışlara başvurur. Böylece kişi bir kısır döngüye girer (Wolf, 2008).

Diehl ve arkadaşları (2018) yaptığı çalışmada çocukluk çağında fiziksel ya da cinsel istismara uğramış olmak yüksek riskli cinsel davranışlarla ilişkili bulmuştur. Erken çocukluk döneminde olumsuz bağlanma deneyimleri bireyleri bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişimlerini etkilemektedir. Bu nedenle çocukluk döneminde işlevsel olmayan bağlanmanın cinsel bağımlılık için bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir (Karila ve ark., 2014). Perera ve arkadaşlarının (2009), 539 genç yetişkinle yaptıkları çalışmada çocukluk döneminde fakir ailesel çevre ve cinsel istismar uğrama cinsel heyecan arayışı ve cinsel zorlantı ile ilişkili bulunmuştur. Erkekler cinsel heyecan arayışı ve cinsel zorlantıdan kadınlara göre daha yüksek skorlar almışlardır.

Carnes (1983) cinsel bağımlılıkla mücadelede öncü bir isimdir. Madde bağımlılıklarında kullanılan 12 adım programını cinsel bağımlılığa uyumlu hale getirmiştir. Kafka ve Prentky (1992) ise cinsel bağımlılığı parafili olarak değerlendirerek davranışın kontrol altına alınması için psikofarmakolojik müdahaleyi önermiştir. Goodman’ın (1993) 12 adım programı, bireysel ve grup terapisini önermiştir. Müdahale aşamasına madde bağımlılığının yoksunluk belirtileri hedef alınırken, cinsel bağımlılıkta irade ön plandadır (Gold ve Heiffner, 1998).

Cinsel Bağımlılık ile Mücadele

Goodman’a (1993) göre cinsel bağımlılıkla başa çıkmak için hem bağımlı cinsel davranış hem de onun altında yatan mekanizmanın çalışılması gereklidir. Cinsel bağımlılığa müdahalede nüks önleme en önemlisidir. Nüks önleme, risk tanıma, başa çıkma dürtüsü ve kayma mücadelesinden oluşur. Davranışsal belirti yönetimi hem nüksü önleme hem de bilişsel davranışçı teknikleri kapsamaktadır. Davranışal semptomatik müdahale iki unsuru sağlar: birincisi, semptomatik davranışın ilk oluşumunu önler yani kaymayı önler, ikincisi ise eğer semptomatik davranış gerçekleşirse tekrarını önler. Bu müdahalelerin dışında bireyin yeni beceriler edinmesi, yaşam stilini yenilemesi önerilir. Yapılan müdahaleler, bireyin sağlıklı bir şekilde kendini düzenlemesi, duygularını düzenlemesi, ihtiyaçlarını karşılaması, işlevsiz çekirdek inançlarını değiştirmesini desteklemelidir. Tüm bunlar bireysel psikoterapi ya da grup terapisini kapsamaktadır (Goodman, 1993). Ülkemizde cinsel bağımlılıkla mücadelede psikofarmakolojik müdahaleler başta olmak üzere bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, kabul ve kararlılık terapisi, çift terapisi ve nörofeedback, 12-adım programı faydalı olduğu görülmektedir (Beşen ve Aslan, 2014; Kızılok, 2021).

Cinsel Bağımlılığa Dair Öneri Kitap/Dizi/Film İncelemeleri

Kaynakça

Beşen, M. A. ve Aslan, E. (2014) Aseksüalite ve hiperseksüelite: Temel kavramlar. Androloji Bülteni, 16(59), 304-308. https://androlojibulten.org/jvi.aspx?pdir=androloji&plng=tur&un=AND-07830

Briken, P., Habermann, N., Berner, W. ve Hill, A. (2007). Diagnosis and treatment of sexual addiction: A survey among German sex therapists. Sexual Addiction & Compulsivity, 14(2), 131-143. https://doi.org/10.1080/10720160701310450

Carnes, P. (1983). Out of the shadows: standing sexual addiction. Minneapolis: CompCare Publishers. 

Coleman, E. (1992). Is your patient suffering from compulsive sexual behavior?. Psychiatric Annals, 22(6), 320–325. https://doi.org/10.3928/0048-5713-19920601-09

Coleman, E., Raymond, N. ve McBean, A. (2003). Assessment and treatment of compulsive sexual behavior. Minnesota Medicine, 86(7), 42–7.

Diehl, A., Clemente, J., Pillon, S. C., Santana, P. R., Silva, C. J. ve Mari, J. D. J. (2018). Early childhood maltreatment experience and later sexual behavior in Brazilian adults undergoing treatment for substance dependence. Brazilian Journal of Psychiatry, 41(3), 199-207. https://doi.org/10.1590/1516-4446-2017-0020    

Gold, S. N. ve Heffner, C. L. (1998). Sexual addiction: Many conceptions, minimal data. Clinical Psychology Review, 18(3), 367–381. https://doi.org/10.1016/S0272-7358(97)00051-2

Goodman, A. (1993). Diagnosis and treatment of sexual addiction. Journal of Sex & Marital Therapy, 19(3), 225-251. https://doi.org/10.1080/00926239308404908

Kafka, M. P. ve Prentky, R. (1992). Fluoxetine treatment of nonparaphilic sexual addiction and paraphilias in men. Journal of Clinical Psychiatry, 53(10), 351-358.

Kafka, P. (2010). Hypersexual disorder: a proposed diagnosis for DSM- V. Archives of Sexual Behavior. 39(2), 377-400. https://doi.org/10.1007/s10508-009-9574-7

Karila, L., Wéry, A., Weinstein, A., Cottencin, O., Petit, A., Reynaud, M. ve Billieux, J. (2014). Sexual addiction or hypersexual disorder: Different terms for the same problem? A review of the literature. Current Pharmaceutical Design, 20(25), 4012-4020. https://doi.org/10.2174/13816128113199990619

Kızılok, G. E. (2021). Cinsel bağımlılık: tanımı, etiyolojisi ve tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 13(3), 394-411.  https://doi.org/10.18863/pgy.791954

Perera, B., Reece, M., Monahan, P., Billingham, R. ve Finn, P. (2009). Childhood characteristics and personal dispositions to sexually compulsive behavior among young adults. Sexual Addiction & Compulsivity, 16(2), 131-145.  https://doi.org/10.1080/10720160902905421

Storholm, E. D., Fisher, D. G., Napper, L. E., Reynolds, G. L. ve Halkitis, P. N. (2011). Proposing a tentative cut point for the compulsive sexual behavior inventory. Archives of Sexual Behavior, 40(6), 1301-1308. https://doi.org/10.1007/s10508-010-9712-2

Wolf, S. C. (2008). A model of sexual aggression/addiction. Journal of Social Work & Human Sexuality, 7(1), 131-148. https://doi.org/10.1300/J291v07n01_10