Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Gıda Bağımlılığı

Gıda Bağımlılığı

Gıda bağımlılığı, patolojik kumar oynama gibi davranış bağımlılıklarından ziyade madde bağımlılığına benzemektedir (Ziauddeen ve Fletcher, 2013). Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, işlenmiş gıdalarda yaygın olarak bulunan yüksek yağ ve yüksek şeker birleşiminin özellikle kemirgen hayvanlarda gıda bağımlılığını oluşturduğunu kesin olarak desteklemektedir (Johnson ve Kenny, 2010). Ancak insanlarda gıda bağımlılığı kavramı, bilinene dayanan bir tahmindir: yani, belirli yüksek oranda işlenmiş gıdalar bağımlılık yapmaktadır (Gearhardt ve ark., 2011; Ifland ve ark., 2009). Bağımlılık yaptığı düşünülen aşırı lezzetli yiyecekler yaygın olarak bulunur ve sıkça tüketilir. Ancak bu yiyeceklerin bazı kişilerde bağımlılık yapabileceğini düşünmek, bu gıdaların belirli bireysel zayıflıklarla uyum içinde hareket eden belirli bir özelliğinin tanımlanmasını gerektirebilir (Ziauddeen ve Fletcher, 2013). 

Gıda Bağımlılığı Nedir?

Bağımlılıkla ilgili ifadelerin çoğu, yiyecek arzusu ile uyuşturucu arzusu arasındaki benzerliklere ve farklılıklara odaklanmaktadır. Eğer bir gıda bağımlılık yapıyorsa akla şu sorular gelmektedir: “Öyleyse yiyecek bizim için kötü mü? Özellikle lezzetli yiyecekler bizim için kötü mü? O halde aşırı lezzetli yiyecekler yasaklanmalı mı? Hepimiz yulaf yapası ile beslenirsek obezite ortadan kalkar mı?” (Pelchat, 2009). Hem hayvanlarla hem insanlarla yapılan son çalışmalar, gıdaların klasik kötüye kullanım ilaçlarında görülenlere benzer biyolojik ve psikolojik süreçleri tetikleyebileceğini göstermektedir (Gearhardt ve ark., 2009). 

Klinik gözlemler ve hatta popüler kültür, gıdaların bağımlılık yapıcı özelliklere sahip olabileceği fikrine uzun süre işaret etmektedir (Gearhardt ve ark., 2009). Çeşitli yeme bozukluğu olan kişiler şiddetli arzu, belirti olarak içe kapanma ve tahammül kanıtı olarak da yeme alışkanlıklarının arttığından bahsetmektedir (Pelchat, 2002). Popüler kültürde insanlar gıda bağımlısı ve çikolata düşkünü gibi terimler kullanır ve karbonhidrat krizlerini içeren belirtilere değinir (Pelchat, 2002). Gıda endüstrisi bile reklamlarında gıda bağımlılığını yiyecek krizlerinin tatmin edilmesi gerektiği veya “sadece bir tane yemekle kalmazsın” önerileriyle belirtmiştir (Gearhardt ve ark., 2009). 

Gıda bağımlılığı üzerine yapılan çalışmaların çoğu, altta yatan biyolojik nedeni, özellikle dopamin ve uyuşturucu sistemlerinin hem gıda hem de kötüye kullanan ilaçların ortak aktivasyonu olarak vurgulamıştır (Adam ve Epel, 2007; Nieto ve ark., 2002). İnsanlarla yapılan çalışmalar, gıda bağımlılığının davranışsal göstergelerinden ziyade beyin aktivitesine odaklanmış olsa da hayvanlarla yapılan çalışmalar gıda bağımlılığının hem biyolojik hem davranışsal göstergelerini araştırmıştır (Avena ve ark., 2005; Rada ve ark., 2005). Yapılan bir çalışmada yüksek şekerli bir beslenme düzenine sahip hayvanların şekere erişimi kaldırıldığında vücut sıcaklığının düştüğü, içe kapanma, tedirgin ve kaygılı hareketler gibi davranış değişikliği gözlemlenmiştir (Colantuoni ve ark., 2002; Wideman ve ark., 2005). 

Gıda Bağımlılığının Belirtileri

Gıda bağımlılığı, yeme alışkanlığı gibi zorlayıcı bir aşırı yemeğe neden olur. Birinin kompülsif aşırı yemek yemekten muzdarip olabileceğine dair birkaç potansiyel işaret bulunmaktadır (Goldberg, 2014): 

  • Yalnız yemek
  • Hızlı yemek 
  • Hızlı kilo alımı
  • Mideyi rahatsız hissetme noktasına kadar yemek.

Bununla birlikte, hareket yetisinde önemli derecede azalma ve kilo alımı nedeniyle faaliyetlerden uzak durmak diğer potansiyel işaretler arasında yer alır. Duygusal olarak ise kişide suçluluk duygusu, kontrol kaybı hissi, depresyon ve ruh halimi değişimleri de görülebilir. 

Yiyeceği gizlice tüketmek, gıda bağımlılığının bir duygusal belirtisidir. Gizli tüketim, gece geç saatlerde herkes uyurken yemek yemeyi içerebilir. Örneğin arzulanan yiyecekleri yiyebilmek için olabildiğince sosyal etkileşimlerden kaçınmak da gizli tüketimi gösterir. Diğer duygusal işaretler arasında iç suçluluk bulunmaktadır (Goldberg, 2014). 

Genellikle gıda bağımlılığı olarak adlandırılan potansiyel olarak bağımlılık bozukluğu olan aşırı yeme anlayışı, insan ve hayvan beyin görüntüleme çalışmalarına dayanmaktadır (Avena ve ark., 2012; Lee ve ark., 2012). Bu araştırmalar, şeker, yağ ve tuz oranı yüksek lezzetli yiyeceklerin beyinde bağımlılık yapan ilaçlara benzer etkileri olduğunu göstermektedir (Lee ve ark., 2012). Uyuşturucu bağımlıların, kompülsif yemek yiyenlerin ve obez bireylerin dopamin aktivitesinde benzer azalmalar görülmektedir. Bununla birlikte zayıf inhibitör kontrolü ve zevke karşı azalmış hassasiyet de ortak belirtiler arasındadır (Lee ve ark., 2012; Volkow ve ark., 2011). Bazı kişilerin yeme kalıpları uyuşturucu bağımlısı kişilerin davranış kalıplarına benzerlik gösterebilir. Örneğin tahammül, içe kapanma, arzu ve çapraz duyarlılık gıda bağımlılığına da görülen belirtilerdir (Lee ve ark., 2011). 

En yaygın gıda bağımlılığı belirtileri arasında yiyeceği uzun süreli ve çok miktarda tüketmek, yemeyi tekrar tekrar kesme girişimleri ve olumsuz sonuçlara rağmen tüketmeye devam etmek bulunur. Yiyeceğe tahammül ve zaman ayrımı ileri düzeydedir. Bununla birlikte içe kapanma, sosyal, mesleki ve eğlence faaliyetlerinde azalma da daha nadir görülen belirtiler arasında yer alır (Meule, 2011). 

Gıda Bağımlılığının Yaygınlığı

Çocuklarda ve ergenlerde gıda bağımlılığının belirtilerini inceleyen araştırmalar oldukça az sayıdadır (Meule, 2011). Merlo ve arkadaşları (2009) tarafından yapılan bir çalışmada aşırı kilolu çocukların %15,2’si gıda bağımlısı olduklarını düşündüklerini belirtmiştir. Bu çalışmada en çok onaylanan maddeler kompülsif yemek ve yemeyi kesme girişimleridir. Gıda bağımlılığı belirtileri, vücut kitle indeksi ile pozitif ilişkilidir. Bu yüzden obezite olan bireylerde ve aşırı yeme rahatsızlığı olan kişilerde gıda bağımlılığı daha da artabilir (Meule, 2011). 

Gıda Bağımlılığı ve Psikolojik Müdahaleler

Gıda bağımlılığına yol açan rahatsız edici duygular ve kişinin kendisine zarar veren davranışları mantıksız düşünceler tarafından üretilir. Net olarak suçlu aile, genetik eğilimler veya karşılaşılan muamele değildir. Bu yüzden kişinin gerçekçi olmayan iç diyaloğunu değiştirmesi, duygusal ve davranışsal gelişmenin temel yoludur. Bu yol da bilişsel davranışçı terapi ile sağlanabilir (Edelstein, 2015). Bunun yanı sıra yiyecek arzusunu, işarete maruz kalmayı ve tepki önlemeyi, duygu düzenleme becerilerini teşvik etmeyi ve motivasyonu yönetmek için kabul ve farkındalığa dayalı teknikleri içeren müdahale yöntemleri de bulunmaktadır (Davis ve Carter, 2014; Grosshans ve ark., 2011). Bu tekniklerle birlikte hem gıda hem de madde kullanımı alanında arzuyu ve tüketimi azaltmak için müdahalesiz beyin stimülasyonu, biyolojik geri bildirim, nöroterapi, bilişsel önyargı değişikliği ve yürütücü işlev eğitimi gibi çok sayıda yaklaşım incelenmiştir (Meule, 2019). 

Gıda Bağımlılığına Dair Kitap/Belgesel/Dizi Önerileri

Kaynakça

Adam, T. C. ve Epel, E. S. (2007). Stress, eating and the reward system. Physiology & Behavior, 91(4), 449-458. https://doi.org/10.1016/j.physbeh.2007.04.011

Avena, N. M., Gold, J. A., Kroll, C. ve Gold, M. S. (2012). Further developments in the neurobiology of food and addiction: update on the state of the science. Nutrition, 28(4), 341-343. https://doi.org/10.1016/j.nut.2011.11.002

Avena, N. M., Long, K. A. ve Hoebel, B. G. (2005). Sugar-dependent rats show enhanced responding for sugar after abstinence: evidence of a sugar deprivation effect. Physiology & Behavior, 84(3), 359-362. https://doi.org/10.1016/j.physbeh.2004.12.016

Colantuoni, C., Rada, P., McCarthy, J., Patten, C., Avena, N. M., Chadeayne, A. ve Hoebel, B. G. (2002). Evidence that intermittent, excessive sugar intake causes endogenous opioid dependence. Obesity Research, 10(6), 478-488. https://doi.org/10.1038/oby.2002.66

Davis, C. ve Carter, J. C. (2014). If certain foods are addictive, how might this change the treatment of compulsive overeating and obesity?. Current Addiction Reports, 1(2), 89-95. http://dx.doi.org/10.1007/s40429-014-0013-z

Edelstein, M. R. (2015). A different cbt approach to eating addiction. PsychologyToday. Erişim adresi: https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-three-minute therapist/201510/different-cbt-approach-eating-addiction

Gearhardt, A. N., Corbin, W. R. ve Brownell, K. D. (2009). Food addiction: an examination of the diagnostic criteria for dependence. Journal of Addiction Medicine, 3(1), 1-7. https://doi.org/10.1097/adm.0b013e318193c993

Gearhardt, A. N., Grilo, C. M., DiLeone, R. J., Brownell, K. D. ve Potenza, M. N. (2011). Can food be addictive? Public health and policy implications. Addiction, 106(7), 1208-1212. https://doi.org/10.1111/j.1360-0443.2010.03301.x

Goldberg, J. (August 21, 2014). Food Addiction. WebMD. 

Grosshans, M., Loeber, S. ve Kiefer, F. (2011). Implications from addiction research towards the understanding and treatment of obesity. Addiction Biology, 16(2), 189-198. https://doi.org/10.1111/j.1369-1600.2010.00300.x

Ifland, J. R., Preuss, H. G., Marcus, M. T., Rourke, K. M., Taylor, W. C., Burau, K., Jacobs, W.S., Kadish, W. ve Manso, G. (2009). Refined food addiction: a classic substance use disorder. Medical Hypotheses, 72(5), 518-526. https://doi.org/10.1016/j.mehy.2008.11.035

Johnson, P. M. ve Kenny, P. J. (2010). Dopamine D2 receptors in addiction-like reward dysfunction and compulsive eating in obese rats. Nature Neuroscience, 13(5), 635-641. https://doi.org/10.1038/nn.2519

Lee, N. M., Carter, A., Owen, N. ve Hall, W. D. (2012). The neurobiology of overeating: Treating overweight individuals should make use of neuroscience research, but not at the expense of population approaches to diet and lifestyle. EMBO Reports, 13(9), 785-790. https://doi.org/10.1038/embor.2012.115

Merlo, L. J., Klingman, C., Malasanos, T. H. ve Silverstein, J. H. (2009). Exploration of food addiction in pediatric patients: A preliminary investigation. Journal of Addiction Medicine, 3(1), 26. https://dx.doi.org/10.1097%2FADM.0b013e31819638b0

Meule, A. (2011). How prevalent is “food addiction”?. Frontiers in Psychiatry, 2, 61. https://doi.org/10.3389/fpsyt.2011.00061

Meule, A. (2019). A critical examination of the practical implications derived from the food addiction concept. Current obesity reports, 8(1), 11-17. https://doi.org/10.1007/s13679-019-0326-2

Nieto, M. M., Wilson, J., Cupo, A., Roques, B. P. ve Noble, F. (2002). Chronic morphine treatment modulates the extracellular levels of endogenous enkephalins in rat brain structures involved in opiate dependence: a microdialysis study. Journal of Neuroscience, 22(3), 1034-1041. https://doi.org/10.1523/JNEUROSCI.22-03-01034.2002

Pelchat, M. L. (2002). Of human bondage: food craving, obsession, compulsion, and addiction. Physiology & Behavior, 76(3), 347-352. https://doi.org/10.1016/S0031-9384(02)00757-6

Pelchat, M. L. (2009). Food addiction in humans. The Journal of Nutrition, 139(3), 620-622. https://doi.org/10.3945/jn.108.097816

Rada, P., Avena, N. M. ve Hoebel, B. G. (2005). Daily bingeing on sugar repeatedly releases dopamine in the accumbens shell. Neuroscience, 134(3), 737-744. https://doi.org/10.1016/j.neuroscience.2005.04.043

Volkow, N. D., Wang, G. J. ve Baler, R. D. (2011). Reward, dopamine and the control of food intake: implications for obesity. Trends in Cognitive Sciences, 15(1), 37-46. https://doi.org/10.1016/j.tics.2010.11.001

Wideman, C. H., Nadzam, G. R. ve Murphy, H. M. (2005). Implications of an animal model of sugar addiction, withdrawal and relapse for human health. Nutritional Neuroscience, 8(5-6), 269-276. https://doi.org/10.1080/10284150500485221

Ziauddeen, H. ve Fletcher, P. C. (2013). Is food addiction a valid and useful concept?. Obesity Reviews, 14(1), 19-28. https://doi.org/10.1111/j.1467-789X.2012.01046.x