Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Çocuklarda Cinsel Bilgilendirme

Çocuklarda Cinsel Bilgilendirme

Okul öncesi dönem, tüm gelişim alanlarında olduğu gibi cinsel gelişim alanında da hızlı değişimlerin yaşandığı, birçok bilgi ve becerinin kazanıldığı kritik bir dönemdir. Bebeklikten itibaren çocukların ilgileri cinsel organları da dahil olmak üzere bedenlerine yöneliktir (Balter ve ark., 2016). Çocukluğun erken dönemlerinde başlayan doğum ve cinsiyete yönelik aktif merak, çocukların sorduğu birçok soruda kendini gösterir (Tobin, 2001). Bu nedenle sorularına uygun cevaplar vermeleri sağlıklı cinsel gelişimleri için önemlidir. Son yıllarda çocuk cinsel istismarı konusunun artan önemi nedeniyle anaokulu düzeyinde okul temelli cinsellik eğitimine duyulan ihtiyaç artmıştır. Cinsellik eğitimi, cinselliğin bilişsel, duygusal, sosyal, etkileşimli ve fiziksel yönlerinin öğrenilmesini ve cinsellikle ilgili uygun tutum ve davranışların geliştirilmesini içeren yaşam boyu süren bir süreçtir (WHO, 2010). Birçok ülkede cinsellik eğitimi erken yaşlardan itibaren verilmekte ve cinsellik eğitiminin içeriği kapsamlı gelişim bakış açısına göre belirlenmektedir (Shannon ve Smith, 2015). Bu anlamda cinsellik eğitiminin temel bilgi ve becerileri okul öncesi dönemde başlamalı ve özellikle bu dönemde beden tanıma konusunda eğitime ağırlık verilmelidir. Cinsellik eğitim programları çocukların yaşına, gelişim düzeyine ve kültürel bağlamına da uygun olmalı. Toplumsal değer ve inançların çeşitliliğini dikkate alarak planlanmalıdır (Pick ve ark., 2000). Cinsellik eğitimi, dar kapsamın çok ötesinde görülür. Vücut bölümlerinin adları, işlevleri ve bunlarla ilişkili üreme bilgileri gibi konuların yanı sıra çocukların kendilerini istismardan nasıl koruyabileceklerine ilişkin bilgileri kapsar. Cinsellik eğitimi, kimlik oluşturma, ilişki kurma, karar verme, sorumluluk alma, yakınlık gibi önemli konuları öğrenme, tutum, inanç ve değerlerin oluşturulması gibi kişisel becerilerin kazanılmasını içeren yaşam boyu süren bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Measor ve ark., 2000). Birçok araştırmacı cinsellik eğitimini bütüncül olarak görmektedir. Yani cinsellik eğitimini, cinsellikle ilgili tutum ve davranışların geliştirilmesini içeren yaşam boyu bir süreç olarak ele alırlar (Schmidt ve ark., 2015). 

Ebeveynler çocuklarına cinsel eğitim sağlamada çok önemli bir rol oynamaktadır. Ebeveynler çocuklar için ilk ve en önde gelen eğitimcilerdir ve aile çocuklar için ilk sosyal ortamdır. Aile sosyalleşmenin ana parçasıdır. Ancak ne yazık ki araştırmalar, ebeveynlerin çocuklarının cinsel eğitimine etik sorunlar nedeniyle yeterince ilgi göstermediğini bulmuştur. Çocukların cinsellikle ilgili bilgileri yaşadıkları deneyimler ve arkadaşları aracılığıyla edindiği ifade edilmiştir (Leslie ve ark., 2016). Ebeveynlerin cinsellikle ilgili olumsuz görüşleri, ailelerde cinsel eğitimin anne babalar tarafından reddedilmesine ve görmezden gelinmesine neden olur. Bu nedenle, gençler seks hakkında arkadaşlarından, dergilerden ve internetten bilgi alma eğilimindedir. Ancak elde edilen bilgiler yanlış olabilir ve hatta pornografiye bile yol açabilir. Cinsel eğitimin sağlanmasında ebeveynlik rollerinin mevcut durumu kitle iletişim araçları tarafından devralınmıştır. Kitle iletişim araçlarından alınan bilgilerin doğruluğu hala tartışmalıdır. Birçok genç bu bilgiyi yanlış anlamaktadır. Bunun nedeni, çocukları rastgele cinsel ilişki, istismar, şiddet ve cinsel suçların kurbanı olarak görselleştiren çevremizdeki birçok haber ve hayatın gerçeğidir (Awaru, 2020). Ailedeki zayıf cinsel eğitim, toplumun cinsellikle ilgili olumsuz önyargılarından kaynaklanmaktadır. Cinsiyetle ilgili konuşmalar veya tartışmalar, eğitim amaçlı bile olsa birçok toplumda hala ayıp ve yasak olan bir konu olarak kabul edilmektedir. Sonuç olarak, gençler nadiren ebeveynlerinden seks hakkında yeterince bilgi sahibi olmaktadırlar. Bu sorun ileride beklenmedik cinsel davranışlara ve sonuçlara yol açmaktadır (Fitriana, 2012). Ebeveynler çocuklarıyla cinsellikle ilgili konuları tartışmak konusunda isteksiz ve utangaç görünürler. Birçok ebeveyn cinsel eğitimin amacını anlamamaktadır. Öte yandan, pek çok araştırma, giderek artan gençlerin özgür cinsel davranış ve cinsel taciz suçlarının nedenlerinden birinin, çocukların ebeveynlerden, okullardan ve topluluktan aldıkları eğitim veya doğru cinsel bilgi eksikliğinden kaynaklandığını bulmuştur (Mertia ve ark., 2011). Ebeveynlerin cinsellik eğitimi konusunda yaşadıkları önyargı sorununun genç nesil için hem sosyal ilişkiler hem de sağlık açısından giderek daha fazla tehlike oluşturduğunu anlamaları için bir ölçüt olmalıdır. Bu sorunların etkilerini azaltmak için ebeveynler cinsel eğitim konusundaki görüşlerini değiştirmelidir (Awaru, 2020). Foucault (2000) tarafından yürütülen bir araştırmada, cinselliğin doktorların, eğitimcilerin ve psikiyatristlerin desteğinin ötesinde ana etkeninin ebeveynlerin ve akrabaların olduğunu belirten sonuçlar vardır. Benzer şekilde, Sıfa (2019) tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarında da aile ortamının çocuklara cinsel eğitim verilmesi gereken ilk yer olması gerektiği açıklanmıştır.

Cinsel sağlık eğitimi, ergenlerin cinsiyetle ilgili güvenli seçimler yapabilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri sağlama konusunda büyük bir potansiyele sahiptir (Vanwesenbeeck ve ark., 2016). Yanlış bilgiyi azaltabilir ve eleştirel düşünmeyi, iletişimi ve özgüveni artırabilir. Bunlar, gençlerin cinsel ilişkileri konusunda daha akıllı seçimler yapmasına yol açacaktır. Kapsamlı cinsel sağlık eğitimi ve uygulama stratejileri kabul edilmiş ve geliştirilmiştir (WHO, 2010). Elde edilen bilgiler, ergenlerin riskli cinsel davranışlara girme şanslarını azaltmalarına yardımcı olur. Bu cinsel sağlık programları, farklı popülasyonları barındıracak şekilde geliştirilmiştir. Örneğin, okul temelli cinsel sağlık eğitimi, örgün eğitim sistemlerinde ergenleri hedef alırken ve okul müfredatına dahil edilirken (Sani ve ark., 2016), okul sisteminden kopmuş ergenlere ulaşmak için tasarlanmış diğer programlar da vardır (Mullinax ve ark., 2017). Ergenlik ve erken gençlik döneminde sağlıklı cinsel davranışları teşvik etmek, riskli davranışları azaltmanın ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların tıbbi maliyetlerini ve sağlık sonuçlarını azaltmanın en etkili yolu olarak kabul edilir (Hendershot ve ark., 2010). Ebeveynler ve çocuklar arasındaki etkileşimler, ergenlerin ve gençlerin yaşamları üzerinde önemli ve kalıcı bir etkiye sahip olan kalıcı bir kişilerarası ilişkiye işaret eder (Pantelimon, 2014). Ergenlerin cinsel hayata başlama kararlarında arkadaşlarının davranışları önemli bir rol oynamasına rağmen, ebeveynler cinsellik hakkında önemli bir bilgi kaynağı olmaya devam etmektedir. Ayrıca ergenler, ebeveynlerin tutum ve davranışlarından da etkilenmektedir (Chen ve ark., 2007). Olumlu ebeveyn rol modellemesi, ebeveyn izleme, algılanan bağlantı ve genel olarak iletişim hali şu maddeler ile olumlu ilişkilidir : Geç cinsel ilişkiye girme, daha az yoğun cinsel aktivite ve daha az genç gebelik  (Drioane, 2014).

Yukarıdaki cinsel eğitim kavramlarından yola çıkarak, cinsel eğitimin, fiziksel ve psikolojik değişikliklerin meydana gelmesi ve cinsel organın işlevi hakkında çeşitli destekleyici materyaller sağlayarak çocuklara değerlerin aktarılması ve cinsel davranışlarına yön verilmesi süreci olduğu sonucuna varılmıştır. Cinsel eğitimde toplumsal değerler, din, ahlak, örf ve adetler de öğretilir. Çocukların toplumda hâkim olan normlara uygun olmayan “yanlış” cinsel davranışlardan kendilerini koruyabilmeleri amaçlanmaktadır. Bununla birlikte, çocukların cinsel taciz, şiddet ve cinsel suçlardan korunmaları için erken yaşlardan itibaren cinsellik konusunda eğitim verilmesi gerekmektedir (Awaru, 2020). 

Kaynakça

Awaru, A. O. T. (2020). The Social Construction of Parents' Sexual Education in Bugis-Makassar Families. Society, 8(1), 175-190. https://doi.org/10.33019/society.v8i1.170

Balter, A. S., van Rhijn, T. M. ve Davies, A. W. (2016). The development of sexuality in childhood in early learning settings: An exploration of early childhood educators' perceptions. The Canadian Journal of Human Sexuality, 25(1), 30-40. https://doi.org/10.3138/cjhs.251-A3.

Chen, Z. Y., Dornbusch, S. M. ve Liu, R. X. (2007). Direct and indirect pathways between parental constructive behavior and adolescent affiliation with achievement-oriented peers. Journal of Child and Family Studies, 16(6), 837-858. https://doi.org/10.1007/s10826-006-9129-7

Drioane, E. A. (2014). Rewriting" the talk": Effects of parental communication education on perceived comforableness and willingness to have discussions with their children about sex (Doctoral dissertation, University of Colorado at Boulder).

Fitriana, N. G. (2012). Hubungan pengetahuan dan sikap tentang seks pranikah dengan perilaku seksual pada siswa Semarang. Jurnal Komunikasi Kesehatan, 3(1).

Foucault, M. (2000). Seks dan Kekuasaan, terj. SH Rahayu. Jakarta: Gramedia.

Hendershot, C. S., Magnan, R. E. ve Bryan, A. D. (2010). Associations of marijuana use and sex-related marijuana expectancies with HIV/STD risk behavior in high-risk adolescents. Psychology of Addictive Behaviors, 24(3), 404. https://doi.org/10.1037/a0019844

Leslie, L. K., Mehus, C. J., Hawkins, J. D., Boat, T., McCabe, M. A., Barkin, S. ve Beardslee, W. (2016). Primary health care: potential home for family-focused preventive interventions. American journal of preventive medicine, 51(4), 106-118. https://doi.org/10.1016/j.amepre.2016.05.01

Measor, L., Tiffin, C. ve Miller, K. (2000) Education, attitudes and behaviour. Young People’s views on sex education içinde. Routledge/Falmer.

Mertia, E. N., Hidayat, T. ve Yuliadi, I. (2011). Hubungan antara Pengetahuan Seksualitas dan Kualitas Komunikasi Orangtua dan Anak dengan Perilaku Seks Bebas pada Remaja Siswa-Siswi Man Gondangrejo Karangnyar. Wacana, 3(2).

Mullinax, M., Mathur, S. ve Santelli, J. (2017). Adolescent sexual health and sexuality education. International handbook on adolescent health and development içinde (S. 143-167). Springer, Cham.

Pantelimon, C. B. (2014). Egalitatea de şanse şi destructurarea familiei contemporane. Anthropological Researches and Studies, 1(4), 82-88.

Pick, S., Givaudan, M. ve Brown, J. (2000). Quietly working for school-based sexuality education in Mexico: Strategies for advocacy. Reproductive health matters, 8(16), 92-102. https://doi.org/10.1016/S0968-8080(00)90191-5

Sani, A. S., Abraham, C., Denford, S. ve Ball, S. (2016). School-based sexual health education interventions to prevent STI/HIV in sub-Saharan Africa: a systematic review and meta-analysis. BMC public health, 16(1), 1-26. https://doi.org/10.1186/s12889-016-3715-4

Schmidt, S. C., Wandersman, A. ve Hills, K. J. (2015). Evidence-based sexuality education programs in schools: Do they align with the national sexuality education standards? American Journal of Sexuality Education, 10, 177–195. https://doi.org/10.1080/15546128.2015.1025937

Shannon, B. ve Smith, S. J. (2015). ‘A lot more to learn than where babies come from’: Controversy, language and agenda setting in the framing of school-based sexuality education curricula in Australia. Sex Education, 15(6), 641–654. https://doi.org/10.1080/14681811.2015.1055721.

Sifa, A. L. (2019). PERAN ORANG TUA DALAM PENDIDIKAN SEKS BAGI REMAJA (Studi Kasus Siswa Kelas VIII SMP Negeri 5 Salatiga) Tahun 2019 (Doctoral dissertation, IAIN SALATIGA).

Tobin, J. (2001). Childhood sexuality after Freud: The problem of sex in early childhood education. Annual of Psychoanalysis, 29, 179-198. 

Vanwesenbeeck, I., Westeneng, J., de Boer, T., Reinders, J. ve van Zorge, R. (2016). Lessons learned from a decade implementing Comprehensive Sexuality Education in resource poor settings: The World Starts With Me. Sex Education, 16(5), 471-486. https://doi.org/10.1080/14681811.2015.1111203

World Health Organization (WHO). Developing Sexual Health Programmes. A Framework for Action; WHO: Geneva, Switzerland, 2010.