Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu

Karşıt olma Karşıt Gelme Bozukluğu

            Karşıt olma karşıt gelme bozukluğu, en yaygın olarak erken okul çağındaki çocuklarda (Steiner ve Remsing, 2007) ortaya çıkan ve bazı belirtilerin ergenlik döneminde oldukça normatif davranış haline geldiği (örneğin, sinirlilik, yetişkinlerle aynı fikirde olmama) çocukluk dönemine özgü bir bozukluk olarak kabul edilir. Çocuklar arasında en yaygın ruh sağlığı bozukluklarından biri olarak, Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-5. baskıya göre, karşıt olma karşıt gelme bozukluğu için yaygınlık oranlarının %1 ile 11 arasında değiştiği ve genel ortalamanın yaklaşık %3,3 olduğu tahmin edilmektedir (APA, 2013). Bununla birlikte, ergenlikte yüksek düzeyde karşıt olma karşıt gelme belirtileri, akademik başarı (Greene ve ark., 2002), duygusal gelişim ve akran ilişkilerinin kalitesi (Munkvold ve ark., 2011) gibi kritik gelişimsel görevlerle olumsuz olarak ilişkilendirilmiştir. 

Çocukların birincil bakıcılarıyla olan bağlanma ilişkileri, duygulanımları düzenleme yeteneklerinin gelişiminde merkezdir (Morris ve ark., 2007). Güvenli bağlanma ilişkileri, ebeveynler çocuklarının duygusal sıkıntılarına duyarlı olduklarında (Bakermans-Kranenburg ve ark., 2003) ve çocuklarının duygularını doğru şekilde anlayabildiklerinde gelişir. Çocukların duygularının tanınması ve onaylanması, onları daha sonra gelişebilecek psikopatolojik durumlardan korumaktadır (Stevens, 2014). Güvenli bağlanmanın bebeklerde (Crugnola ve ark., 2011), çocuklarda (Borelli ve ark., 2010) ve yetişkinlerde (Marganska ve ark., 2013) duygulanım düzenlemesi ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Ergenlikte bağlanma ve duygulanım düzenlemesini birbirine bağlayan kanıtlar da vardır. Örneğin, Pascuzzo ve arkadaşları (2013) daha güvenli bağlanan gençlerin daha fazla duygu odaklı başa çıkma stratejileri kullandığını bulmuştur. Benzer şekilde, bir çocuk adalet vakası örneğinde güvenli bağlanma, uyarlanabilir duygulanım düzenlemesi ile ilişkili çıkmıştır. (Zaremba ve Keiley, 2011). Güvenli bağlanmanın, sosyodemografik faktörlerden (örneğin, cinsiyet, etnik köken, annenin eğitim düzeyi, aile geliri) ve belirli ebeveynlik değişkenlerinden (yani, pozitif/olumsuz ebeveynlik, az dikkat) bağımsız olarak, ergenlerde karşıt olma karşıt gelme belirtilerinin daha düşük seviyelerini öngördüğü bulunmuştur (Brenning ve ark., 2012). Tersine, güvensiz bağlanma, örneğin yüksek riskli ergenlik dönemini yaşayan kızlarda karşıt olma karşıt gelme bozukluğu belirtilerinin de dahil olmak üzere dışsallaştırma (dışa vurma) sorunlarıyla ilişkilendirilmiştir. Özellikle, dışsallaştırma sorunları sergileyen kızların ebeveynleriyle daha az güvenli bağlanma ilişkileri olduğu gözlemlenmiştir. Karşıt olma karşıt gelme bozukluğuna sahip çocukları yetiştirmek, ayrıca ebeveynlik stresindeki artış ve depresif belirtiler gibi ebeveyn ruh sağlığı sorunlarının da dahil olması ebeveynleri olumsuz yönde etkiler (Hamilton ve Armando, 2008). Bu durum da potansiyel olarak çocukların karşıtlık davranışlarının artan seviyelerinin sürekli olarak döngü haline gelmesine neden olmaktadır (Burke ve ark., 2008). Ebeveynlerle ilişkilerinde bağlanma güvenliği zamanla azaldıkça, davranış sorunları geç ergenliğe doğru artış göstermiştir (Scott ve ark., 2013). Bununla birlikte, bu bulguları karmaşık hale getiren, karşıt olma karşıt gelme bozukluğu belirtilerinin iki farklı boyutunun yani, sinirli ve davranışsal bir sürecin artış gösterdiğinin kanıtıdır (Herzhof ve Tackett, 2016). Sinirli boyutun içselleştirme sorunlarıyla ilişkili olduğu, davranışsal boyutun ise orta çocukluktan erken ergenliğe kadar dışsallaştırma sorunlarını öngördüğü bulunmuştur (Burke ve ark., 2005). Asabi boyutun aynı zamanda içselleştirme problemlerini ve davranışsal boyutun dışsallaştırma problemlerini erken yetişkinliğe kadar öngördüğü bulunmuştur (Burke, 2012).

Çocukluktaki dışsallaştırma sorunları (karşıt olma karşıt gelme bozukluğu dahil) ile aile içi şiddet (Evans ve ark., 2008) ve kötü muamele (Milot ve ark., 2010) gibi travmatik olaylara ayrıca sert ebeveynlik (Gershoff, 2002) gibi diğer travmatik olmayan olumsuz olaylara maruz kalma arasında güçlü bir ilişki vardır. Bu aynı zamanda küçük çocuklar arasında bile travma sonrası stres bozukluğu ile karşıt olma karşıt gelme bozukluğu arasında yüksek eşlik eden rahatsızlıkla sonuçlandırılmıştır (Scheeringa ve Zeanah, 2008) Ayrıca, fiziksel istismar, cinsel istismar ve aile içi şiddet gibi kişilerarası travmaların, ciddi kazalar, yaralanmalar veya hastalık gibi kişilerarası olmayan travmalara kıyasla, çocuklarda dışsallaştırma sorunlarıyla daha güçlü bir şekilde ilişkili olduğu görülmektedir (Ford ve ark., 2011). Genel olarak, kişilerarası travma yaşayan çocuklar, kişilerarası olmayan travma yaşayan çocuklara göre öfke, duygusal düzenleme ve yıkıcı davranışlarla ilgili daha fazla soruna ve daha az güçlü yanlara sahip olma eğilimindedir (Kisiel ve ark., 2009). Örneğin daha büyük bir ebeveynlik zorluğu sergileyen psikopatolojisi olan çocukların, mağduriyet için daha büyük risk altında olabileceği sonucu elde edilmiştir (Cuevas ve ark., 2010). Travma ve karşıt olma karşıt gelme bozukluğu arasında bir ilişki olsa da travma yaşayan hangi çocukların karşıt olma karşıt gelme bozukluğu veya diğer dışsallaştırma davranışlarına sahip olduklarını veya geliştirmeye devam ettiklerini belirleyen faktörler bilinmemektedir. Önceden var olan biyolojik temelli bireysel farklılıkların, bazı çocukları travma bağlamında psikopatoloji geliştirme riskine sokması ve diğerleri için psikopatoloji gelişimine karşı tampon görevi görmesi mümkündür (Cipriano ve ark., 2011). 

Belirtileri

Karşıt olma karşıt gelme bozukluğunun DSM-5 el kitabında yayınlanan belirtileri şunlardır (APA, 2013): Aşağıdaki belirtilerin herhangi birinden olmak üzere en az 4 belirti, en az 6 ay süreyle, kardeşi olmayan en az bir kişi ile etkileşimi sırasında kendini gösterir.

Öfkeli/Kolay Kızan Duygudurum

  • Sık sık hiddetlenir.
  • Sık sık alınganlık gösterir ya da kolay kızar.
  • Sık sık kızgın, içerlemiş ve güceniktir.

Tartışmacı/Karşı Gelen Davranış

  • Buyurma, yaptırma ya da yasak etme gücü olan kişilerle sık tartışmaya girer; çocuklar ve gençler, büyükleriyle sık tartışır.
  • Buyurma, yaptırma ya da yasak etme gücü olan kişilerin isteklerine ve kurallara sıklıkla uymaz ya da bunlara etkin biçimde karşı gelir ya da karşı koyar.
  • Sık sık, bilerek başkalarını kızdırır.
  • Kendi yanlışlarından ya da yanlış davranışları nedeniyle sıklıkla başkalarını suçlar.
  • Son altı ay içinde en az iki kez kin gütmüş ya da düşmanlık beslemiştir.

Karşıt olma Karşıt gelme bozukluğu ile ilgili çeşitli araştırmalar, bu bozukluğa sahip ergenlerin, bireylerin gelecek yaşamlarını etkileyen gelişimsel görevlerle ilgili sosyal biliş alanlarında sorunlarla karşılaştıklarını göstermektedir (Kimhi, 2014). Sosyal biliş, sosyal etkileşimde yer alan süreçlerin anlaşılmasını içerir ve diğerlerindeki duyguları gözlemleme, diğer bireylerin ne düşündüğünü çıkarsama yeteneği ile sosyal etkileşimleri düzenleyen bireysel rolleri ve kuralları anlama becerisini içerir (Penn ve ark., 1997). Ergenleri karşıt olma karşıt gelme belirtileri geliştirme riskine neyin soktuğunu anlamak, bu bozukluğun önlenmesi ve müdahalesinde kritik öneme sahiptir.


KAYNAKÇA 

American Psychiatric Association. (2013). Specific phobia. Diagnostic and statistical manual of mental disorders. Washington,DC: American Psychiatric Publishing

Bakermans-Kranenburg, M. J., Van-Ijzendoorn, M. H. ve Juffer, F. (2003). Less is more: meta-analyses of sensitivity and attachment interventions in early childhood. Psychology Bulletin 129(2), 195–215. https://doi.org/10.1037/0033-2909.129.2.195

Brenning, K. M., Soenens, B., Braet, C. ve Bosmans, G. (2012) Attachment and depressive symptoms in middle childhood and early adolescence: testing the validity of the emotion regulation model of attachment. Personal Relationships, 19(3), 445–464. https://doi.org/10.1111/j.1475-6811.2011.01372.x

Borelli, J. L., Crowley, M. J., David, D. H., Sbarra, D. A., Anderson, G. M. ve Mayes, L. C. (2010). Attachment and emotion in school-aged children. Emotion, 10(4), 475–485. https://doi.org/10.1037/a0018490

Burke, J. D. (2012). An afective dimension within oppositional defant disorder symptoms among boys: personality and psychopathology outcomes into early adulthood. Journal of Child Psychol Psychiatry, 53(11), 1176–1183. https://doi.org/10.1111/j.1469-7610.2012.02598.x.

Burke, J. D., Loaber, R., Lahey, B. B. ve Rathouz, P. J. (2005) Developmental transitions among afective and behavioral disorders in adolescent boys. Journal of Child Psychology Psychiatry, 46(11), 1200–1210. https://doi.org/10.1111/j.1469-7610.2005.00422.x.

Burke, J. D., Pardini, D. A. ve Loeber, R. (2008) Reciprocal relationships between parenting behavior and disruptive psychopathology from childhood through adolescence. Journal of Abnorml Child Psychology, 36(5), 679–692. https://doi.org/10.1007/s10802-008-9219-7

Cipriano, E. A., Skowron, E. A. ve Gatzke-Kopp, L. M. (2011). Preschool children’s cardiac reactivity moderates relations between exposure to family violence and emotional adjustment. Child Maltreatment, 16(3), 205–215. https://doi.org/10.1177/1077559511408887

Crugnola, C. R., Tambelli, R., Spinelli, M., Gazotti, S., Caprin, C. ve Albizatti, A. (2011). Attachment patterns and emotion regulation strategies in the second year. Infant Behavior Dev, 34(1), 136–151.  https://doi.org/10.1016/j.infbeh.2010.11.002.

Cuevas, C. A., Finkelhor, D., Clifford, C., Ormond, R. K. ve Turner, H. A. (2010). Psychological distress as a risk factor for re-victimization in children. Child Abuse & Neglect, 34, 235–243.   http://dx.doi.org/10.1016/j.chiabu.2009.07.004

Evans, S. E., Davies, C. ve DiLillo, D. (2008). Exposure to domestic violence: A meta-analysis of child and adolescent outcomes. Aggression and Violent Behavior, 13(2), 131–140. https://doi.org/10.1016/j.avb.2008.02.005

Ford, J. D., Gagnon, K., Connor, D. F. ve Pearson, G. (2011). History of interpersonal violence, abuse, and nonvictimization trauma and severity of psychiatric symptoms among children in outpatient psychiatric treatment. Journal of Interpersonal Violence, 26(16), 3316–3337. https://doi.org/10.1177/0886260510393009

Gershoff, E. T. (2002). Corporal punishment by parents and associated child behaviors and experiences: A meta-analytic and theoretical review. Psychological Bulletin, 128(4), 539–579. https://doi.org/10.1037/0033-2909.128.4.539

Greene, R. W., Biederman, J., Zerwas, S., Monuteaux, M. C., Goring, J. C. ve Faraone, S. V. (2002). Psychiatric comorbidity, family dysfunction, and social impairment in referred youth with oppositional defant disorder. American Journal of Psychiatry, 159(7), 1214–1224. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.159.7.1214.

Hamilton, S. S. ve Armando, J. (2008). Oppositional defant disorder. American Family Physician, 78(7), 861–866.

Herzhof, K. ve Tackett, J. L. (2016). Subfactors of oppositional defant disorder: converging evidence from structural and latent class analyses. Journal of Child Psychol Psychiatry , 57(1), 18–29. https://doi.org/10.1111/jcpp.12423

Kimhi, Y. (2014). Theory of mind abilities and deficits in autism spectrum disorders. Topics in Lang Disorders, 34(4), 329-43.  https://doi.org/10.1097/TLD.0000000000000033

Kisiel, C., Fehrenbach, T., Small, L. ve Lyons, J. S. (2009). Assessment of complex trauma exposure, responses, and service needs among children and adolescents in child welfare. Journal of Child & Adolescent Trauma, 2(3), 143–160. https://doi.org/10.1080/19361520903120467

Marganska, A., Gallagher, M. ve Miranda, R. (2013). Adult attachment, emotion dysregulation, and symptoms of depression and generalized anxiety disorder. American Journal of Orthopsychiatry, 83(1), 131–141. https://doi.org/10.1111/ajop.12001

Milot, T., Éthier, L. S., St-Laurent, D. ve Provost, M. A. (2010). The role of trauma symptoms in the development of behavioral problems in maltreated preschoolers. Child Abuse & Neglect, 34(4), 225–234. https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2009.07.006

Morris, A. S., Silk, J. S., Steinberg, L., Myers, S. S. ve Robinson, L. R. (2007). The role of the family context in the development of emotion regulation. Social Development 16(2), 361–388. https://doi.org/10.1111/j.1467-9507.2007.00389.x

Munkvold, L. H., Lundervold, A. J. ve Manger, T. (2011). Oppositional defant disorder-gender diferences in co-occurring symptoms of mental health problems in a general population of children. Journal of Abnormal Child Psychology, 39(4), 577–587. https://doi.org/10.1007/s10802-011-9486-6

Pascuzzo, K., Cyr, C. ve Moss, E. (2013). Longitudinal association between adolescent attachment, adult romantic attachment, and emotion regulation strategies. Attachment Human Development, 15(1), 83–103. https://doi.org/10.1080/14616734.2013.745713

Penn, D. L., Corrigan, P. W., Bentall, R. P., Racenstein, J. ve Newman, L. (1997). Social cognition in schizophrenia. Psychology Bullet, 121(1), 114-132. https://doi.org/10.1037/0033-2909.121.1.114

Scheeringa, M. S. ve Zeanah, C. H. (2008). Reconsideration of harm’s way: Onsets and comorbidity patterns of disorders in preschool children and their caregivers following Hurricane Katrina. Journal of Clinical Child and Adolescent Psychology, 37(3), 508–518. https://doi.org/10.1080/15374410802148178

Scott, L. N., Whalen, D. J., Zalewski, M., Beeney, J. E., Pilkonis, P. A., Hipwell, A. E. ve Stepp, S. D. (2013). Predictors and consequences of developmental changes in adolescent girls’ self-reported quality of attachment to their primary caregiver. Journal of Adolescent, 36(5), 797–806. https://doi.org/10.1016/j.adolescence.2013.06.005

Steiner, H. ve Remsing, L. (2007). Practice parameter for the assessment and treatment of children and adolescents with oppositional defant disorder. Journal of American Academy Child Adolescent Psychiatry, 46(1), 126–141. https://doi.org/10.1097/01.chi.0000246060.62706.af

Stevens, F. L. (2014). Affect regulation styles in avoidant and anxious attachment. Individual Differences Research, 12(3), 123–130.

Zaremba, L. A. ve Keiley, M. K. (2011). The mediational efect of afect regulation on the relationship between attachment and internalizing/externalizing behaviors in adolescent males who have sexually ofended. Child Youth Serv Rev, 33(9), 1599–1607.