Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Bilişsel Çarpıtmalar ve Felaketleştirme

Bilişsel Çarpıtmalar ve Felaketleştirme

İnsanlara belirli bir şeyi neden yaptıkları sorulduğunda, cevapları genellikle nedensel bir atıf içermektedir; o davranışa neyin yol açtığına inandıklarını açıklayarak veya o davranışla neyi başarmaya çalıştıklarını açıklayarak davranışlarına bir neden atfederler (Maruna ve Mann, 2010). Temel atıf hatası ise atıf yapanların durumsal faktörlerin etkisini hafife alması ve davranışları kontrol etmede yatkın olma faktörlerinin etkisini abartma eğilimi olarak tanımlanmaktadır (Harvey ve ark., 1981). Başka bir kişiyle etkileşime girdiğimizde, algımızda baskın hale gelen o kişinin davranışıdır. Buna göre, gözlemci, kişiye odaklanması nedeniyle durumun etkisini hafife almakta, bu da temel atıf hatasına neden olmaktadır (Langdridge ve Butt, 2010). 

Bilişsel davranış modeline göre, bilişler davranışı belirleyen anahtar bir rol oynamaktadır. Bu bilişler düşünce, tutum ve inançları içermektedir (Mann ve Beech, 2003). Bireylerin olaylara tepki olarak otomatik düşünceleri bulunmaktadır ve bu düşünceler duygusal ve davranışsal tepkilere yol açmaktadır. Otomatik düşüncelerin içeriği genellikle bireyin kendisinin, başkalarının ve dünyanın önemli yönleri hakkındaki temel inançlarıyla ilişkilidir (Rnic ve ark., 2016). Bilişsel çarpıtmaların, tehdide duyarlı hızlı savunma algoritmalarının kullanılmasının doğal sonuçları olduğu öne sürülmektedir (Gilbert, 2011). Bu çarpıtmalar, bireyin ruh hali, davranışı ve dilindeki belirgin değişikliklerle ilişkilidir (Bollen ve ark., 2021).

Geleneksel olarak, bilişsel çarpıtmalar, aşağıdaki on iki irrasyonel akıl yürütme biçiminden biri olarak temsil edilir (Rnic ve ark., 2016):

  1. Duygusal akıl yürütme 
  2. Aşırı genelleme 
  3. Sonuçlara atlama (veya keyfi çıkarım) 
  4. İkilik akıl yürütme 
  5. -meli, -malı ifadeler
  6. Falcılık veya zihin okuma 
  7. Seçici soyutlama 
  8. Olumlu olanı diskalifiye etme
  9. Maksimizasyon ve minimizasyon 
  10. Felaketleştirme
  11. Kişiselleştirme 
  12. Etiketleme

Felaketleştirme Nedir?

            Felaketleştirme terimi ilk olarak Albert Ellis tarafından literatüre tanıtılmıştır. Ellis şu felaket örneğini kullanmıştır: "Durum ne kadar korkunç; Buna kesinlikle dayanamıyorum!" (Turner ve Aaron, 2001). Daha sonra Aaron Beck tarafından kaygı ve depresif bozukluğu olan hastalar tarafından kullanılan uyumsuz bir bilişsel stili tanımlamak için kullanılmıştır (Quartana ve ark., 2009). Beck ve arkadaşları tarafından verilen bir felaket örneği ise sınava giren bir üniversite öğrencisinin, başarısız olma ve sonuç olarak üniversiteden ayrılma olasılığı ile meşgul olmasıdır (Turner ve Aaron, 2001).

Felaket tanımlarının özünde, gelecekteki olaylara karşı irrasyonel olarak olumsuz bir önsezi kavramı bulunmaktadır (Quartana ve ark., 2009). Araştırmalar, kadınların felaket düşüncesine erkeklerden daha fazla katıldığını göstermiştir (Sullivan ve ark., 2000). 

Felaketleştirmenin Olumsuz Sonuçları

            Edwards ve arkadaşlarına (2006) göre, yüksek düzeyde felaketleştirme, daha şiddetli ve yaygın ağrı ve duygusal rahatsızlık ile ilişkilidir. Daha yüksek felaketleştirme, sürekli ağrı sırasında daha fazla merkezi sinir sistemi duyarlılığına sebep olur; bu da felaketleştirme ve ağrı duyarlılığı arasındaki tutarlı pozitif ilişkiyi açıklamaktadır. Felaketleştirme, kısa ve uzun vadeli olarak olumsuz duygulanım ve depresif ruh haline katkıda bulunabilmektedir. Kısaca, felaketleştirmenin sonuçlar üzerindeki etkisi oldukça geniş olabilmektedir (Edwards ve ark., 2006). Her ne kadar fiziksel bozulma ağrı yoğunluğunun tahmininde etkili olsa da felaketleştirme ve ağrı yoğunluğu, ağrı duyarlılığı ve psikolojik sıkıntı arasındaki ilişki, fiziksel bozulma ile karıştırılmamalıdır (Severeijns ve ark., 2001). 

Felaketleştirme ile Nasıl Başa Çıkılır?

            Bilişsel yeniden yapılandırma ile uyumlu olmayan bilişsel şemalar, olumlu sonuçlara daha elverişli olacak şekilde parçalanıp değiştirilebilmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapinin ana bileşenlerinden olan bilişsel yeniden yapılandırma 4 adımdan oluşmaktadır (Hope ve ark., 2010):

  1. İşlevsiz otomatik düşüncelerin tanımlanması 
  2. Bilişsel çarpıtmaların tanımlanması
  3. Otomatik düşüncelere itiraz etmek
  4. Otomatik düşüncelere rasyonel çürütme oluşturmak

Felaketleştirme ile İlgili Psikolojik Mekanizmalar

Ruminasyon: Ruminatif tepki tarzı, bireyin duygularının nedenlerine ve sonuçlarına odaklanmasına, semptomlarını hafifletebilecek dikkat dağıtıcı faaliyetlere odaklanamamasına neden olan üzücü veya olumsuz bir ruh haline yanıt olarak ortaya çıkan bir dizi düşünce ve davranış olarak düşünülebilir (Morrison ve O'Connor, 2008). 

Büyütme: Kişisel bir özelliğin veya durumun önemini veya sonucunu abartma veya büyütme eğilimi olarak tanımlanır (Jager-Hyman ve ark., 2014).

Çaresizlik: Çaresizlik kavramı birçok psikopatolojik durumla ilişkilendirilmiştir. Bazı çalışmalar umutsuzluğu depresyonun temel özelliklerinden biri olarak tanımlamıştır. Genel anlamıyla, arzulanan şeyin mümkün olmadığı veya başarılmasının imkânsız olduğu hissini içermektedir. Aynı zamanda tamamen olumsuz beklentilerin varlığını da ifade eder (Campbell, 1987).

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, bilişlerin davranışlarımızı belirlemede önemli bir rol oynadığı ve bilişsel çarpıtmaların da tehdide duyarlı hızlı savunma mekanizmaları olduğu söylenebilir. İrrasyonel akıl yürütme mekanizmaları olan bilişsel çarpıtmaların birden çok türü bulunmaktadır. Gelecekteki olaylara karşı olumsuz bir önsezinin bulunması felaketleştirme denilen bilişsel çarpıtmaya sebep olur. Felaketleştirmenin olumsuz duygulanım ve depresif ruh hali gibi olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Bilişsel yeniden yapılandırma ile bu olumsuz sonuçlar giderilebilmektedir. 

Kaynaklar

Bollen, J., Ten Thij, M., Breithaupt, F., Barron, A. T., Rutter, L. A., Lorenzo-Luaces, L. ve Scheffer, M. (2021). Historical language records reveal a surge of cognitive distortions in recent decades. Proceedings of the National Academy of Sciences, 118(30). https://doi.org/10.1073/pnas.2102061118

Campbell, L. (1987). Hopelessness. Journal of Psychosocial Nursing and Mental Health Services, 25(2), 18-22. https://doi.org/10.3928/0279-3695-19870201-05

Edwards, R. R., Bingham III, C. O., Bathon, J. ve Haythornthwaite, J. A. (2006). Catastrophizing and pain in arthritis, fibromyalgia, and other rheumatic diseases. Arthritis Care & Research: Official Journal of the American College of Rheumatology, 55(2), 325-332. https://doi.org/10.1002/art.21865

Gilbert, P. (2011). The evolved basis and adaptive functions of cognitive distortions. British Journal of Medical Psychology, 71(4), 447-463. https://doi.org/10.1111/j.2044-8341.1998.tb01002.x

Harvey, J. H., Town, J. P. ve Yarkin, K. L. (1981). How fundamental is" the fundamental attribution error"? Journal of Personality and Social Psychology, 40(2), 346. https://psycnet.apa.org/doi/10.1037/0022-3514.40.2.346

Hope, D. A., Burns, J. A., Hayes, S. A., Herbert, J. D. ve Warner, M. D. (2010). Automatic thoughts and cognitive restructuring in cognitive behavioral group therapy for social anxiety disorder. Cognitive Therapy and Research, 34(1), 1-12. https://doi.org/10.1007/s10608-007-9147-9

Jager-Hyman, S., Cunningham, A., Wenzel, A., Mattei, S., Brown, G. K. ve Beck, A. T. (2014). Cognitive distortions and suicide attempts. Cognitive Therapy and Research, 38(4), 369-374. https://doi.org/10.1007/s10608-014-9613-0

Langdridge, D. ve Butt, T. (2010). The fundamental attribution error: A phenomenological critique. British Journal of Social Psychology, 43(3), 357-369. https://doi.org/10.1348/0144666042037962

Mann, R. E. ve Beech, A. R. (2003). Cognitive distortions, schemas, and implicit theories. T. Ward, D. R. Laws ve S. M. Hudson (Ed.), Sexual Deviance: Issues and Controversies içinde (s. 135-153). SAGE Publications, Inc. https://doi.org/10.4135/9781483328751.n8

Maruna, S. ve Mann, R. E. (2010). A fundamental attribution error? Rethinking cognitive distortions. Legal and Criminological Psychology, 11(2), 155-177. https://doi.org/10.1348/135532506X114608

Morrison, R. ve O'Connor, R. C. (2010). The role of rumination, attentional biases and stress in psychological distress. British Journal of Psychology, 99(2), 191-209. https://doi.org/10.1348/000712607X216080

Quartana, P. J., Campbell, C. M. ve Edwards, R. R. (2014). Pain catastrophizing: A critical review. Expert Review of Neurotherapeutics, 9(5), 745-758. https://doi.org/10.1586/ern.09.34

Rnic, K., Dozois, D. J. ve Martin, R. A. (2016). Cognitive distortions, humor styles, and depression. Europe's Journal of Psychology, 12(3), 348. https://doi.org/10.5964%2Fejop.v12i3.1118

Severeijns, R., Vlaeyen, J. W., van den Hout, M. A. ve Weber, W. E. (2001). Pain catastrophizing predicts pain intensity, disability, and psychological distress independent of the level of physical impairment. The Clinical Journal of Pain, 17(2), 165-172. https://doi.org/10.1097/00002508-200106000-00009

Sullivan, M. J., Tripp, D. A. ve Santor, D. (2000). Gender differences in pain and pain behavior: The role of catastrophizing. Cognitive Therapy and Research, 24(1), 121-134. https://doi.org/10.1023/A:1005459110063

Turner, J. A. ve Aaron, L. A. (2001). Pain-related catastrophizing: What is it? The Clinical Journal of Pain, 17(1), 65-71. https://doi.org/10.1097/00002508-200103000-00009