Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Histriyonik Kişilik Bozukluğu

Histriyonik Kişilik Bozukluğu

Histriyonik kişilik bozukluğu DSM-5’te (American Psychiatric Association, 2013), dramatik, duygusal ve değişken göstergelere sahip kişilik bozuklukları işe kümelenmiştir. Bu kümede antisosyal, histriyonik, narsistik ve borderline (sınırda) kişilik bozuklukları yer almaktadır.

Histriyonik kişilik bozukluğuna sahip bireyler, sık sık dramatik, baştan çıkarıcı veya dikkat çekici davranışlarda bulunma, gösterişli bir nitelik taşıyan abartılı duygusal tepkiler, çevrelerini anlamak için izlenimci bir yaklaşım ve yüksek düzeyde telkin edilebilirlik ve başkaları tarafından etkilenmeye açık olma ile karakterizedir (Lewis ve Mastico, 2017). Histriyonik davranışların ele alındığı tarihler antik zamanlardan günümüze uzamaktadır. İlk başlarda somatik ve fiziksel tanımlamalara odaklanılmıştır fakat daha sonrasında ‘‘histerik’’ olarak tanımlanan duygusallığın ve kişiler arası bozulmaların, kişilik bakımından bir işlevsellik problemini ortaya koyduğu anlaşılmıştır (Lewis ve Mastico, 2017). Daha önceleri ‘‘histerik kişilik bozukluğu’’ olarak adlandırılan durum, 1980 yılından itibaren ‘‘Histriyonik kişilik bozukluğu olarak’’ ele alınmaya başlanmıştır.

Histriyonik kişilik bozukluğunun DSM-5 kriterleri aşağıdakiler gibidir (American Psychiatric Association, 2013):

Erken yetişkinlik döneminde başlayan ve çeşitli bağlamlarda ortaya çıkan ve yaygın bir şekilde görülen aşırı duygusallık ve dikkat çekme örüntüleri, aşağıdakilerden beşi (ya da daha fazlası) ile karşılanmıştır.

  1. Dikkat odağı olmadığı durumlardan rahatsız olma,
  2. Başkaları ile olan ilişkilerin çoğunlukla uygunsuz bir şekilde cinsel olarak ayartıcı ya da baştan çıkarıcı şekilde olması,
  3. Hızla değişen ve yüzeysel duygu ifadeleri sergileme,
  4. Dikkati kendine çekmek için sürekli olarak dış görünümü kullanma,
  5. Aşırı bir şekilde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntısız bir konuşma stili,
  6. Gösteriş yapma, yapmacık davranma ve duyguları abartılı bir şekilde gösterme,
  7. Telkine yatkın olma (örn., başkalarından ya da olaylardan kolayca etkilenme),
  8. İlişkilerin, olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünme.

Histriyonik kişilik bozukluğunun yukarıdaki kriterlerini daha geniş bir çerçevede açıklamak gerekirse şunlardan bahsedilebilir (American Psychiatric Association, 2013):

  1. Histriyonik kişilik bozukluğunun ana özelliği erken gençlik döneminde ortaya çıkmış olan ve çeşitli bağlamlarda yaygın bir şekilde görülen aşırı duygusallık ve dikkat çekme örüntüleridir. Kriter 1’de de belirtildiği üzere, histriyonik kişilik bozukluğuna sahip bireyler dikkat odağı olmadıklarında rahatsız ve değersiz hissederler. Bu kişiler genellikle canlı ve heyecanlıdırlar, dikkatleri kendilerine çekmeye eğilimlidirler ve coşkun, açıklık ya da baştan çıkarıcılıklarıyla yeni tanıştıkları insanları etkileyebilirler. Fakat, bu kişiler dikkat çekmeye yönelik taleplerini sürdürdükçe, iyi özellikleri gözden düşebilir. Dikkat odağı olmadıkları durumlarda, tekrar dikkati kendilerine çekmek için ani davranışlar ortaya çıkarabilirler (örn., hikayeler uydurmak, olay çıkarmak).
  2. Bu kişilerin başkaları ile olan ilişkileri çoğunlukla uygunsuz bir şekilde cinsel olarak ayartıcı ya da baştan çıkarıcı şekilde olur. Bu davranış sadece kişinin cinsel ya da romantik olarak ilgilendiği birine karşı değil, ayrıca birçok sosyal, mesleki, profesyonel ilişkilerinde de ortaya çıkabilir. Modern Batılı kültürlerde bu tür baştan çıkarıcı davranışların sergilenmesi daha açık bir şekilde olurken, daha muhafazakâr kültürlerde ve topluluklarda cinselliğe yönelik baskılayıcı bir tutum olması nedeniyle, bu tür histriyonik davranışlar daha bastırılmış bir hal alır (Lewis ve Mastico, 2017).
  3. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireylerin duyguları hızla değişebilir ve yüzeysel olabilir ve ayrıca dikkati kendilerine çekmek için sürekli olarak dış görünümü kullanırlar. Bu kişiler başkalarını fiziksel görüntüleriyle etkilemek için oldukça meşguldürler. Bu nedenle kıyafetlerine ve bakımlarına aşırı derecede zaman, enerji ve para harcarlar. Bu kişiler dış görüntüleriyle ilgili övgü almaya çalışabilirler ve eleştirel bir yorum aldıklarında kolayca ve yoğun bir şekilde üzgün hissederler.
  4. Bu bireyler aşırı bir şekilde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntısız bir konuşma stiline sahiptirler. Güçlü görüşlerini dramatik bir ustalıkla ifade ederler, ancak altta yatan nedenler, gerçekler ve ayrıntılar desteklememiş ve genellikle belirsiz ve dağınıktır. Örneğin, histriyonik kişilik bozukluğu olan bir kişi, belirli bir kişinin harika bir insan olduğu yorumunu yapabilir, ancak bu görüşü desteklemek için herhangi bir iyi nitelik örneği sunamayabilir.
  5. Bu bozukluğa sahip bireyler gösteriş yapma, yapmacık davranma ve duygularını abartılı bir şekilde gösterme gibi davranışlara sahiptirler. Duygularını aşırı bir şekilde gösterilmeleri nedeniyle (örn., sıradan tanıdıkları aşırı şevkle kucaklamak, küçük duygusal durumlarda kontrolsüz bir şekilde ağlamak, öfke nöbetleri geçirmek) arkadaşlarını ve tanıdıklarını utandırabilirler. Bununla birlikte, duyguları genellikle derinden hissedilemeyecek kadar hızlı yükselip alçalıyor gibi görünür, bu da başkalarının kişiyi bu duyguları taklit etmekle suçlamasına neden olabilir.
  6. histriyonik kişilik bozukluğuna sahip bireyler telkine yüksek derecede yatkındırlar. Bu kişilerin düşünceleri ve hisleri kolaylıkla başkalarından ya da gelip geçici durumlardan etkilenebilir. Bu kişiler oldukça güven dolu olabilirler, özellikle de problemlerini sihirli bir şekilde çözdüklerini düşündükleri güçlü otorite figürlerine karşı. Bu kişilerin önsezileri ile hareket etme ve hızlı bir şekilde inanç benimseme eğilimleri vardır.
  7. Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle ilişkileri gerçekte olduğundan daha yakın görürler, neredeyse her tanıdıklarını "canım, sevgili arkadaşım" olarak tanımlarlar veya profesyonel koşullarda yalnızca bir veya iki kez karşılaştıkları doktorlara ilk adlarıyla seslenirler (Kriter 8).

Bireyde histriyonik kişilik bozukluğunun değerlendirilmesi sırasında, kriterlere ek olarak destekleyici diğer özelliklere bakıldığında şunlardan bahsedilebilir (American Psychiatric Association, 2013):

  • Histriyonik kişilik bozukluğu olan bireyler, romantik veya cinsel ilişkilerde duygusal yakınlık kurmakta zorluk çekebilirler. Farkında olmadan, başkalarıyla ilişkilerinde genellikle bir rol oynarlar (örn., "kurban" veya "prenses"). Bir düzeyde duygusal manipülasyon veya baştan çıkarıcılık yoluyla partnerlerini kontrol etmeye çalışırken, başka bir düzeyde onlara belirgin bir bağımlılık gösterebilirler. 
  • Bu bozukluğu olan kişilerin cinsel açıdan kışkırtıcı kişilerarası tarzları arkadaşlarının ilişkilerine bir tehdit gibi görünebileceğinden, genellikle aynı cinsiyetten arkadaşlarla ilişkileri bozulabilir.
  • Bu bireylerin süreğen ilgi talepleri, arkadaşlarından yabancılaşmalarına sebep verebilir. İlgi odağı olmadıklarında depresif hissederler ve üzülürler. 
  • Bu kişilik bozukluğunun şiddetli olarak görüldüğü kişilerde, kişilerarası ilişkiler kurmakta ve sürdürmekte zorlantı yaşanması ve kişinin uyumlu ve belirli bir benlik algısı geliştirmek için mücadele etmesi beklenebilir (Horowitz, 2004).
  • Yenilik, uyarım ve heyecan için can atabilirler ve olağan rutinlerinden sıkılmaya eğilimli olabilirler. Bu bireyler genellikle gecikmiş tatmin içeren durumlara karşı hoşgörüsüzdürler veya bu durumlar karşısında hüsrana uğrarlar. Bu nedenle eylemleri genellikle anında tatmin elde etmeye yöneliktir. Genellikle bir işe veya projeye büyük bir hevesle başlasalar dahi, ilgileri hızla düşebilir. Yeni ilişkilerin heyecanına yer açmak için daha uzun vadeli ilişkiler ihmal edilebilir.
  • Bu bozukluğa sahip olan bireyler bazı bilişsel yetilerde bozukluklar yaşayabilirler. Öreğin, karar verme davranışlarını önsezilerine ya da izlenimlerine kapılarak verirler ve bu durum onların seçenekleri yeteri kadar değerlendirmeden ve davranışlarının sonuçlarını düşünmeden hareket etmelerine yol açabilir (Shapiro, 1965).
  • Histironik kişilik bozukluğuna sahip kişilerin çoğu süreğen ve anlaşılamayan sağlık ya da tıbbi sorunlar dolayısıyla psikoterapistlere yönlendirilir. Bununla birlikte, kişinin ilişkilerindeki problemler ya da kaygı ve depresyon gibi durumları, onu psikoterapi almaya yönlendirebilir (Millon ve ark., 2004).
  • Bu bozukluğa sahip bireyler için gerçek intihar riski bilinmemektedir, ancak klinik deneyimler, bu bireylerin, dikkat çekmek ve daha iyi bakım vermeye zorlamak için intihar davranışları ve tehditleri için artan risk altında olduğunu göstermektedir.
  • Histriyonik kişilik bozukluğu, daha yüksek oranda somatik semptom bozukluğu, konversiyon bozukluğu (fonksiyonel nörolojik semptom bozukluğu) ve majör depresif bozukluk ile ilişkilendirilmiştir. Borderline, narsisistik, antisosyal ve bağımlı kişilik bozuklukları sıklıkla birlikte görülür.

Histriyonik kişilik bozukluğu ile ilgili araştırmalar oldukça azdır bunun nedeni de araştırmacıların ve klinisyenlerin bu kişilik bozukluğunun diğer bozukluklarla olan ayrımının net olmamasındandır (Bornstein ve Malka, 2009) ve bu kişilik bozukluğu yoğunlukla diğer birçok kişilik bozukluğu (Borderline, narsisistik, antisosyal ve bağımlı kişilik bozuklukları) ile birlikte görülmektedir (Bornstein ve Malka, 2009).  Histriyonik kişilik bozukluğunun nedensel faktörlerine bakıldığında, antisosyal kişilik bozukluğu ile genetik ilişkisine dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu, kimi kişilik özelliklerinin kadınlarda histronik kişilik bozukluğu şeklinde ortaya çıkarken erkeklerde antisosyal kişilik bozukluğu şeklinde ortaya çıktığı fikrine yönelik bir ilişkidir (Cale ve Lilienfeld, 2002). Histriyonik kişilik bozukluğunun genetik bir yatkınlık sebebiyle geliştiğini destekleyen bulgular, bu bozukluğun iki normal kişilik özelliğinin aşırılığından yola çıktığını varsayar. Bunlar, dışadönüklük ve duygusal dengesizlik kişilik özellikleridir, ki bunlar kısmen genetik yatkınlıkla ortaya çıkar (Widiger ve Bornstein, 2001). Dışadönüklüğün fazla yüksek seviyeleri, histriyonik kişilik bozukluğuna sahip kişilerde yüksek seviyede girginlik, heyecan arama ve olumlu duygu deneyimleme davranışlarına yol açar. Bu kişilerin duygusal dengesizlik kişilik özelliğinin yüksek seviyelerde olması özellikle depresyon ve içine kapanık hallere yol açar (Widiger ve ark., 2002). Bilişsel teorisyenler, dikkat çekme ihtiyacı ile ilgili olan uyumsuz şemaların kişinin özsaygısının onaylanmasında rol oynadığını belirtmişlerdir. Bu kişilerdeki ana işlevsiz inançlar ‘‘Eğer insanları cezbetmezsem ben bir hiçim’’ ve ‘‘Eğer insanları eğlendirmezsem beni terk ederler’’ gibi düşünceleri içerebilir (Beck ve ark., 2004). Fakat bu işlevsiz inançların nasıl geliştiğine dair sistematik bir araştırma bulunmamaktadır.

Histriyonik kişilik bozukluğunun ele alınmasında tercih edilen yöntem psikoterapidir. Destekleyici psikoterapi bu bozukluk için önerilmekte ve bu yöntemin cesaretlendirici, güven verici ve tehditkâr olmayan bir yöntem olduğu bulunmuştur. Buradaki amaç yapıcı ve anlayışlı dinleme ile kişinin duygusal stresini azaltmak, öz saygısını güçlendirmek ve danışanın problemlerle başa çıkma becerisini artırmaktır (Novais ve ark., 2015).

 Histriyonik Kişilik Bozukluğuna Dair Öneri Kitap/Film İncelemeleri

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5. Bs.). American Psychiatric Publishing. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596

Beck, A. T., Freeman, A. ve Davis, D. D. (2004). Cognitive therapy of personality disorders. (2 Bs.) The Guilford Press.

Bornstein, R. F. ve Malka, I. L. (2009). Dependent and histrionic personality disorders. P. H. Blaney ve T. Millon (Ed.), Oxford textbook of psychopathology (2. Bs.) içinde (s. 602–21). Oxford University Press.

Cale, E. M. ve Lilienfeld, S. O. (2002). Histrionic personality disorder and antisocial personality disorder: Sex-differentiated manifestations of psychopathy. Journal of Personality Disorders, 16(1), 52–72. https://doi.org/10.1521/pedi.16.1.52.22557

Horowitz, L. M. (2004). Diffuse Identity and Lack of Long-Term Direction: The Histrionic Personality Disorder and Other Related Disorders. L. M. Horowitz, Interpersonal foundations of psychopathology içinde (s. 189–203). American Psychological Association. https://doi.org/10.1037/10727-010

Lewis K.C. ve Mastico E.R. (2017) Histrionic Personality Disorder. Zeigler-Hill V. ve Shackelford T. (Ed.), Encyclopedia of Personality and Individual Differences içinde (s. 818-826). Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-319-28099-8_590-1

Millon, T., Grossman, S., Millon, C., Meagher, S. ve Ramnath, R. (2004). Personality disorders in modern life (2. Bs.). John Wiley & Sons Inc.

Novais, F., Araújo, A. ve Godinho, P. (2015). Historical roots of histrionic personality disorder. Frontiers in Psychology, 6, 1463. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2015.01463

Shapiro, D. (1965). Hysterical style. Neurotic styles içinde (s. 108–133). Basic Books.

Widiger, T. A. ve Bornstein, R. F. (2001). Histrionic, dependent, and narcissistic personality disorders. H. E. Adams ve P. B. Sutker (Ed.), Comprehensive handbook of psychopathology içinde (s. 509–34). Kluwer Academic.

Widiger, T. A., Trull, T. J., Clarkin, J. F., Sanderson, C. J. ve Costa, P. T. (2002). A description of the DSM-IV personality disorders with the five-factor model of personality. P. T. Costa, Jr. ve T. A. Widiger (Ed.), Personality disorders and the five-factor model of personality içinde (s. 89–102). American Psychological Association.