Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Bedensel Belirti Bozukluğu

Bedensel Belirti Bozukluğu

Bedensel belirti bozukluğu, DSM-5’te yakın zamanda tanımlanmış bir tanıdır. Belirgin sıkıntı ve/veya işlev bozukluğuna neden olan, belirtiyle ilgili aşırı düşünce, duygu ve/veya davranışın eşlik ettiği bir ya da birden fazla fiziksel belirtinin ortaya çıkmasıdır (Kurlansik ve Maffei, 2016). Bedensel belirti bozukluğuna sahip kişilerde, tıbbi test sonuçları ya normaldir ya da kişinin belirtilerini (tıbbi olarak açıklanamayan fiziksel belirtiler) açıklamaz. Kişi ayrıca belirtileri hakkında aşırı endişe duymalı ve bu endişenin fiziksel şikayetlerin şiddeti ile orantısız olduğuna karar verilmelidir (Oyama ve ark., 2007). Bedensel belirti bozukluğu tanısı için kişinin en az altı aydır tekrarlayan bedensel şikayetleri olması gerekmektedir (Kroenke ve ark., 1997). 

Bedensel belirti bozukluğu, çeşitli bedensel duyumların artan farkındalığından kaynaklanmaktadır ve bu duyumları tıbbi bir hastalığın göstergesi olarak yorumlama eğilimiyle birleşmektedir. Nedeni belirsiz olsa da araştırmalar çocukluk ihmali, cinsel istismar, kaotik yaşam tarzı, alkol ve madde kötüye kullanımı öyküsü gibi risk faktörlerini araştırmıştır (Kurlansik ve Maffei, 2016). Ayrıca, şiddetli somatizasyon, kaçıngan, paranoid ve obsesif-kompulsif bozukluk ile ilişkilendirilmiştir (Rost ve ark., 1992). İşsizlik ve bozulmuş mesleki işlevsellik dahil olmak üzere psikososyal stresörler de ilişkili bulunmuştur (Harris ve ark., 2009).  

Bedensel belirti bozukluğunun yaygınlığının genel popülasyonun %5 ila %7'si olduğu ve kadınlarda daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Çocukluk, ergenlik veya yetişkinlikte ortaya çıkabilmektedir (Harris ve ark., 2009; Kurlansik ve Maffei, 2016) Yaygınlığı, fibromiyalji (genel kas ağrıları ve vücuttaki belirli noktalarda kronik ağrı ile karakterize bir yumuşak doku romatizması), irritabl bağırsak sendromu (mide ve bağırsak sisteminde meydana gelen işlev bozukluğu) ve kronik yorgunluk sendromu gibi fonksiyonel bozuklukları olan belirli kişilerde muhtemelen daha yüksek olmaktadır (Häuser ve ark., 2015).  

Bedensel Belirti Bozukluğu DSM-5 Tanı Kriterleri (APA, 2013)

A. Stresli olan veya günlük yaşamın önemli ölçüde bozulmasına neden olan bir veya daha fazla somatik semptom.

B. Aşağıdakilerden en az biri ile kendini gösteren, somatik belirtiler veya ilişkili sağlık sorunları ile ilgili aşırı düşünce, duygu veya davranışlar:

1. Belirtilerin ciddiyeti hakkında orantısız ve sürekli düşünceler.

2. Sağlık veya belirtilerle ilgili sürekli yüksek düzeyde kaygı.

3. Bu belirtilere veya sağlık sorunlarına ayrılan aşırı zaman ve enerji.

C. Herhangi bir somatik belirti sürekli olarak mevcut olmasa da semptomatik olma durumu kalıcıdır (tipik olarak 6 aydan fazla).

Şu durumlarda belirtin:

Baskın ağrılı (önceden ağrı bozukluğu): Bu belirteç, somatik belirtileri ağırlıklı olarak ağrıyı içeren bireyler içindir.

Şu durumlarda belirtin:

Kalıcı: Kalıcı bir seyir, şiddetli belirtiler, belirgin bozulma ve uzun süre (6 aydan fazla) ile karakterizedir. 

Geçerli önem derecesini belirtin:

Hafif: Kriter B'de belirtilen belirtilerden yalnızca biri karşılanıyor.

Orta: Ölçüt B'de belirtilen belirtilerden iki veya daha fazlası karşılanmaktadır.

Şiddetli: B Kriterinde belirtilen semptomların ikisi veya daha fazlası karşılanır, ayrıca birden fazla somatik şikayet (veya çok şiddetli bir bedensel semptom) vardır.

Kapsamlı bir öyküye ek olarak, bedensel şikayetlerin fiziksel nedenlerini değerlendirmek için sistemlerin tam bir incelemesi (yalnızca belirtilerin bulunduğu yerde değil) ve kapsamlı bir fizik muayene gereklidir. Sık görülen eşlik eden psikiyatrik hastalık göz önüne alındığında, görünüm, ruh hali, duygulanım, dikkat, bellek, konsantrasyon, yönelim, halüsinasyon veya sanrıların varlığı, intihar veya cinayet düşünceleri dikkate alınarak bir zihinsel durum muayenesi yapılmalıdır (Tylee ve Gandhi, 2005). Sonuç olarak, fiziksel muayene zaman içinde izleme için bir temel sağlayabilmektedir. Kişilere şikayetlerinin kabul edildiğini garanti edebilmektedir. Birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcısının kişinin fiziksel bir tıbbi hastalığı olmadığına dair endişesini doğrulamaya yardımcı olabilmektedir. Bir hastalık varsa, muayene şiddeti hakkında bilgi sağlayabilmektedir (D'Souza ve Hooten, 2021). 

Bedensel Belirti Bozukluğunda Müdahale

Birincil amaç, belirtileri ortadan kaldırmak yerine, kişinin sağlık kaygısı ve uyumsuz davranışlar da dahil olmak üzere fiziksel belirtilerle başa çıkmasına yardımcı olmaktır. Kişiler bu öneriye dirençli olabileceğinden, fiziksel belirtilerinin kaygı veya aşırı duygusal problemlerle şiddetlendiği kişilere iletilirken dikkatli olunmalıdır. Sağlık hizmeti sağlayıcısı, belirtilerin yaşamı tehdit eden veya engelleyici bir tıbbi durumu düşündürmediğini pekiştirmek için düzenli ziyaretler planlamalıdır (den Boeft ve ark., 2017). Erken psikiyatrik tedavi önerilir. Çalışmalar, bilişsel davranışçı terapinin, kişi tarafından bildirilen işlevsellik ve bedensel belirtilerde önemli bir iyileşme, sağlık bakım maliyetlerinde azalma (Allen ve ark., 2006) ve depresif belirtilerde azalma ile ilişkili olduğunu göstermiştir (Beltman ve ark., 2010). Psikiyatrik eş tanılara (kaygı, depresif belirtiler, obsesif kompulsif bozukluk) müdahale etmek için antidepresanlara başlanabilmektedir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'ler), bedensel belirti bozukluğunda bir iyileşme göstermiştir (Kleinstäuber ve ark., 2014).

Bedensel Belirti Bozukluğunda Bilişsel Davranışçı Terapi

Terapinin amacı, hastanın gerekli gördüğü ölçüde düşünce ve davranış biçimini değiştirmektir. Düşünceler üç düzeyde doğrulanır: otomatik düşünceler, varsayımlar ve temel inançlar. Psikoterapist ayrıca uygun şekilde seçilmiş araçları kullanarak kişiyi organize etmeye, anlamaya ve zor duygulardan kurtarmaya yardımcı olur (Beck, 2011). Meta-analizler, bedensel belirti bozukluklarından yakınan kişilerde bilişsel davranışçı yaklaşımdaki psikoterapinin, bedensel şikayetlerin yoğunluğunu ve kaygı, depresyon belirtilerini önemli ölçüde azalttığını, fiziksel işlevlerini iyileştirdiğini göstermektedir. En iyi sonuçlar 12 seanstan uzun süren psikoterapi sırasında elde edilmiştir. Bu olumlu etkiler üç aydan bir yıla kadar sürmüştür. Grup terapisinin bedensel belirtileri en aza indirmeye en çok katkıda bulunduğu, bireysel psikoterapinin ise depresyon ve kaygı belirtilerini azaltmada en etkili olduğu gösterilmiştir (Liu ve ark., 2019). Ayrıca, sürekli bedensel belirti bozukluğuna sahip kişiler için bilişsel davranışçı terapinin son derece etkili olduğu kanıtlanmıştır. Kanser hastalarında bilişsel davranışçı terapi temelli tekniklerin kullanılmasının, kanser tanı ve tedavisinin neden olduğu olumsuz duygu ve düşünceleri azaltmada oldukça etkili olduğu gösterilmiştir. Bu psikoterapi, ağrıyı en aza indirmede ve kemoterapi ve/veya radyasyon tedavisinin yan etkileriyle baş etmede yardımcı olmaktadır. Ayrıca, kişinin sorunlarla başa çıkmayla ilgili duygu ve davranışları üzerinde daha güçlü bir kontrol duygusu geliştirdiği de gösterilmiştir (Jacobsen ve Hann, 1998). 

Bedensel Belirti Bozukluğuna Dair Kitap/Film/Dizi/Belgesel Önerileri

Kaynaklar

Allen, L. A., Woolfolk, R. L., Escobar, J. I., Gara, M. A. ve Hamer, R. M. (2006). Cognitive-behavioral therapy for somatization disorder: a randomized controlled trial. Archives of Internal Medicine, 166(14), 1512–1518. https://doi.org/10.1001/archinte.166.14.1512

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5. Bs.). American Psychiatric Publishing.

Beck, J. S. (2011). Cognitive behavioral therapy (2. Bs). The Guilford Press. 

Beltman, M. W., Voshaar, R. C. ve Speckens, A. E. (2010). Cognitive-behavioural therapy for depression in people with a somatic disease: meta-analysis of randomised controlled trials. The British Journal of Psychiatry : The Journal of Mental Science, 197(1), 11–19. https://doi.org/10.1192/bjp.bp.109.064675

den Boeft, M., Claassen-van Dessel, N. ve van der Wouden, J. C. (2017). How should we manage adults with persistent unexplained physical symptoms?. British Medical Journal, 356. https://doi.org/10.1136/bmj.j268

D'Souza, R. S. ve Hooten, W. M. (2021). Somatic syndrome disorders. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing.

Harris, A. M., Orav, E. J., Bates, D. W. ve Barsky, A. J. (2009). Somatization increases disability independent of comorbidity. Journal of General Internal Medicine, 24(2), 155–161. https://doi.org/10.1007/s11606-008-0845-0

Häuser, W., Bialas, P., Welsch, K. ve Wolfe, F. (2015). Construct validity and clinical utility of current research criteria of DSM-5 somatic symptom disorder diagnosis in patients with fibromyalgia syndrome. Journal of Psychosomatic Research, 78(6), 546–552. https://doi.org/10.1016/j.jpsychores.2015.03.151

Jacobsen, P. B. ve Hann, D. M. (1998). Cognitive-behavioral interventions for cancer patients. J. H. Holland, W. Breitbart, P. Jacobsen, M. Lederberg, M. Loscalzo, M. J. Massie ve R. McCorkle (Ed.), Psycho-oncology (s. 717-729) içinde. Oxford University Press.

Kleinstäuber, M., Witthöft, M., Steffanowski, A., van Marwijk, H., Hiller, W. ve Lambert, M. J. (2014). Pharmacological interventions for somatoform disorders in adults. The Cochrane Database of Systematic Reviews, (11), CD010628. https://doi.org/10.1002/14651858.CD010628.pub2

Kroenke, K., Spitzer, R. L., deGruy, F. V., Hahn, S. R., Linzer, M., Williams, J. B. W., Brody, D. ve Davies, M. (1997). Multisomatoform disorder: An alternative to undifferentiated somatoform disorder for the somatizing patient in primary care. Archives of General Psychiatry, 54(4), 352–358. https://doi.org/10.1001/archpsyc.1997.01830160080011

Kurlansik, S. L. ve Maffei, M. S. (2016). Somatic Symptom Disorder. American Family Physician, 93(1), 49–54. https://doi.org/10.4135/9781483365817.n1306

Liu, J., Gill, N. S., Teodorczuk, A., Li, Z. J. ve Sun, J. (2019). The efficacy of cognitive behavioural therapy in somatoform disorders and medically unexplained physical symptoms: A meta-analysis of randomized controlled trials. Journal of Affective Disorders, 245, 98–112. https://doi.org/10.1016/j.jad.2018.10.114

Oyama, O., Paltoo, C. ve Greengold, J. (2007). Somatoform disorders. American Family Physician, 76(9), 1333–1338.  https://doi.org/10.1016/b978-1-4377-0643-7.00016-4

Rost, K. M., Akins, R. N., Brown, F. W. ve Smith, G. R. (1992). The comorbidity of DSM-III-R personality disorders in somatization disorder. General Hospital Psychiatry, 14(5), 322–326. https://doi.org/10.1016/0163-8343(92)90066-j

Tylee, A. ve Gandhi, P. (2005). The importance of somatic symptoms in depression in primary care. Primary Care Companion to the Journal of Clinical Psychiatry, 7(4), 167–176.https://doi.org/10.4088/pcc.v07n0405