Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Hastalık Kaygısı Bozukluğu

Hastalık Kaygısı Bozukluğu

            Eskiden hipokondriyazis olarak bilinen hastalık kaygısı bozukluğu, psikolojik literatürde bir kaygı bozukluğu olarak kavramsallaştırılmıştır ve bunun boyutsal karşılığı genellikle sağlık kaygısı olarak anılır (Stefan ve ark., 2020). Hastalık kaygısı bozukluğu, teşhis edilmemiş ciddi bir tıbbi duruma sahip olma veya bu duruma sahip olma konusunda aşırı endişe duyma ile tanımlanan bir psikiyatrik bozukluktur. Hastalık kaygısı bozukluğu olan kişiler, günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen ciddi bir tıbbi hastalık geliştirme veya geçirme konusunda sürekli bir endişe veya korku yaşarlar (Newby ve ark., 2017). Bu korku normal fizik muayene ve laboratuvar test sonuçlarına rağmen devam eder. Hastalık kaygısı bozukluğu olan kişiler, normal bedensel duyumlara (sindirim veya terleme işlevleri gibi) aşırı derecede dikkat ederler ve bu duyumları ciddi hastalık göstergeleri olarak yanlış yorumlarlar. Bu hastalık tipik olarak kronik bir durumdur (Scarella ve ark., 2019). Kaygı bozuklukları, ruhsal bozuklukların en yaygın grubunu oluşturur ve genellikle yetişkinlik döneminden önce veya erken erişkinlik döneminde başlar. Temel özellikleri, aşırı korku ve endişeyi veya kalıcı ve zayıflatıcı algılanan tehditlerden kaçınmayı içerir (Ströhle ve ark., 2018). Kaygı bozuklukları, tehlikeye tepki veren beyin devrelerinde işlev bozukluğunu içerir. Genetik faktörler, çevresel faktörler ve bunların epigenetik (gen ifadesinde DNA'nın baz diziliminin dışındaki değişiklikleri ifade etmekte kullanılan bir terimdir) ilişkileri risk faktörlerini oluşturur. Kaygı bozuklukları sıklıkla birbirleriyle ve diğer ruhsal bozukluklarla, özellikle depresyonla ve somatik bozukluklarla birlikte görülür. Bu tür komorbidite (eş tanı) genellikle daha şiddetli belirtiler, daha fazla klinik yük ve daha fazla tedavi zorluğu anlamına gelir (Penninx ve ark., 2021). 

Daha önce hipokondriyazis olarak adlandırılan hastalık kaygısı bozukluğu, Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskıda (DSM-5) somatik bir belirti ve ilgili bozukluk olarak sınıflandırılmıştır (APA, 2013). Somatik belirti ve ilgili bozukluklar, bir kişinin hissettiği fiziksel ağrı ve belirtilerinin psikolojik faktörlerle ilişkili olduğu bir grup durumun adıdır. Bu belirtiler belirli bir fiziksel nedene kadar izlenemez. Bedensel bir belirti ve buna bağlı bozuklukları olan kişilerde, tıbbi test sonuçları ya normaldir ya da kişinin belirtilerini açıklamaz (Henningsen, 2018). Bedensel belirti ve ilişkili bozuklukların birkaç türü vardır: Somatizasyon bozukluğu, hastalık kaygısı bozukluğu, beden dismorfik bozukluğu ve konversiyon bozukluğu (Creed ve ark., 2013). 

  • Somatizasyon bozukluğu genellikle baş ağrısı ve yorgunluk gibi şiddetli nörolojik belirtileri içerir. 
  • Hatalık kaygısı bozukluğu, bir kişi normal vücut fonksiyonlarının (mide guruldaması gibi) veya küçük belirtilerin (sık rastlanan bir baş ağrısı gibi) çok ciddi bir bozukluğun belirtileri olduğuna inandığında ortaya çıkar. Guruldayan bir mide, hastalık kaygısı bozukluğu olan bir kişi için, mide kanseri anlamına gelebilir. Baş ağrısı, beyin tümörü anlamına gelebilir. 
  • Beden dismorfik bozukluğu, bir kişinin fiziksel görünümündeki bir kusura takıntılı hale gelmesiyle ortaya çıkar. Kusur ya küçük bir kusurdur ya da var olmayan bir kusurdur. Kişi vücudun herhangi bir parçası olabilen algılanan kusur hakkında sürekli endişelenir. 
  • Konversiyon bozukluğu, gerçekte nörolojik bir bozukluk olmamasına rağmen nörolojik bir bozukluğa benzeyen fiziksel belirtilerin ortaya çıkmasıdır.

Hastalık kaygısı bozukluğunun kesin etiyolojisi/nedenleri büyük ölçüde bilinmemektedir. Bununla birlikte, bu bozukluğun gelişiminde birden fazla risk faktörü rol oynamaktadır (Scarella ve ark., 2019).

  • Hastalık kaygısı bozukluğu olan kişiler normal vücut hislerini yaşamaktan rahatsız olabilir ve ince bedensel değişiklikleri patolojik olarak etiketleyebilirler.
  • Sağlık kaygılarının sıklıkla tartışıldığı bir ailede bir kişi yetiştirilirse veya ebeveynler sağlıkla ilgili konular hakkında orantısız bir şekilde endişe duyuyorsa, hastalık kaygısı bozukluğu gelişebilir.
  • Bir kişi, çocukluğunda ciddi bir hastalık geçirmişse veya ebeveynleri veya kardeşleri ciddi bir tıbbi durumdan yakınıyorsa hastalık kaygısı bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir.
  • Altta yatan kaygı bozuklukları (örneğin, genel kaygı bozukluğu) olan kişiler hastalık kaygısı bozukluğu geliştirme riski altındadır.
  • Bir kişi internette sağlıkla ilgili materyalleri gözden geçirmek için çok fazla zaman harcarsa, hastalık kaygısı bozukluğu geliştirme riski yüksek olabilir.

Hastalık kaygısı bozukluğu olan bireylerle, ruh sağlığı kurumlarına göre birinci basamak sağlık kurumlarında karşılaşılma olasılığı daha yüksektir. Hastalık kaygısı bozukluğu erkeklerde ve kadınlarda eşit derecede yaygındır, fakat ne kadar yaygın olduğu (prevalansı) büyük ölçüde bilinmemektedir (Newby ve ark., 2017). Erken ya da orta erişkinlik döneminde başlayan bozukluk, bazı bireylerde kronik bir seyir izleyerek aile yaşamında rol bozukluklarına ve aksamalara neden olur (Ströhle ve ark., 2018). Hastalık kaygısı bozukluğu olan hastalar tipik olarak olumsuz değerlendirmelerden memnun kalmazlar ve aynı tıbbi problem için birden fazla doktora danışırlar. Önceki doktorlarının ya yetersiz olduklarına ya da ayrıntılara dikkat etmediklerine ve korkunç sonuçları olacak ciddi tıbbi durumlarını kaçırdıklarına inanırlar. Hastalar ayrıca vücutlarını cilt lezyonları, saç dökülmesi veya fiziksel değişiklikler için sık sık kontrol ederler. Ayrıca ölüm ve sakatlık hakkında fazla düşünme eğilimindedirler. Vücut kontrol davranışları ve sağlık kaygıları ile o kadar meşguldürler ki, sosyal ve mesleki işlevleri önemli ölçüde bozulmaya uğrar (Bandelow ve Michaelis, 2015). Hastalık kaygısı bozukluğu olan hastaların çoğu iki tipten birine aittir (Almalki ve ark., 2016):

Bakım arayan tip: Bu hastalar sıklıkla sağlık sistemini kullanmakta ve doktorlarını sürekli değiştirmektedir. Birden fazla araştırma ve tedavi isterler.

Bakımdan kaçınan tip: Bu hastalar tıbbi bakımdan kaçınırlar. Birincil doktorun veya laboratuvar testlerinin yaşamı tehdit eden bir hastalığı (örneğin kanser) ortaya çıkaracağına dair ciddi endişeleri vardır.

            Hastalık Kaygısı Bozukluğu için DSM-5 Tanı Kriterleri (APA, 2013):

A. Zayıflatıcı veya yaşamı tehdit eden bir hastalığa sahip olma veya bu hastalığa yakalanma konusunda aşırı endişe.

B. Somatik belirtiler yoktur. Eğer somatik belirtiler mevcutsa, bunlar hasta için sadece hafif derecede rahatsız edicidir. Tıbbi bir durum varsa veya tıbbi bir durum geliştirme riski yüksekse (aile öyküsü nedeniyle), tıbbi duruma (veya olası tıbbi duruma) ilişkin kaygı aşırıdır.

C. Sağlıkla ilgili konularda aşırı endişe ve kaygı.

D. Birey, hastalık belirtileri için vücudunu tekrar tekrar kontrol etmek gibi sağlıkla ilgili orantısız ve gereksiz davranışlar sergiler.

E. Semptomlar en az 6 aydır mevcutsa

F. Hastalıkla ilgili meşguliyet başka bir psikiyatrik durumla daha iyi açıklanamaz.

            Psikoterapi, hastalık kaygısı bozukluğu için birinci basamak tedavidir. Bilişsel davranışçı terapi, hastanın işlevsiz/uyumsuz bilişsel inançlarını davranışsal değiştirme stratejileriyle tedavi etmeye odaklanan bir psikoterapi türüdür. Hastanın hastalık belirtilerinden olan, aşırı vücut kontrolü yapma alışkanlığını ele alabilir. Bilişsel davranışçı terapi ayrıca normal somatik duyumlar ve bunların normal varyasyonları hakkında eğitimi de içerir. Farkındalık temelli bilişsel terapi, grup terapileri ve kabul ve kararlılık terapisi de uygulanabilir (Scarella ve ark., 2019). Farmakolojik ilaçlar hastalık kaygı bozukluğu için ikinci basamak tedavidir. Genellikle, psikoterapi ve farmakolojik ilaçların bir arada kullanılması en etkili yöntem olarak belirtilir (Newby ve ark., 2017). Hastalık kaygısı bozukluğu olan hastaların tedavisi öncelikle hastaların sağlık kaygılarıyla baş etmelerine yardımcı olmaya odaklanır. Birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcıları, hastaların sağlık sorunlarını tartışırken kendilerini rahat hissetmeleri için hastalarıyla bir uyum ve terapötik ittifak kurmayı hedeflemelidir. Hastaların endişeleri ve korkuları kabul edilmelidir. "Her şey senin kafanda" gibi ifadelerden kaçınılmalıdır. Gerekirse hasta diğer sağlık uzmanlarına sevk edilmelidir (Scarella ve ark., 2019). 

Hastalık Kaygısı Bozukluğuna Dair Kitap/Belgesel Önerileri

Kaynakça

Almalki, M., Al-Tawayjri, I., Al-Anazi, A., Mahmoud, S. ve Al-Mohrej, A. (2016). A recommendation for the management of illness anxiety disorder patients abusing the health care system. Case Reports in Psychiatry, 2016(4), 1-3. 6073598. https://doi.org/10.1155/2016/6073598.

Bandelow, B. ve Michaelis, S. (2015). Epidemiology of anxiety disorders in the 21st century. Dialogues in Clinical Neuroscience, 17(3), 327–335. https://doi.org/10.31887/DCNS.2015.17.3/bbandelow.

Creed, F. H., Tomenson, B., Chew-Graham, C., Macfarlane, G. J., Davies, I., Jackson, J., Littlewood, A. ve McBeth, J. (2013). Multiple somatic symptoms predict impaired health status in functional somatic syndromes. International Journal of Behavioral Medicine, 20(2), 194–205. https://doi.org/10.1007/s12529-012-9257-y.

Henningsen, P. (2018). Management of somatic symptom disorder. Dialogues in Clinical Neuroscience, 20(1), 23–31. https://doi.org/10.31887/DCNS.2018.20.1/phenning.

Newby, J. M., Hobbs, M. J., Mahoney, A., Wong, S. K. ve Andrews, G. (2017). DSM-5 illness anxiety disorder and somatic symptom disorder: Comorbidity, correlates, and overlap with DSM-IV hypochondriasis. Journal of Psychosomatic Research, 101, 31–37. https://doi.org/10.1016/j.jpsychores.2017.07.010.

Penninx, B. W., Pine, D. S., Holmes, E. A. ve Reif, A. (2021). Anxiety disorders. Lancet, 397(10277), 914–927. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(21)00359-7.

Scarella, T. M., Boland, R. J. ve Barsky, A. J. (2019). Illness anxiety disorder: Psychopathology, epidemiology, clinical characteristics, and treatment. Psychosomatic Medicine, 81(5), 398–407. https://doi.org/10.1097/PSY.0000000000000691.

Stefan, S., Zorila, A. ve Brie, E. (2020). General threat and health-related attention biases in illness anxiety disorder. A brief research report. Cognition & Emotion, 34(3), 604–613. https://doi.org/10.1080/02699931.2019.1645643.

Ströhle, A., Gensichen, J. ve Domschke, K. (2018). The diagnosis and treatment of anxiety disorders. Deutsches Arzteblatt International, 155(37), 611–620. https://doi.org/10.3238/arztebl.2018.0611.