Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Alçak Gönüllülük ve Mütevazılık

Alçak Gönüllülük ve Mütevazılık

Alçak gönüllülük "bensiz" olmak, benlik bilincinden kurtulmak, ne gurur duyan (ya da kibirli) ne de kendini küçümsemeye düşkün olmayan bir mizaç biçimi olarak tanımlanmaktadır (Peterson, 2004). Alçak gönüllülük, başarılarınızı doğru bir şekilde değerlendirmek anlamına gelmektedir. Alçakgönüllülüğün ne olmadığını tarif etmek kolaydır; övünmek, aşırı şeyler yapmamak, dikkatleri üzerine çekmemek, dikkati kendinize çekmemek, kendinizi diğerlerinden daha özel veya önemli görmemek değildir. Öte yandan, bir başkasının her isteğine ya da talebine boyun eğmek değildir ve kendini çok fazla eleştirmemektir. Alçak gönüllü insanlar kendileri hakkında iyi düşünürler ve kim oldukları konusunda iyi bir anlayışa sahiptirler, ancak aynı zamanda hatalarının, bilgi eksikliklerinin ve kusurlarının da farkındadırlar. En önemlisi, ilgi odağı olmadan veya başarıları için övülmeden mutlu olmaktadırlar (Niemiec ve McGrath, 2019). Bazı bilim insanları, alçak gönüllülüğün insanların benliğe odaklanmayı aşma veya kendilerini daha geniş bir perspektiften görme yeteneğini ima ettiğini ileri sürmüşlerdir (Morgan, 2001; Murray, 2001; Statman, 1992). Alçak gönüllülük, belirli düşüncelerin veya davranışların varlığını içermekten ziyade, narsisizm, kendini geliştirme veya savunmacılığın yokluğu olarak yorumlanabilmektedir (Peterson ve Seligman, 2004).

Alçak gönüllülüğün temel özellikleri (Tangney, 2000):

  • Kişinin hatalarını, kusurlarını, bilgi eksikliklerini ve sınırlamalarını kabul etme yeteneği (genellikle "daha yüksek bir güce" atıfta bulunarak),
  • Yeni fikirlere, çelişkili bilgilere ve tavsiyelere açıklık,
  • Nispeten düşük kendine odaklanma veya “kendini unutma” yeteneği,
  • Her şeyin değerini ve insanların, şeylerin dünyamıza katkıda bulunabileceği birçok farklı yolu takdir etmek.

Alçak Gönüllülüğün Gelişimi

Güvenli bağlanmayı destekleyen faktörlerin alçak gönüllülüğün temelini oluşturduğu öne sürülmüştür (Bowlby, 1973). Güvenli bağlanma, olumsuz geri beslemenin etkilerine karşı bir tampon görevi görebilecek bir güvenlik duygusu sağlamaktadır. Bununla birlikte, güvenlik duygusu tek başına alçak gönüllülüğü teşvik etmek için yetersiz olmaktadır, çünkü son derece güvenli bir kişi gerçekçi geri bildirim verilmezse kibirli hale gelebilmektedir. Alçak gönüllü olmak için, bir çocuğun hem olumlu hem de olumsuz geri bildirimin dikkate alınmaya değer olduğunu öğrenmesi çok önemli görünmektedir. Bu tür dersler, ebeveynin alçak gönüllülük modelinden ya da alçak gönüllü geribildirimden gelebilmektedir. Öte yandan, alçak gönüllülüğün gelişmesine karşı olan faktörleri düşünmek kolaydır. Birkaç örnek vermek gerekirse, (a) performans, görünüm, popülerlik veya diğer dış öz değerlendirme kaynaklarına aşırı vurgu içeren ebeveynlik veya eğitim tarzları; (b) yanlış, aşırı övgü veya eleştiri; (c) çocuğun kardeşleri veya yaşıtlarıyla sık sık karşılaştırılması, özellikle bu karşılaştırmaya rekabetçi mesajların eşlik etmesi ve (d) çocuğa diğer insanlardan üstün veya aşağı olduğunu iletmek. Bu tür uygulamalar, bir çocuğu güvenlik duygusu için dış doğrulama kaynaklarına başvurmaya yatkın hale getirmektedir. Aynı zamanda çocuğu rekabetçi, haksız karşılaştırmalar yapmaya teşvik etmektedir (Peterson ve Seligman, 2004).

Bir dizi çalışma, kadınlarda erkeklerden daha mütevazı bir benlik sunumu olduğunu göstermektedir (Berg ve ark., 1981; Heatherington ve ark., 1998). Alçak gönüllülüğü çevreleyen ölçüm sorunları nedeniyle, cinsiyet farklılıklarını doğrudan ele alan herhangi bir veri bulunmamakla birlikte, genel olarak kadınların erkeklerden biraz daha düşük özsaygıları olduğu bulunmuştur (Kling ve ark., 1999) ve narsisizm de erkeklerde kadınlardan daha yüksek olma eğilimindedir (Carroll, 1989).

Hem alçak gönüllülük hem de mütevazılık toplulukçu kültürlerde bireyci kültürlere göre daha fazla değer görmektedir. Örneğin, bir araştırma grubu, mütevazılığa toplulukçu Japon kültüründe, bireyci olan Amerikan kültüründen daha yüksek bir değer verildiğini öne sürmektedir (Heine ve ark., 1999; Markus ve Kitayama, 1991). 

Araştırmacılar henüz alçak gönüllülüğün psikolojisini doğrudan ele almamış ve teoriye dayalı, güvenilir ve geçerli bir ölçü geliştirmemiştir. Bununla birlikte, ilgili psikolojik araştırma alanlarından bazı anlayışlar toplanabilmektedir. Benlik ve işleyişi üzerine temel araştırmalar, alçak gönüllülüğün nispeten nadir bir insan özelliği olabileceğini düşündürmektedir. “Kendini geliştirme önyargılarının” yaygınlığı, sosyal psikolojik literatürde vurgulanmaktadır (Baumeister, 1998; Greenwald, 1980). Bu literatürden, benliğin olumluyu vurgulama ve olumsuzu saptırma konusunda oldukça becerikli olduğunu öğrenmekteyiz. Örneğin, araştırmalar sürekli olarak insanların "kendi" başarılarını benimsediklerini, ancak "kendi" başarısızlıkları ve ihlalleri için diğer faktörleri suçlamaya meyilli olduklarını göstermektedir (Baumeister ve ark., 1990; Zuckerman, 1979). Başka bir örnek olarak, insanların kendileri hakkındaki olumlu bilgileri fark etmeleri, düşünmeleri ve hatırlamaları daha olasıdır; olumsuz bilgiler ise "karışıklık içinde kaybolmaktadır (Mischel ve ark., 1976). Aslında bu kendini geliştirme literatürüne dayanarak, alçakgönüllülüğün insan doğasıyla oldukça zıt olduğu sonucuna varılabilmektedir.

Alçak Gönüllülüğün Faydaları

Tice ve arkadaşları (1995), insanların kendilerini geliştirmelerini sosyal ortamın doğasına göre ayarladıklarını, arkadaşlarıyla birlikteyken yabancılarla olduklarından daha fazla alçak gönüllülük sergilediklerini göstermişlerdir. İster arkadaşlarla ister yabancılarla olsun, bir dereceye kadar alçakgönüllülük faydalı olabilmektedir. Alçakgönüllülüğün faydaları sayısız çalışmada vurgulanmıştır (Baumeister ve Ilko, 1995; Bond ve ark., 1982; Forsyth ve ark., 1981; Jones ve Wortman, 1973; Robinson ve ark., 1995). İnsanlar, başarıları konusunda alçak gönüllü olanları sever ve daha az tehdit hissederken, övünen, kibirli davranışlar genellikle sosyal onaylanmama ile sonuçlanmaktadır. Alçak gönüllülüğün faydaları, tamamen sosyal bağlamlarda olumlu değerlendirmenin ötesine geçiyor gibi görünmektedir (Peterson, 2004).

Kaynaklar

Baumeister, R. F. (1998). The self. D. T. Gilbert, S. T. Fiske ve G. Lindzey (Ed.), The handbook of social psychology (4. Bs., s. 680–740) içinde. McGraw-Hill.

Baumeister, R. F. ve Ilko, S. A. (1995). Shallow gratitude: Public and private acknowledgement of external help in accounts of success. Basic and Applied Social Psychology, 16(1-2), 191–209. https://doi.org/10.1207/s15324834basp1601&2_12

Baumeister, R. F., Stillwell, A. ve Wotman, S. R. (1990). Victim and perpetrator accounts of interpersonal conflict: Autobiographical narratives about anger. Journal of Personality and Social Psychology, 59(5), 994–1005. https://doi.org/10.1037/0022-3514.59.5.994

Berg, J. H., Stephan, W. G. ve Dodson, M. (1981). Attributional modesty in women. Psychology of Women Quarterly, 5(5), 711–727. https://doi.org/10.1111/j.1471-6402.1981.tb01095.x

Bond, M. H., Leung, K. ve Wan, K. (1982). The social impact of self-effacing attributions: The Chinese case. The Journal of Social Psychology, 118(2), 157–166. https://doi.org/10.1080/00224545.1982.9922794

Bowlby, J. (1973). Attachment and loss: Separation: Anxiety and anger. Basic Books.

Carroll, L. (1989). A comparative study of narcissism, gender, and sex-role orientation among bodybuilders, athletes, and psychology students. Psychological Reports, 64(3), 999–1006. https://doi.org/10.2466/pr0.1989.64.3.999

Forsyth, D. R., Berger, R. E. ve Mitchell, T. (1981). The effects of self-serving vs. other-serving claims of responsibility on attraction and attribution in groups. Social Psychology Quarterly, 44(1), 59–64. https://doi.org/10.2307/3033865

Greenwald, A. G. (1980). The totalitarian ego: Fabrication and revision of personal history. American Psychologist, 35(7), 603–618. https://doi.org/10.1037/0003-066X.35.7.603

Heatherington, L., Burns, A. B. ve Gustafson, T. B. (1998). When another stumbles: Gender and self-presentation to vulnerable others. Sex Roles: A Journal of Research, 38(11-12), 889–913. https://doi.org/10.1023/A:1018866307680

Heine, S. J., Lehman, D. R., Markus, H. R. ve Kitayama, S. (1999). Is there a universal need for positive self-regard? Psychological Review, 106(4), 766–794. https://doi.org/10.1037/0033-295X.106.4.766

Jones, E. E. ve Wortman, C. (1973). Ingratiation: An attributional approach. General Learning Press.

Kling, K. C., Hyde, J. S., Showers, C. J. ve Buswell, B. N. (1999). Gender differences in self-esteem: a meta-analysis. Psychological Bulletin, 125(4), 470–500. https://doi.org/10.1037/0033-2909.125.4.470

Markus, H. R. ve Kitayama, S. (1991). Culture and the self: Implications for cognition, emotion, and motivation. Psychological Review, 98(2), 224–253. https://doi.org/10.1037/0033-295X.98.2.224

Mischel, W., Ebbesen, E. B. ve Zeiss, A. M. (1976). Determinants of selective memory about the self. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 44(1), 92–103. https://doi.org/10.1037/0022-006X.44.1.92

Morgan, V. G. (2001). Humility and the transcendent. Faith and Philosophy: Journal of the Society of Christian Philosophers, 18(3), 307–322.  https://doi.org/10.5840/faithphil200118325

Murray, A. (2001). Humility: The journey toward holiness. Bethany House Publishers.

Niemiec, R. M. ve McGrath, R. E. (2019). The power of character strengths: Appreciate and ignite your positive personality. VIA Institute on Character.

Peterson, C. (2004). Character strengths and virtues a handbook and classification. Oxford University Press.

Peterson, C. ve Seligman, M. E. (2004). Character strengths and virtues: A handbook and classification. Oxford University Press.

Robinson, M. D., Johnson, J. T. ve Shields, S. A. (1995). On the advantages of modesty: The benefits of a balanced self- presentation. Communication Research, 22(5), 575–591. https://doi.org/10.1177/009365095022005003

Statman, D. (1992). Modesty, pride, and realistic self-assessment. Philosophical Quarterly, 42(169), 420–438. https://doi.org/10.2307/2220284

Tangney, J. P. (2000). Humility: Theoretical perspectives, empirical findings and directions for future research. Journal of Social and Clinical Psychology, 19(1), 70–82. https://doi.org/10.1521/jscp.2000.19.1.70

Tice, D. M., Butler, J. L., Muraven, M. B. ve Stillwell, A. M. (1995). When modesty prevails: Differential favorability of self-presentation to friends and strangers. Journal of Personality and Social Psychology, 69(6), 1120–1138. https://doi.org/10.1037/0022-3514.69.6.1120

Zuckerman, M. (1979). Attribution of success and failure revisited: or The motivational bias is alive and well in attribution theory. Journal of Personality, 47(2), 245–287. https://doi.org/10.1111/j.1467-6494.1979.tb00202.x