Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Cesaret ve Yüreklilik

Cesaret ve Yüreklilik

Cesaret sözcüğü, Latince yürek anlamına gelen cordis kelimesinden (aslan yürekli ve korkak terimleri buradan gelir) gelmektedir. Cesaret, tarih boyunca Doğu ve Batı kültürlerinde ve hayatın her kesiminden kadın ve erkek tarafından övülen evrensel bir erdemdir (Pury ve Lopez, 2009). Cesur olmak, tehditler veya zorluklarla yüzleşmektir. Bir amaca veya inanca değer vermeyi ve ona göre hareket etmeyi içermektedir. Korkulardan kaçınmaktan ziyade yüzleşmeyi içermektedir (Niemiec ve McGrath, 2019). Cesaretli eylem gönüllü olmalıdır. Muhakemeyi (riskin anlaşılması ve eylemin sonuçlarının kabul edilmesi) içermelidir. Cesur bir kişi risk alma eğilimine sahip olmalıdır. Cesaret tehlikenin, kaybın, riskin veya olası yaralanmanın varlığını gerektirir. Tehlike, risk veya savunmasızlık duygusu olmadan, bir eylemde cesaret yoktur. Cesaret değerlidir çünkü insanların tehlikeye anında tepki vermelerini ve uygun hareket tarzını değerlendirmelerini sağlamaktadır. Cesaret, korkusuzluktan ziyade korkuya hakim olmayı içermektedir. Cesaret, bir toplumun ahlaki ve sosyal vicdanını yükseltir (May, 1978). Cesaret genellikle statükoyla (süre gelen durumun devam ettirilmesi)yüzleşmek veya sağlıksız bir fikre karşı çıkmak da dahil olmak üzere doğru olanı yapmak olarak kabul edilir. Bu nedenle ahlaki bir açıdan da karşımıza çıkmaktadır (Peterson ve Seligman, 2004).

Cesaretin Kökeni

Cesaret, pek çok kültürün mitolojisinde ve halk bilgeliğinde önemli bir yer tutmuş, aynı zamanda Batı felsefesinde en azından erken Yunan filozoflarından beri ve hatta daha uzun süre Doğu dini felsefelerinde kalıcı bir ilgiye sahip olmuştur (Walton, 1986; Yearley, 1990).

Daha yakın zamanlarda, psikanalitik yazarlar bu güce psikolojik tehlikeye karşı ani bir tepki olarak yaklaşmaktadırlar (Prince, 1984). Putman (1997), psikolojik cesaret kavramının literatürde gerektiği gibi tanınmadığını savunmaktadır. Kendi alışkanlıklarımız tarafından üretilen korkularla yüzleşmeyi içerden psikolojik cesaretin iyi olma hali için gerekli olduğunu iddia etmektedir. Bu doğrultuda, Goldberg ve Simon (1982), insanların gündelik hayatın endişeleriyle yüzleşmek için cesarete başvurduklarını savunmaktadırlar.Cesur eylemlerin yapılmasıyla, benlik dünyada önemli bir yeri olduğunu onaylamaktadır. Cesaret ile daha büyük bir insanlığa ait olma duygusu arasındaki bağlantı desteklenmektedir (Shepela ve ark., 1999).Psikanalitik teori, cesaretin, insanların bağlılık korkularını yenmelerine izin veren bir nitelik olduğunu savunmaktadır. Bu anlamda, cesaret psikolojik iyileşme veya herhangi bir psikolojik değişim girişimi için gerekli olmaktadır (Howard, 1976).

Sosyal psikolojik bir açıdan bakıldığında, cesaret üzerine yapılan araştırmaların çoğu savaş ve sonrasına bakmaktadır. Bu çalışma gruplarından elde edilen en dikkat çekici bulgu, insanların savaş sırasında, olağanüstü zorluklar karşısında yaşamlarına devam edebilmeleridir (Rachman, 1990; Suedfeld, 1997). Bu nedenle sosyal psikologlar, psikanalistler gibi, cesaretin insanların günlük zorluklarla yüzleşme yeteneklerinin bir parçası olarak mevcut olduğu sonucuna varmışlardır (Peterson ve Seligman, 2004). 

Cesaretin Gelişimi

Literatür, cesur olmanın ne anlama geldiğine dair giderek daha karmaşık bir değerlendirmeye yönelik eğilim sürdürmektedir. Bireyin yaşam boyu yiğitlikle hareket etme olasılığının değişip değişmediğine dair çok az ipucu sağlamaktadır. Yaş farklılıklarına bakıldığında, Cavanagh ve Moberg (1999) heyecan arama davranışı üzerine literatüre işaret etmiş ve gençlerin bu tür davranışlara yaşlı insanlardan daha yatkın olduğunu belirtmişlerdir (Peterson ve Seligman, 2004). 

Birkaç popüler psikoloji kitabı, cesareti öğretmeye çalışmaktadır. Bir araştırma temeli üzerine inşa edilmemiş olsalar da bu kitaplar insanlara öz-farkındalık alıştırmalarında rehberlik etmekte ve cesaret hikayelerini paylaşmaktadır (Pearson, 1998). Genellikle bu kitaplar ve alıştırmalar, insanların zorluklar karşısında kazandıkları zaferleri göstermeyi ve ilham verici hikayeler aracılığıyla ortak bir insanlık duygusu inşa etmeyi içermektedir (Waldman ve Dworkis, 2000). 

Cesaret Türleri

Cesaretle ilgili toplumsal açıdan uygun bakış açıları iki grup bilim insanı (O'Byrne ve ark., 2000; Peterson ve Seligman, 2004) tarafından geliştirilmiştir. O'Byrne, Lopez ve Petersen erdemin üç biçimini belirlemişlerdir: fiziksel, ahlaki ve hayati. Fiziksel cesaret, sosyal olarak değerli hedeflerin (örneğin, bir çocuğu yanan bir binadan kurtaran bir itfaiyeci) peşinde koşmaya dayanan fiziksel davranışın ifadesiyle toplumsal iyiliğin korunmasına yönelik teşebbüsü içermektedir. Ahlaki cesaret, anlaşmazlık, onaylamama veya reddedilme karşısında özgünlüğün davranışsal ifadesidir (örneğin, bir toplantıda diğerlerinden farklı bir şekilde “daha iyi” bir oylamaya yatırım yapan bir politikacı). Hayati cesaret, sonuç belirsiz olsa bile (örneğin, kalp nakli olan bir çocuk, seyri belirsiz olmasına rağmen yoğun tedavisini sürdürürken) kişisel bir mücadele, hastalık veya sakatlık yoluyla sebat etmeyi ifade etmektedir (Pury ve Lopez, 2009). 

Peterson ve Seligman (2004) cesareti:

  • Özgünlük (kendini başkalarına samimi bir şekilde temsil etmek),
  •  Coşku/zevk (canlılık duygusuna sahip olmak),
  • Çalışkanlık/azim (görevleri ve zorlukları üstlenerek bunları bitirmek),
  • Yüreklilik (tehlike karşısında fiziksel, entelektüel ve duygusal duruş sergilemek)

güçlü yönlerinden oluşan temel bir insan erdemi olarak sunar.

Cesaretin Faydaları

Başkalarıyla yüksek kaliteli bağlantılar kurmak ve sürdürmek, cesaretin bir sonucu olabilmektedir (Worline ve ark., 2002). Cesaret, insanların kırılganlığa tahammül etmelerine yardımcı olmaktadır. Böylece yakın ilişkilerin oluşmasına ve sürdürülmesine yardımcı olmaktadır. İstismar veya adaletsizlik döngüsünü kırmaya yardımcı olmaktadır. Cesaret, zorlukların üstesinden gelindikçe ve aktif başa çıkma becerileri geliştirildikçe dayanıklılık sağlamaktadır. Kişisel gelişim ve başarı için iki kritik bileşen olan hem harekete geçmeyi hem de risk almayı içermektedir (Niemiec ve McGrath, 2019). Cesaret yakın ilişkilerin sürdürülmesine yardımcı olabilmektedir (Fowers, 1998; Prince, 1984).

Cesaret değerli olabileceği kadar tehlikeli de olabilmektedir. Yaygın sonuçlar arasında depresyon ve kaygı, izolasyon ve güçsüzlük duyguları, başkalarına karşı artan güvensizlik, azalan fiziksel sağlık, finansal gerileme ve ailevi sorunlar yer almaktadır (Rothschild ve Miethe, 1999).

Kaynaklar

Cavanagh, G. F. ve Moberg, D. J. (1999). The virtue of courage within the organization. Research in Ethical Issues in Organizations, 1, 1–25.

Fowers, B. J. (1998). Psychology and the good marriage: Social theory as practice. American Behavioral Scientist, 41(4), 516–541. https://doi.org/10.1177/0002764298041004005

Goldberg, C. ve Simon, J. (1982). Toward a psychology of courage: Implications for the change (healing) process. Journal of Contemporary Psychotherapy: On the Cutting Edge of Modern Developments in Psychotherapy, 13(2), 107–128. https://doi.org/10.1007/BF00946348

Howard, S. (1976). Oedipus of Thebes: The myth and its other meanings. American Journal of Psychoanalysis, 36(2), 147-154.

May, R. (1978). The courage to create. Bantam Books.

Niemiec, R. M. ve McGrath, R. E. (2019). The power of character strengths: Appreciate and ignite your positive personality. VIA Institute on Character.

O’Byrne, K. K., Lopez, S. J. ve Petersen, S. (2000). Building a theory of courage: A precursor to change. In 108th annual convention of the American Psychological Association.

Pearson, C. S. (1998). The hero within: Six archetypes we live by. HarperOne.

Peterson, C. ve Seligman, M. E. P. (2004). Character strengths and virtues: A handbook and classification. Oxford University Press

Prince, R. M. (1984). Courage and masochism in psychotherapy. Psychoanalytic Review, 71(1), 47–61.

Pury, C. L. S. ve Lopez, S. J. (2009). Courage. S. J. Lopez ve C. R. Snyder (Ed.), Oxford handbook of positive psychology (s. 375–382) içinde. Oxford University Press. https://doi.org/10.1093/gxfordhb/9780195187243.001.0001

Putman, D. (1997). Psychological courage. Philosophy, Psychiatry and Psychology, 4(1), 1–11. https://doi.org/10.1353/ppp.1997.0008

Rachman, S. J. (1990). Fear and courage (2.Bs.). Freeman.

Rothschild, J. ve Miethe, T. D. (1999). Whistle-blower disclosures and management retaliation: The battle to control information about organization corruption. Work and Occupations, 26(1), 107–128. https://doi.org/10.1177/0730888499026001006

Shepela, S. T., Cook, J., Horlitz, E., Leal, R., Luciano, S., Lutfy, E., Miller, C., Mitchell, G. ve Worden, E. (1999). Courageous resistance: A special case of altruism. Theory and Psychology, 9(6), 787–805. https://doi.org/10.1177/0959354399096004

Suedfeld, P. (1997). The social psychology of Invictus: Conceptual and methodological approaches to indomitability. C. McGarty (Ed.), The message of social psychology: Perspectives on mind in society (s. 328–341) içinde. Blackwell Publishing.

Waldman, J. ve Dworkis, J. L. (2000). The courage to give: Inspiring stories of people who triumphed over tragedy to make a difference in the world. Conari Press.

Walton, D. N. (1986). Courage: A philosophical investigation. University of California Press.

Worline, M. C., Wrzesniewski, A. ve Rafaeli, A. (2002). Courage and work: Breaking routines to improve performance. R. Lord, R. Klimoski ve R. Kanfer (Ed.), Emotions in the workplace: Understanding the structure and role of emotions in organizational behavior (s. 295-330) içinde. Jossey-Bass.

Yearley, L. H. (1990). Mencius and Aquinas: Theories of virtue and conceptions of courage. State University of New York Press.