Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Boğulma-Tıkanma Fobisi

Boğulma Fobisi

Boğulma fobisi, yeterince değerlendirilmemiş ve yeni DSM-5'e dâhil edilmiş, nadir görülen bir durumdur. Diğer yeme bozukluklarından farklı olarak, yiyecek ve içeceklerden kaçınma ile düşük kilo, sosyal yoksunluk, kaygı ve depresyon durumlarına yol açan yutma fobisi ile karakterize olan bir durumdur. Bununla birlikte, normal yutma süreci, boğulma deneyimi, boğaz bölgesinde artan kas gerginliği, yaralar, pamukçuklar, boğaz ve bazı faktörlerden etkilenebilir. Tehlikeleri algılama eğilimine ve yaşanan olayın nesnel olarak ne kadar ciddi olduğuna bağlı olarak, gıdanın boğazda sıkışacağı korkusu ile kişinin yaşamını olumsuz etkileyebilir. Boğulma fobisinde erken müdahale ve diğer yeme bozukluklarından ayırt edilmesi önemlidir (Lopes ve ark., 2014).

Boğulma fobisi, “Diğer” başlığı altında incelenen boğulma fobisi yiyeceklerin, içeceklerin ya da hapların/ilaçların yutulmasından kaynaklanan korkma ve kaçınma olarak ifade edilir (Chorpita ve ark., 1997).

Yutma fobisinin genellikle olumsuz bir yaşantı sonucu (boğulma tehdidi ile karşılaşma gibi) ortaya çıktığını gösteren çalışmalar bulunur. Bunun dışında stresli bir durumun boğulma fobisinin oluşmasında etkili olduğunu söyleyenler de bulunur (Evans ve Pechtel, 2011).

Boğulma fobisi yiyecekleri, sıvıları ve hapları yutmaktan korkmak, halka açık yerlerde yemek yemekten kaçınmak ve yetersiz beslenmek ile ilişkilidir. Çoğu birey bu fobiye, yediği yemekten boğulma veya tıkanma olayı yaşadıktan sonra sahip olur. Boğulma fobisi kadınlarda erkeklerden daha çok görülür. Bu fobi kilo kaybı ve sosyal karmaşıklıklara (örneğin, yalnızken yemek yiyememe) neden olur (McNally, 1994).

Boğulma fobisinin özelliklerine baktığımızda; genellikle ani bir şekilde yemekte boğulma olayının yaşanması görülür. Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Yaş aralığı ise erken çocukluk döneminden yaşlılık dönemini de kapsar (McNally, 1994; Sanderson ve ark., 1990).

Boğulma fobisi ek olarak panik bozukluğu, depresyon, kişilik bozuklukları ile aynı zamanda görülmesine rağmen, tek başına da görülebilir (McNally, 1994). Boğulma fobisini yaşayan kişilerin yaş aralığına bakıldığında, çocukluk dönemine ait boğulma fobisinin az olduğu görülür.  Boğulma fobisi sosyal hayatı etkileyen olumsuz sonuçlara da yol açar (de Roos ve de Jongh, 2008).

Boğulma fobisinin başlangıç yaşı hakkında net bir sonuç yoktur, yalnız çocukluk döneminden yaşlılığa kadar her yaş grubunda ortaya çıkabildiği gözlemlenmiştir (Evans ve Pechtel, 2011).

Boğulma korkusu yaşayan kişilerin durumu yiyecek ve içeceklerden bağımsız olarak kendi tükürüklerini yutma davranışından kaynaklanır. Oluşan boğulma korkusunu azaltmak için bu fobiye sahip kişiler belirli yiyecekleri seçmek, makine yardımıyla yiyecekleri sıvı haline getirmek gibi belli davranışlara başvurur. Bu fobiye sahip kişilerde fobinin yanı sıra panik ataklara, depresyon, kaygı bozukluklarına da rastlanılır (Evans ve Pechtel, 2011).

Ayırıcı Belirtileri

Yutma zorluğu (disfagi): Yiyecek, hap veya sıvı ile boğulma korkusu yaşarlar. Boğulma fobisi olan kişiler bir şeyi yutarken acı yerine, korku hissederler (McNally, 1994).

Panik bozukluğu: Boğulma fobisi olan kişiler, yiyecek, hap veya sıvılarda boğulma korkusu yaşarken, panik bozukluğu olan kişiler yiyecek, hap veya sıvı olmamasına rağmen, boğulma tehlikesi yaşayacağını düşünerek panikleyebilirler (McNally, 1994).

Sosyal fobi:  Sosyal fobi yaşayan kişiler yalnız yemek yemekten korkarlar. Kusma korkusu yaşayan kişiler boğulma fobilerinden ayırt edilebilir, çünkü kusma korkusu yaşan kişiler boğulmaktan korkmazlar. Başka kişilerin kusmasını, kendi kusmalarını izlemekten korkarlar. Bu yüzden, insanların içinde kusmanın utanç verici sonuçlarından korku duyarlar (McNally, 1994).

Obsesif kompülsif bozukluk: Bazı kişiler, yenmeyen nesnelerden (örneğin, cam parçaları) yutma korkusu yaşadığını ve dalgınlıkla yutabilecek ögeleri kontrol ettiklerini söylerler. Ancak bu kişiler yiyecek yutmaktan korku yaşamazlar. Yenmeyen nesneleri dalgın bir şekilde yutmaktan korkarlar (McNally, 1994).

Boğazda yumru hissi oluşması (Globus): Globus, boğazda bir yumru hissinin oluşmasıdır. Genç, orta yaşlı erkek ve kadınların yaklaşık %45'inde görülmektedir. Genellikle duygusal olaylara (örneğin, kayıp, yakının ölümü) dayanmaktadır (McNally, 1994; Wilson ve ark., 1988).

Aşırı Duyarlı Gag (Öğürme) Refleksi: Aşırı duyarlı öğürme refleksi olan kişiler, ağızlarındaki yabancı cisimlere tahammül edemezler (McNally, 1994).

Travma sonrası stres bozukluğu: Bu durumu yaşayan bireyler boğulma fobisi yaşayan bireylerden farklı olarak gelecekte oluşacak boğulma olasılığından çok, geçmiş travmanın anılarıyla daha az meşgul olurlar (McNally, 1994).

Yeme bozukluğu (Anoreksiye nervoza): Yeme bozukluğu olan kişiler yemek yemekten kaçınırlar. Boğulmaktan korkmazlar, kilo almaktan korkarlar. Boğulma fobisi bu kişilerde kilo kaybıyla sıkıntılı bir durumu gösterir. 

Yapılan Çalışmalar

Boğulma fobisinde davranışçı yaklaşımının tekniklerinden, maruz bırakma, psiko-eğitim, bilişsel yeniden yapılandırma, sistematik duyarsızlaştırma gibi yöntemlere başvurulduğu ve bu yöntemlerle etkili sonuçlara ulaşıldığı görülür (Lopes ve ark., 2014).

Yapılan bir çalışmada, kişiye davranışçı yaklaşım uygulanmıştır. İlk seans kişinin öyküsü alınarak gerçekleşmiştir. Kişide kaygıya neden olan gıda maddelerinin listesi alınmıştır. İki haftada bir gerçekleştirilen seanslarda kişi ile gevşeme egzersizleri yapılmıştır. Seans sürecinde yemek yemesi ve kaygı ile yüzleşmesi için çalışmalar yapılmıştır. Kişinin ilk başta aşırı kaygıdan kaynaklanan direnci zamanla azalmıştır. On seanstan sonra kişinin kendine güveni arttı ve seans içerisinde gerçekleşenleri evde yapmaya başladı. Kişiye toplam yirmi beş seans uygulandı ve seanslardan sonra boğulma fobisi ile ilgili endişesinin olmadığını bildirdi (Sahoo ve ark., 2016).

Boğulma fobisi için EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme):

Yapılan bazı çalışmalarda ise, boğulma fobisi için EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) uygulanmıştır. Travmatik bir olay yaşayarak boğulma fobisi olan kişilere EMDR tekniği uygulanmıştır. Boğulma fobisinin müdahalesi için EMDR etkili olacaktır (Myers, 2015).

Yapılan bazı çalışmalarda, kişilere EMDR ile altı adımlık müdahale süreci uygulanmış (de Roos ve de Jongh, 2008)

  • Hedef anıların duyarsızlaştırılması (adım 1,2 ve 3): İlk üç adım, üç hedef anının art arda duyarsızlaştırılmasından oluşur.
  • Adım 4 - Gelecek Şablonu: Fobisi olan kişiler genellikle belirli durumlardan kaçınırlar veya travmatik anıları tetikleyen durumlar yaşarlar. Hedefteki anıların duyarsızlaştırılmasıyla kişiden geleceğe ilişkin şablon oluşturulması istenir ve gelecek şablonu oluşturulur. Boğulma fobisi durumunda, şablon, günlük tekrarlayan yeme durumlarını içerir. Kişi, gelecekteki bir durumu düşünür ve yaşanan durumları olumlu bir ifade ile birleştirir.
  • Adım 5 – Video Kontrolü: Boğulma fobisi yaşayan kişiden zihninde gelecekteki bir durumun videosunu oynatmasını ister. Amaç, durumu tekrar ederek olası korku uyandıran yönleri kesin ve ayrıntılı bir biçimde incelemektir.
  • Adım 6 – Canlı maruz kalma ve Davranışsal Deneyimler: Korku uyandıran bir duruma müdahale edilir. Son olarak, EMDR müdahalesinin sonucu test edilir. İstenen davranış başarıyla gerçekleştiğinde, davranış normalleşir ve davranış kendi kendini yok edecektir.

Sonuç olarak, travmaya bağlı ilerlemiş olan özgül fobiler için EMDR iyi bir yöntemdir. Kişiler bu sayede travmatik anıları, korktuğu durumları dönüştürebilir. EMDR ile olumlu sonuçlar alınmaktadır (de Roos ve de Jongh, 2008).

Boğulma fobisi yaşayan kişilere BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi) ile aşamalı şekilde maruz bırakma yöntemi uygulanmıştır. Ayrıca kişiye yöntemleri destekleyici ev çalışmaları verilmiştir. Boğulma fobisi yaşayan kişi, en sonunda geçmiş ve şimdiki zamanda yaptığı kaygılı bağlamlar arasında ayrım yapmayı da öğrenmiştir (Scemes, 2009).

Boğulma fobisi yaşayan kişilerin birçoğunun ilaç kullanma ile ilgili zorlandıklarını ve davranışsal yaklaşımın bu tür durumlarda daha yaygın ve fayda sağlayan bir durum olduğu görülmüştür (Evans ve Pechtel, 2011).

Kaynakça

Chorpita, B. F., Vitali, A. E. ve Barlow, D. H. (1997) Behavioral treatment of choking phobia in an adolescent: an experimental analysis. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 28(4), 307-315. https://doi.org/10.1016/s0005-7916(97)00027-x 

de Roos, C. ve de Jongh, A. (2008). EMDR treatment of children and adolescents with a choking phobia. Journal of EMDR Practice and Research, 2(3), 201-211. http://dx.doi.org/10.1891/1933-3196.2.3.201

Evans, I. M. ve Pechtel, P. (2011) Phagophobia: behavioral treatment of a complex case involving fear of fear. Clinical Case Studies, 10(1), 37-52. https://doi.org/10.1177/1534650110391085 

Lopes, R., Melo, R., Curral, R., Coelho, R. ve Roma-Torres, A. (2014). A case of choking phobia: towards a conceptual approach. Eating and Weight Disorders-Studies on Anorexia, Bulimia and Obesity, 19(1), 125-131. https://doi.org/10.1007/s40519-013-0048-5 

McNally, R. J. (1994). Choking phobia: a review of the literature. Comprehensive Psychiatry, 35(1), 83-89. https://doi.org/10.1016/0010-440X(94)90174-0

Myers, K. J. (2015). EMDR with choking phobia: Reflections on the 2008 study by de roos and de jongh. Journal of EMDR Practice and Research, 9(1), 64-70. https://doi.org/10.1891/1933-3196.9.1.64 

Sahoo, S., Hazari, N. ve Padhy, S. K. (2016). Choking phobia: an uncommon phobic disorder, treated with behavior therapy: A case report and review of the literature. Shanghai Archives of Psychiatry, 28(6), 349. https://dx.doi.org/10.11919%2Fj.issn.1002-0829.216055 

Sanderson, W. C., DiNardo, P. A., Rapee, R. M. ve Barlow, D. H. (1990). Syndrome comorbidity in patients diagnosed with a DSM-III—R anxiety disorder. Journal of Abnormal Psychology, 99(3), 308. https://doi.org/10.1037/%2F0021-843X.99.3.308 

Scemes, S., Wielenska, R. C., Savoia, M. G. ve Bernik, M. (2009). Choking phobia: full remission following behavior therapy. Brazilian Journal of Psychiatry, 31, 257-260. http://dx.doi.org/10.1590/S1516-44462009005000002 

Wilson J. A., Deary I. J. ve Maran A. G. (1988). Is globus hystericus? The British Journal of Psychiatry, 153(9), 335-339. https://doi.org/10.1192/bjp.153.3.335