Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Panik Bozukluğa Dair Kitap/Film/Belgesel Önerileri

Panik Bozukluğa Dair Kitap Önerileri

Panik Atakta İlaçsız Yeni Anksiyete Terapisi ile Hayatınız Değişebilir, David Burns

Psikolojik rahatsızlıklara dair yazdığı öz-denetim rehberleriyle adından çokça söz ettiren Burns, bu kitabında kaygı ve panik bozuklukları mesleki alan bilgisi ve pratik deneyimleri ışığında aktarmaktadır. Burns başlıca sorunun ne kadar ciddi olduğunu, yakınma ve belirtilerin türünü, şiddetini, yardım almayı gerektirecek temel etkenleri belirleyerek okuyucunun zihnindeki sorulara yanıt vermektedir. Burns’e göre amaç sadece belirtileri ortadan kaldırmak değil, bireyin nasıl düşünüp nasıl hissettiği ile de ilgili kapsamlı bir dönüşüme girmektir. Kitap girişinde rahatsızlığı anlamak ve belirtiler noktasında öz-denetime sahip olmak ve okuyucunun neye ihtiyacı olduğunu belirlemeye yönelik genel bir bilgilendirme yapılmaktadır. Ardından, okuyucuyu bilişsel çarpıtmalar ve yaygın özkıyıcı inançlar listesi karşılamaktadır. Kaygının nedenlerine yönelik dört farklı tedavi türü anlatılmaktadır: Bilişsel model, maruz bırakma modeli, gizli kalmış duygu modeli ve ilaç tedavisi. 

David Burns diğer kitaplarında olduğu gibi, bu kitapta da acı veren belirtilerin üstesinden başarıyla gelmek için, çok daha hızlı, etkili ve uzun vadede işe yarayacak yeni ve ilaçsız tedavi yöntemlerini savunmaktadır. Burns, hiçbir tekniğin veya ilacın herkes için doğru çalışmayacağı görüşünü de bildirmektedir. Ona göre ilaç tek başına bir tedavi yöntemi olmamakla beraber, ancak uzun soluklu bir psikoterapi ile desteklendiğinde etkisini göstermektedir. Buna dayanarak yapılan araştırmalar sonucu bilişsel davranışçı terapinin kaygının her türünün tedavisinde diğer psikoterapiler veya ilaç tedavilerine kıyasla çok daha etkili olduğu sonucuna varılmaktadır. Bunun için de David Burns temeli bilişsel davranışçı terapiye dayanan bilişteki olumsuz veya gizli kalmış düşünceler kaygıya sebep olduğu için bunları fark edip “nasıl düşündüğünüzü değiştirirseniz, nasıl hissettiğinizi de değiştirebilirsiniz” prensibi ile ilerlemektedir. Geçici bir süreliğine iyileşmek değil temelli iyileşmek üzerine yazılmış bu kitap, uygulamaları, rahatsızlığın nüks etme aşamasında neler yapılabileceği noktasında aydınlatıcı yorumu, her bir panik atak türünü detaylı bir şekilde ele alması ve kaygı bozukluklarına dair kapsamlı incelemesi bakımından baş ucu kaynağı niteliğinde görülmektedir.

Evinizdeki Terapist, Dennis Greenberger

Evinizdeki terapist kitabı, sıkıntılar, panik atak, takıntı, depresyon gibi durumlarla kendi başına mücadele etmenin yollarını göstermektedir. Kitabın amaçlarından biri, kognitif terapi ile sorunların daha net bir şekilde görülmesini sağlayarak faydalı olmaktır. Kitap temelde şu durumları yaşayanlara hitap etmektedir: “Çok bunaldım artık hiçbir şeyden zevk almıyorum. Korku ve kaygılarım beni ele geçirdi, nasıl baş edeceğimi bilemiyorum! Öfkemi ve suçluluk duygumu kontrol edemiyorum”. Bir yandan panik bozukluk yaşayan bireylerin hayatlarında en çok karşılaştığı bu sorunlara çözüm ararken, Evinizdeki Terapist kitabı kolay, anlaşılır bir dil ile pratik uygulama ve çözüm önerileri sunmaktadır. Greenberg’in kaygıyla ilişkili bozukluklara ve kaygıya dair neredeyse tüm yapı taşlarına değindiği bir bölümde özellikle danışanlarında da gördüğü “ya… olursa” şeklinde başlayan ve korkunç bir boyut alan düşüncelerin üzerinde durmaktadır. Greenberg panik bozukluğa ilişkin kendi danışanlarından örnekler vererek, danışanlarının süreçlerini, neler yapıldığı ve ne tür müdahalelerde bulunulduğu noktasında okuyucuyu aydınlatmaktadır. Evinizdeki Terapist sorunlarına kalıcı çözüm bulmak isteyenlere yardımcı olabilecek bilimsel ve temel kaynak niteliğindedir.

Panik Bozukluk: Panik Bozukluk Tedavisi, Tedavide Psikoterapinin Önemi, Ortak Yaşam Olayları ve Hipertansiyon İlişkisi, Ali Turan Barniç

Panik bozukluk tanısı almış hastaların tedavisinde ilaç ve psikoterapi yaklaşımı bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yaklaşımıdır. Bu bilimsel kanıta rağmen sağlık kurumlarında panik bozukluk tedavisinde psikoterapi uygulanma oranı yetersiz bir düzeydedir. Bu yetersiz tedavi yaklaşımları nedeniyle hastalar yıllarca gereksiz bir biçimde hastane kapılarından ayrılamamaktadır. Panik bozukluğun tedavisinde biyolojik durumu düzelten ilaçların yanı sıra hastanın psikolojik durumunu düzeltmek için de psikoterapi olmazsa olmaz bir tedavi yaklaşımıdır. Ali Turan Barniç, panik bozukluk tedavisine dair sunduğu geniş panoramanın yanı sıra kitapta özellikle kaygı bozukluklarında psikoterapinin önemini, yaşanmış öyküler eşliğinde anlatmaktadır. Panik bozukluğun tarihçesi, tanı özellikleri ve belirtileri, fiziksel ve psikolojik belirtileri, bir sonraki atak bekleyişi ve kaçınma davranışları gibi konulara detaylı bir şekilde değinmektedir. Barniç, panik bozukluğa eşlik eden psikolojik, organik rahatsızlıkları da açıklamaktadır. Ayrıca, panik bozuklukla ilişkin psikanalitik görüş bildirmesi ve öğrenme kuramı çerçevesinde anlatması, panik bozukluk ve hipertansiyon ilişkisine değindiği bir bölümü içermesi bakımından diğer kaynaklardan ayrılmaktadır. Panik bozukluk ve ilişkili olduğu durumlarla ilgilenen ve bilgi sahibi olmak isteyenler için önerilmektedir.

Panik Bozukluğa Dair Film ve Belgesel Önerileri

Analyze This (Anlat Bakalım), 1999

New York ‘un en ünlü mafya babalarından biri olan Paul Vitti ve bir psikiyatri doktoru olan Dr. Ben Sobel ‘in hikâyesini anlatan filmde Vitti oldukça güçlü ve korku salan bir mafya lideridir. Öldürmeye ve şiddete eğilimli biriyken bir gün birisini öldürmesi gerektiğinde ya da herhangi bir şiddet uygulaması gerektiğinde duygusal bir hale bürünüp melankolik olmaya başlar. Panik atak krizleri geçirmeye başlayan Vitti için bu durum hiç iyi değildir. Onun konumundaki bir gangsterin bu durumda olması düşmanları için büyük bir fırsat taşımaktadır. Düşmanlar bu durumdan faydalanmaya başlamaktadır. Vitti bunların bütünü bir araya geldiğinde yardımcısı Jelly inin tesadüfen tanıştığı psikiyatri doktoru Sobel’e gitmeye karar verir. Vitti gibi bir gangster için duygusal problemlerini ifade etmek kolay olmadığı için ilk olarak Sobel’e sanki arkadaşının problemini anlatırmış gibi problemlerini anlatmaya başlar. Sobel aslında bu sorunların kendisinde olduğunu belirttiğinde ise Vitti artık Sobel’in iyi bir terapist olduğuna ikna olur. Sobel’ in rızasını gözetmeksizin terapi sürecini başlamıştır. Sobel, açık bir şekilde danışanla terapi sürecinden kaçınsa da Vitti, her duygusal çıkmaza girdiğinde gizlice takip ettikleri Sobel ‘i tehdit ederek süreci devam ettirmektedir. Sobel, Vitti’nin yaşadığı duygusal gelgitlerin ve atakların kökenine inmektedir ve çözüm seçenekleri üzerinde de durmaktadır. Sobel Vitti‘den artık danışan-terapist ilişkisi bitirmeye çalışsa da Vitti onu aileden biri olarak görmeye başlamaktadır. Psikiyatrist Sobel’in danışanları ile yaptığı terapi seansları, soruna ilişkin uyguladığı temel ve ileri düzey teknik becerileri, danışma becerileri ve bilişsel becerilerini başarı ile uyguladığı görülmektedir. Bununla beraber danışanla işbirlikçi bir ilişkinin kurulduğu, amacın belirlenmesi, sorunun tanımlanması ve değerlendirilmesi, sorunun çözümü için çözüm seçenekleri oluşturulması ve çözüm seçeneklerinin uygulanması konusunda oldukça başarılı olan bu filmde, panik bozukluk hastası Vitti’nin öyküsüne eşlik etmek isteyenlerin izlemesi tavsiye edilmektedir.

What It Is Like Living with Anxiety and Panic Attacks | Nadiya Hussain: Anxiety and Me | Only Human Documentary (Kaygı ve Panik Atak ile Yaşamak Nasıl Bir Şey | Nadiya Hussain: Kaygı ve Ben), 2015

Nadiya Hussain çocukluğundan beri yaşadığı aşırı endişeli hal ve zayıflatıcı panik ataklardan muzdariptir. Uzun yıllar boyu endişesini bir sır olarak saklamaktadır ve konuşmaktan utanmaktadır. Nadiya’ya hiçbir zaman uygun bir teşhis konmamıştır, ancak kendisinde panik bozukluk olduğunu düşünülmektedir. BBC One için hazırlanan bu belgeselde, Nadiya’nın kaygısını kaygısını yönetme umuduyla kendi kendine terapi görürken en etkili, mevcut tedavileri keşfederek kaygısının nedenini bulmaya koyulduğu yolculuğuna eşlik etmekteyiz. Nadiya panik bozukluğa sahip olmanın insanı en yalnız kılan ve izole eden bir rahatsızlık olarak tanımlamaktadır. Çünkü ona göre, kişi kendisinin en kötü düşmanı ve kişi kendi zihninin içinde yaşamaktadır. Nadiya’nın bu belgeseli çekmekteki amacı, onun içinde bulunduğu durumda olan insanların varlığının farkında olmasıdır. Nadşya’ya göre kaygının ve panik bozukluğun konuşulması gereklidir, çünkü konuşabiliyor olmak iyileşme sürecinin yarısıdır. Nadiya hatırlayabildiği kadar uzun süredir kaygı ve panik belirtileri yaşadığını ve bunu her zaman saklanması gereken bir şey olarak gördüğünü belirtmektedir. “Mutlu ve rahat görünebilirim, ama aslında bu nasıl hissettiğimi yansıtmıyor” şeklinde ekleme yapmaktadır. Kendi deneyimlerinden bahsederken endişenin her zaman onunla beraber olduğunu ve panik atak esnasında öleceğini düşündüğünü söylemektedir. Ona göre panik bozukluk, her gün ölmek hakkında endişe duyduğu bir durum.

Nadiya kendisinde kaygı bozukluğu olduğunu düşünmektedir ama hiçbir zaman tam olarak doğru tanıyı alamadığından yakınmaktadır. Kaygısından dolayı kendisini yiyebileceklerinden çok daha fazla yemek yapmaya adayan Nadiya, bunun kaygısıyla başa çıkmada kullandığı bir davranış olduğunun farkındadır. Nadiya tüm çabalarına rağmen hala düzenli bir şekilde panik atak yaşamaktadır. Belgeselde, Nadiya’nın kendisi için doğru tedavi modelini bulma yolculuğuna tanıklık etmekteyiz. Bu tanıklık sürecine nadiya’nın bir müddet müddet terapiye devam etmesi ve gelişme göstermesi de dahildir. Nadiya onu sıkıştıran deneyime karşı üzerinde hissettiği etiket ve damgalamayı da yıkmayı hedeflemektedir. Nadiya hala tek bir soru sormaktadır: Ben ve benim gibi pek çok insan varken bizim için doğru olan tedavi modeli nedir?

Panic (Out) / A Documentary about Anxiety and Panic Attacks (Panik Dışarı Belgeseli / Kaygı ve Panik Ataklar Hakkında Bir Belgesel), 2022

Üç sinema öğrencisi tarafından hazırlanan, kaygı bozukluğu ve panik ataklar hakkında kısa bir belgesel filmidir. Hastalıktan yakınan bireylerin hikayelerini, mücadelelerini, süreçlerini ve sonuçlarını göstermeyi amaçlamaktadır. Panik bozukluğa sahip bireyler, bu rahatsızlıkla yaşarken hissettikleri ve deneyimledikleri durumları şu şekilde aktarmaktadır: “Sanki her şey üstüme geliyor ve beni dağıtıyor gibiydi. Nefesim kesilmiş gibi hissediyordum. Hiçbir şeye odaklanamıyor ve hiçbir şey yapamıyordum”. Birbirinden farklı hastaların öyküsüne şahitlik ettiğimiz bu belgeselde, ilk olarak 30 yaşında olan Carina kendi deneyimlerini anlatmaktadır. Bir gün aniden panik atak geçirdiğini ve herhangi bir şeyden tetiklenmeden bunu yaşadığını belirtmektedir. İlk kez böyle bir deneyim yaşadığı deneyimini “sanki kalp krizi geçiriyorum zannettim, sanırım ölüyorum dedim kendime” şeklinde belirtmektedir. Carina’nın ilk panik atak deneyimi sonrası daha sık panik atak geçirdiğini söylemektedir. Ardından 28 yaşında olan Jacob, babasını kaybettiğinde işlerin başına geçtiği dönem yoğun stresli yaşam deneyimleri geçirdiğini ve bunun üzerine aldatılması sonucu panik bozukluk belirtileri yaşadığını anlatmaktadır. Çok hızlı nefes alıp vermeye başlamak, baş dönmesi, terleme gibi tipik panik atak belirtileri yaşadığını belirtmektedir. Belirtileri ardından çimlere uzanan Jacob belirtilerine dair hissettiklerini “ne için uzanıyor ve bekliyordum bilmiyorum ama sanırım ölümüme hazırlanıyordum” şeklinde ifade etmektedir.

Carina bir gün onu uyumasından alıkoyan ve kaygısının ardından geçirdiği panik atak sonucu bir psikiyatriste en erken randevuyu aldığını ve ardından ilaç tedavisine başladığını belirtmektedir. Kaygılı halinin ardında yatabileceğini düşündüğü yaşam deneyimlerinin ailesi tarafından çok tutucu ve katı bir evde büyütülmüş olması, buna dair kaçış arayışlarının olabileceğini söylemektedir. Jacob ise, kendi kendine yaşadıklarına bir çözüm getiremeyeceğini fark ettiğinden bu yana uygun desteği bulmak adına çeşitli psikiyatrik müdahalelere maruz kaldığını anlatmaktadır. Jacob için kaygılı ve panik halinin ardında çok güvendiği bir ilişkide aylar boyu aldatıldığını öğrendiğinde derinden etkilenmesi ardına, güvenmeye, sevmeye ve tekrar birine bağlanmaya dair yoğun kaygı hissettiğini aktarmaktadır. Yaşadığı durumun üstesinden gelmek için dışarıda olmaya daha çok çabaladığını ve kendisini eve kapatmanın bir çözüm olmadığını söylemektedir. Carina ve Jacob’un bu durumu yaşayan bireyler için verdiği tavsiyeler arasında, eğer bir belirti yaşıyor ve rahatsızlık hissediyorlarsa bunu göz ardı etmemeleri gerektiği, eğer uygun tedaviyi bulamıyorlarsa, bulana kadar çabalamaları gerektikleri yer almaktadır. Kaygı ve panik bozukluk deneyimlerini, deneyimleyen kişilerin ağzından dinlemek ve hayatlarına yakın bir bakış atmak isteyenler için tavsiye edilen bir belgeseldir.

Panic Short Film | How Panic Attacks Feel Like? (Panik Kısa Filmi | Panik Atak Nasıl Hissettirir?), 2021

Bu kısa film gerçek olaylardan alınmış, ani panik ataklar ve kaygılar yaşayan, iyileşme ve yeni hayatına uyum sağlama yolculuğuna başlayan kendine güvenen, enerjik genç bir adamın görsel hikayesidir. Kareem pozitif, arkadaşlık bağları güçlü ve enerjik bir adamdır. Bir akşam arkadaşları onu partiye çağırır ve eğlence esnasında Kareem panik atak belirtileri göstermeye başlar. Belirtileri arasında kesik nefes alıp vermek, kulak çınlaması, denge kaybı, baş dönmesi ve terleme yer almaktadır. Kendisine devamlı nefes alabileceğini, üstesinden gelebileceğini ve bu belirtileri yenebileceğini hatırlatmaktadır. Kareem zor bir şekilde eve döndüğü gecenin sabahı, mutsuz bir şekilde uyanır. “Benim sorunum ne, hasta mıyım yoksa deliriyor muyum?” diye kendisine sormaya başlamaktadır. Kareem belirtilerini sürekli bir şekilde sorgulamaya devam etmektedir. Kendisiyle ilgili yanlış giden bir şeyler olduğunu fark eden Kareem’in acil psikiyatrik müdahale arayışında olması ardından, tedavi ve yeni hayatına uyum süreci başlamaktadır. Yeni sürecinde Kareem kaygı ve panik belirtilerine rağmen hayata nasıl pozitif bakabileceği noktasında kendini geliştirmektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra spor ve düzenli egzersiz gibi panik belirtileriyle başa çıkmada kullanılan yaygın bilinen teknikler ile tedavi sürecini destekleyerek hayatına devam etmektedir. Panik atak ve kaygılarla yaşamanın zorlukları ve farkındalık kazanılması gereken noktaları birebir deneyimler eşliğinde izlemek isteyenler için Panik Kısa Filmi önerilmektedir.