Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Bağımlı Kişilik Bozukluğuna Dair Kitap/Film Önerileri

Bağımlı Kişilik Bozukluğuna Dair Kitap Önerileri

Bağımlı Kişilik, Robert F. Bornstein

 Geçtiğimiz birkaç on yılda, gelişimsel, sosyal ve klinik araştırmalar, çocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde bağımlı kişilik özelliklerinin etiyolojisi ve dinamikleri hakkında zengin bilgiler üretmiştir. Bu disiplinlerdeki çalışmaları ilk kez bütünleştiren bu cilt, bağımlılığın öncülleri, bağlantıları ve sonuçları hakkında bilinen bilgilerin kapsamlı ve ayrıntılı bir incelemesini sunarak literatürdeki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.  Kitap, bağımlılıkla ilgili önceki araştırmaları etkilemiş olan teorik çerçevelerin gözden geçirilmesiyle açılmaktadır. Arından, yaygın olarak kullanılan değerlendirme tekniklerine genel bir bakış ve eleştiri, nesnel, projektif, davranışsal ve görüşmeye dayalı bağımlılık ölçeklerinin güçlü ve zayıf yönlerini karşılaştırılmaktadır. Etiyolojiyi kapsayan bölümler, yaşam döngüsünün çeşitli aşamalarında bağımlılığın gelişimi ile ilgilenir ve iki önemli teorik çerçevenin etkisinden bahseder: Psikanalitik teori ve sosyal öğrenme modeli. Hem kişinin davranışına hem de başkaları üzerindeki etkisine dikkat edilerek, sosyal ve kişilerarası sonuçlar dikkate alınmaktadır.

 Psikopatolojik bağımlılıkla ilgili bölüm, bu konuda yazılan pek çok sayıdaki araştırmayı baştan sona kapsamaktadır. Daha sonra, bağımlı kişilik bozukluğunun yanı sıra bağımlılığın fiziksel bozukluk riskiyle ilişkisi ele alınmakta, ardından bağımlı bireylerin psikiyatrik ve tıbbi hastalar olarak tartışılması gelmektedir. Sonuç bölümünde ise, Bornstein, bağımlı bireylerin olumlu, uyarlanabilir niteliklerini de kapsayacak şekilde bir eksiklik olarak geleneksel bağımlılık görüşünü genişleten yeni bir teorik model sunar. Bu kitap hem akademik hem de klinik okuyucular için değerli bir kaynak olarak kabul görmektedir. Bağımlılık aktarım ve karşıaktarım konularıyla çok hafif bir şekilde bağlantılı olduğundan, süpervizyon ilişkisinin dinamikleri, psikiyatrik hastaneye yatış ve taburculuk ve psikoterapiye başlama ve sonlandırma ile ilişkili psikolojik süreçler, klinik psikologlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları, danışmanlar ve diğer ruh sağlığı uzmanları kitabın bağımlı kişilikle ilgili deneysel bulgularından yararlanma fırsatına sahiptir.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Bilişsel Davranışçı Terapi Kendi Kendine Yardım Rehberi, James Frank

James Frank, ruh sağlığı alanında zihinsel sağlık sorunları olan bireylerle çalışma konusunda 10 yılı aşkın deneyime sahip bir psikolog ve bilişsel davranışçı terapisttir. Tek başınıza baş edememe veya çaresiz hissetme, karar verememe ve endişeyle başkalarından güvence arama konusunda sürekli endişe duyuyor musunuz?  Bunlar, büyük sıkıntıya neden olan, engelleyici bir durum olan bağımlı kişilik bozukluğu ile ilişkili yaygın belirtilerdir. Bu kitap, okuyucunun bu yaygın belirtileri yönetmelerine yardımcı olmak için bilişsel davranışçı terapiyi nasıl kullanabileceklerini açıklamaktadır. Zorluklarla mücadele etmek ve yaşam kişilerin yaşam kalitelerini iyileştirmek için onları sistematik bir yaklaşımdan geçirmektedir. Bağımlı kişilik bozukluğuna bilişsel davranışçı perspektiften bakan kitap, kişilik bozukluğunun tanımı ve ne olduğuyla ilgili bilgiler, rahatsız edici düşünceleri yönetmeye yardımcı teknikler, okuyucunun zorlu durumlarla yüzleşmesine yardımcı olacak bilgiler, çevrenin ve ailenin bu konuda nasıl yardım olabileceğine dair tavsiyeler içermektedir. Bağımlı kişilik bozukluğuna dair literatürde var olan diğer araştırma ve yazıların aksine kitap, bu durumdan muzdarip bireylerin ve çevresinin farkındalığını arttırıcı kendi kendine rehber olma anlayışı üzerine bilimsel bilgileri inşa etmiş bir biçimde okuyucuya sunmaktadır.

Müthiş Psikoloji: Hayır Diyebilme Sanatı, Henry Cloud & John Townsead

Müthiş Psikoloji kitap serisi içerisinde yer alan Hayır Diyebilme Sanatı, kişinin gerçekten özgür olup olmadığı noktasına dikkat çekmektedir. Kitap özgürlüğün kişilerde nasıl bir anlam ifade ettiğine dair kendilerine sormaları için şu gibi sorular yöneltmektedir: “Dilediğiniz zaman dilediğiniz şekilde davranmak, yemek yemek, dışarı çıkmak mıdır sizin için özgürlük? Yoksa sadece herkesten uzaklaşıp kafanızı dinlediğiniz zaman mıdır özgürlük? Hayatınızla ilgili kararları alırken kader ipleri sizin elinizde mi? Başkalarının sizden yararlandığını düşünüyor musunuz? Kaybetmekten korktuğunuz insanlar var mı?”. Özgürlüğün tanımı herkes için değişse dahi, bağımlı kişiliklere sahip bireyler ancak bağlı olduğu kişiler çevrelerindeyse, onlar yerine karar mekanizmasıysa kendilerini özgür hissetmektedirler. Ne tesadüftür ki, bu kişiler bağlı oldukları kişileri kaybetmekten çok korkarlar ve kaybederse dahi sonrasında yoğun üzüntü yaşarlar. Cloud ve Townsead el rehberi niteliğinde olan kitaplarında, önemsiz gibi görünen bu küçük ayrıntıların insanı insan yapan sınırları yok ettiğini vurgulamaktadır. Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bireyler için özgürlük kavramı diğer kişiyle sıkı sıkıya bağlı olsa da, yazarların kitapta dikkat çektiği bir diğer nokta ise “özgür” olmanın, net ve güçlü sınırlara sahip olmakla eşit olduğudur. Kitabın isminden de görüldüğü üzere, kitap içerisinde yer alan ana konu insanların hayır diyebildiği ölçüde özgür oldukları ve sınır ihlaline karşı çıktıkça net ve güçlü bir tavır sergileyebildikleridir. Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarını doğru çizmek isteyenler, kendine geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmak isteyenler için incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehberdir.

Bağımlı Kişilik Bozukluğuna Dair Film Önerileri 

Scent of A Women (Kadın Kokusu), 1992

Al Pacino’nun yer aldığı ve pek çok ödüle aday gösterilen Kadın Kokusu filmi bakıma muhtaç bir adamın bakıcısına nasıl bağımlı hale geldiğini izleyicinin gözleri önüne sermektedir. Bir kolej öğrencisi olan Charlie, paraya ihtiyacı olduğundan kör bir adama, bir nevi "bebek bakıcılığı" yapmaya razı olmaktadır. Frank Slade’in oğlu ile gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra heyecanla işe başlar ama iş, umduğu kadar basit olmayacaktır. Çünkü Emekli Yarbay Frank Slade'in hafta sonu için çok özel bir planı vardır. Charlie ile tanışmadan önce detaylı bir plan yapan Slade, işe başlaması ardından Charlie’yi de bu özel planına davet eder. Kadınlarla geçirdiği vakitlerden, lüks araç turları ve tattığı en lezzetli şaraplara kadar her detayı Charlie ile yapan Slade, bu planı dolayısıyla sık vakit geçirdiği için zaman içerisinde Charlie’ye bağımlı hale gelir. Slade’in Charlie'yi yanından ayırmaya hiç niyeti yoktur. Gözü görmese de Charlie’nin varlığını ve kokusunu hisseden Slade, Charlie yanından uzaklaşınca bakımıyla ilgilenemeyeceğini düşünür ve bu sebeple ona karşı itaatkar bir davranış sergiler. Bağımlı kişilik bozukluğuyla ilgili kesitler içeren bu filmin izlenmesi tavsiye edilmektedir.

Mr. Jones (Bay Jones), 2019 

Gareth Jones, İngiliz bir araştırmacı gazetecidir. Sovyet Rusya’nın ütopik bir ülke olduğunu ortaya çıkarmak için ülkeyi ziyaret eden gazeteci, aslında öyle olmadığını görür. Bu sırada Stalin ile bir röportaj yapabilmek için elinden geleni yapacaktır. Jones orada Ukraynalı halkın büyük bir açlık yaşadığını görür. Devlet tarafından uygulanan bu kıtlık politikası sonucunda, 1932-1933 arasında 3.9 milyon kişi ölmüştür. Jones bu gerçeği dünyaya duyurmak ve sempati beslenen Sovyet rejiminin karanlık tarafını göstermek için hikayesinin peşinden riskli bir yolculuğa çıkar. Hikayesini yayınlamasının ardından Jones, kıtlığı örtbas etmek isteyen güçlere karşı mücadele vermek zorunda kalacaktır. Film izleyiciye bağımlı kişilik bozukluğu özelliklerini Jones karakteri ve onun davranışları üzerinden göstermektedir. Sovyet Rusya’nın gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için aralarına sızması gerektiğini bilen Jones, halktan biri gibi zamanla otoriteye karşı boyun eğici davranışlar sergileyecektir.

Dependent Personality Disorder / Short Film (Bağımlı Kişilik Bozukluğu Kısa Film)

Felicia Fred tarafından yazılan ve çekilen kısa film senaryosunda Fred, bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bireyler için farkındalık oluşturmak ve bu kişilerin destek almasına teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu kişilerin ne hissettiklerini açıklarken onların yalnız kaldıklarında ne olacağından korktuklarını ve yalnız kalmanın ne demek olduğunu merak ettiklerini aktarmaktadır. Fred bazı insanların neden sevdikleri kişi tarafından duygusal olarak istismar edildiği ve hala onlarla beraber olmayı tercih ettikleri sorusunu kendisine sormaktadır. Bu kısa filmde aslında kendi hayatından kesitler sunan Felicia, aşık olduğu adamın onun için yanlış insan olduğunu anladığında ona çoktan bağlandığını ve gerçekleri görmenin onun için oldukça zor olduğunu anlatmaktadır. Felicia için diğer insanlardan ayrılmak ve mutlu olmak inanması güç bir olgu. O, ilişkileri içerisinde diğer insanlar tarafından bakım görmenin kendisi için bir ihtiyaç olduğunu, bu sebeple ilişkilerinin gerisinde ne bırakıyorsa onlara sıkıca sarıldığını ve fikir ayrılıklarını ilişki içerisinde belirtmenin onun için zor olduğundan bahsertmektedir. Atacağı en ufak bir adımda, nerede yiyeceğine ve içeceğine kadar aldığı her kararda ailesine, arkadaşlarına, partnerine bağlıdır. Onlarla kötü anlaşmak ve küsmekten çekinmektedir çünkü Felicia’nın hayatına dair atacağı her adımda onların bir yeri olduğu fikrini benimsemektedir. Onların Felicia’nın hayatından çıkma ihtimaline karşı onlarla arasını iyi tutmaktadır ve ayrılıklar ya da yaşanan küslükler sonrası yoğun bir çöküş yaşadığını söylemektedir. Boyun eğen ve bağlanan bir kişiliğe sahip olması nedeniyle ayrıldığı ilişkilerin acısını hemen yeni bir ilişki kurarak atlattığını ve rahatladığını belirtmektedir. Bu kısa filmde bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bir kişinin kendi deneyimlerine ve hikayesine şahitlik ederken, ne gibi davranışlara sahip olduklarını görmekteyiz.