Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Şizoid Kişilik Bozukluğuna Dair Kitap/Film/Belgesel Önerileri

Şizoid Kişilik Bozukluğuna Dair Kitap Önerileri

Şizoid Görüngü, Nesne İlişkileri ve Kendilik, Harry Guntrip

Şizoid Görüngü, yalnızca psikanaliz değil genel olarak psikiyatri çerçevesinde de yapılmış en değerli incelemelerden biri olarak kabul edilmektedir. Şizoid insanın veya insanın şizoid yönünün soğuk, uzak, ilişkisiz ve kendi içine kapalıymış gibi duran dünyası içinde nasıl bir açıklığı ve ilişki korkusu barındırdığını ortaya çıkarırken, kitap insanın temel güdüleri hakkında da önemli bir katkı sağlamaktadır. Kitapta Guntrip’in ortaya attığı bir görüş olarak şunları söylemek mümkündür: İnsan doğuştan itibaren dürtülerini tatmin etmenin değil, ilişkinin peşindedir. Diğer bir deyişle söylemek gerekirse, dürtülerin tatmini, insanın ilişki ihtiyacı için bir araçtan ibarettir. Kısaca Guntrip’e göre kişi haz odaklı değil ilişki odaklı bir yapıya sahiptir. Yaşam ancak nesne ilişkileri ile anlam bulmaktadır ve ilişki olmadan “ben” gelişemez. Bu fikirden yola çıkarak Guntrip aslında psikonevrozların şizoide engel olmak için bir savunma görevi gördüğünü söylemektedir. Bu durumda iyi nesne arayışı engelleme, korku ya da kaygı ile karşılaştığında çeşitli psikopatolojilere yol açmaktadır. Şizoid geri çekilme ve mesafeli ilişkilerin temeli yaşamın ilk yıllarında görülmektedir. Şizoid bireyde baş gösteren bu hastalıklar aslında kötü nesnelere karşı başa çıkmak için bir savunma görevi üstlenmektedir. Şizoid yapı karşısındakinin sevgisi ve şefkatiyle özdeşleşmek yerine içindeki sevgiyle özdeşleşmektedir ve bu nedenle çevresine ve ilişkilerine karşı mesafesini koruyan bir örüntüde karşımıza çıkmaktadır. Bu kitap, nesne ilişkileri hakkında öne sürülen birçok farklı esere ek olarak şizoid kişilik bozukluğunu Guntrip’in şizoid kişilik teorisi perspektifinden okumak isteyenler için tavsiye edilmektedir.

Psikodinamik Metotlar Kullanarak Şizoid Kişilik Bozukluğunun Tedavisi (The Treatment of Schizoid Personality Disorder Using Psychodynamic Methods), Matthew Viveier

Kitap, kişilik bozukluklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri olan psikodinamik metotlar ışığında şizoid kişilik bozukluğunun tedavisine dair bilgiler içermektedir. Bunu yaparken alanyazının sistematik incelemesinden yararlanmaktadır. Viveier psikodinamik psikoterapilerin kullanımı ve etkililiği gibi konulara değinirken aynı zamanda tanımlayıcı psikiyatri ve psikodinamik terimlerinin farkını da bu düzlemde incelemektedir. Ayrıca Viveier, literatürde var olan araştırmaların psikoterapinin bu tür bozuklukların sağaltım edilebilirliğine dair kısıtlı bilgi vermesi sonucunda bu tür bir eser yazma ihtiyacında olduğunu belirtmektedir. Şizoid kişilik bozukluğu, tıpkı antisosyal kişilik bozukluğu ve psikopati gibi güvensiz bağlanma kategorisinde incelenmektedir. Ancak, bu kişiler diğer bozukluklara göre patolojilerinde belirgin farklılıklar göstermelerine rağmen hala tam olarak anlaşılmamaktadır. Kitap şizoid bozukluğuna dair kendi tanımını da eklemektedir. Kişilik bozuklukları birbiriyle bağlantılı veya benzer örüntüler gösterse dahi, klinisyenler açısından bu tür bozuklukları tanılarken kişilik bozukluğunu bir bütün olarak ele almak oldukça önemlidir. Viveier’in literatürdeki sistematik araştırmaların derin bir analizini okuyucuya sunması ve kişilik bozukluklarını tanılama aşamasında kullanılan psikoterapi yöntemleri, ölçekler ve envanterlere dair verdiği bilgiler bakımından okunmayı hak eden bir eserdir. 

Şizoid-Narsist-Borderline: Kendilik Bozuklukları, Tahir Özakkaş

Kendilik psikolojisi temelinde kendilik bozukluklarını anlatan kitap ders notlarından oluşması bakımından sohbet havasında geçmektedir. Eğitici bir içerik olan kitapta okuyucunun sıklıkla terim, kavram ve kurama ilişkin bilgiler görmesi mümkündür. Bir tür kendilik bozukluğu olan ve nesne sorununu ortaya koyan şizoid yapıyı incelemenin yanı sıra, Özakkaş terapistlere de birtakım atıflarda bulunmaktadır. Özakkaş’a göre terapist hiçbir danışanı düzeltemez ya da onlara müdahale edemez. Kişi ancak hastanın önündeki engelleri kaldırmaya yardımcı olur, yolunu açar. Danışanlarını düzeltmek iddiasında bulunanları “narsist” olarak nitelendirmektedir. Bu durumda aslında kişi kendi patolojilerini hasta üzerinde tamir etmeye çalışmaktadır. Buna ek olarak, bütüncül psikoterapi, danışanın bilişlerinin, davranışlarının, kişiliğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu, esnek bir çalışma alanı sunmaktadır. Bu ders notlarında Masterson Yaklaşımı ve Kendilik Psikolojisine dair ayrıntılı bilgiler ele alınmaktadır. Kendilik bozukluklarına içerisinden daha yakın bir bakış atmak isteyenler için okunması tavsiye edilmektedir.

Şizoid Kişilik Bozukluğuna Dair Film ve Belgesel Önerileri

Bartleby, 2001

Komedi ve kara mizah türünde olan Bartleby, görevlerini reddetmesi her geçen dakika daha da kötüleşen sıradan bir ofis çalışanı ile ne yapacağını bilemeyen bilgisiz bir patronun hikayesini konu almaktadır. Şizoid kişilik bozukluğunun temel kavramlarından biri olan “nesne” ya da “ilişkiler”i bambaşka bir boyutta inceleyen film, bu ilişki örüntüsünü bu sefer patron ve çalışan üzerinden beyaz perdeye aktarmaktadır. Ancak, bunu yaparken gerçeküstü bir dramanın yer aldığını söylemek mümkündür. Yardıma ihtiyacı olan patron Rocky’nin verdiği iş ilanı üzerine ilgili pozisyona başvuran tek adam Bartlebydır. Bartleby eksantrik, sessiz ve solgun bir adamdır. Zaman içerisinde işe karşı olan hevesini ve ilgisini kaybetmektedir. Bu durum iş arkadaşları tarafından o kadar can sıkıcı bir boyuta gelmiştir ki, çünkü Bartleby mesai saatleri esnasında artık havalandırma boşluğunu izlemeye başladığı bir sürece girmiştir. Ayrıca patronunun emirlerini de reddetmeye başlamaktadır. Patron onu işine olan ilgisini toplamaya ve işlerine geri dönmesine teşvik etmeye çalışsa da, soğuk ve mesafeli bir kişilik olan Bartleby “yapmamayı” tercih etmektedir. Patronu Bartleby hakkında daha da garip şeyler keşfederken bu durum hakkında ne yapacağını bilemez bir hale gelmektedir ve çareyi onu kovmakta bulmaktadır. Ancak Bartleby çalıştığı masayı terk etmeyi reddetmekle beraber, aynı zamanda eve gitmeyi bırakıp ofise taşındığı ortaya çıkmaktadır. Şiozid bireyin ilişkilerde gösteremediği yakınlığın yerini uzak gibi göründüğü ancak içten içe bağlı olduğu iş yerinin almasıyla da film farklı bir mesaj vermektedir. Kişinin ağlanacak haline güldürten Bartleby, izleyicilerini kısa ancak keyifli bir yapım beklemektedir. 

Lars and the Real Girl (Gerçek Sevgili), 2007

Gerçek Sevgili, sanrıları olan ve internette bulduğu bir oyuncak bebek ile ilişki süren bir adam olan Lars’ın hikayesini konu almaktadır. Lars, tanımlanamayan bir tıbbi durumdan muzdariptir. Gerçek boyutta bir bebeğe sahip olma ve bunun gerçek olduğunu düşünme aşamasından geçmektedir. Ayrıca yakın çevresi olan kardeşi, kardeşinin eşi Karen ve komşusu ile herhangi bir temastan kaçınmaya çalışmaktadır. Lars şizoid kişilik bozukluğu ve şizofreni belirtileri göstermektedir. Şizoid bozukluğunun belirtileri, ilişkilerden kaçınması, bağ kurmaktan korkması ve sosyal temas olmadan yalnız olmayı tercih etmesidir. Ayrıca, Lars’ın deneyimlediği şizofreni belirtileri arasında düzensiz ve kafası karışmış konuşma ve sosyal geri çekilme yer almaktadır. Bunlara ek olarak Lars insanların onunla fiziksel ve duygusal temas kurmak istemesi dahilinde onlardan uzaklaşmakta ve rahatsız olmaktadır. Kardeşiyle evli olan Karen evliliklerinin ilk zamanlarında Lars’ı her zaman akşam yemeğine davet etmektedir. Fakat Lars’ın bu durum için her zaman bir bahanesi bulunmaktadır. Bu durumlar devam ederken Lars kendisinin Bianca adında bir kız arkadaşı olduğu sanrısı içinde yaşamaktadır ve herkes Bianca’nın bir hayal ürünü değil gerçek olduğuna inanıyor gibi davranmaktadır. Şizoid yapıya sahip Lars’ın kaybettiği parçası olarak gördüğü Bianca adeta Lars’ın içindeki boşluğu doldurmaktadır. Zaman içerisinde çevresindeki insanların bu durumları fark etmesi sonucunda, Lars durumuna ilişkin müdahale almayı kabul etmektedir.

 Terapi ve psikiyatrik müdahaleler devam ederken Lars, iş yerinde Margot adında bir kız ile tanışmaktadır. Margot en başından beri Lars’tan etkilense de bu durum Lars için ilgi çekici değildir. Ancak ikisini vakit geçirmeye zorlayan Margot, bu birliktelik sürecinde Lars’ın kendisiyle ilişki içinde olmasını ve bunu koruyabilmesini başarmıştır. Lars’ın Margot’a dokunabilmesi aslında onun insanlarla fiziksel temas kurmaya dair sahip olduğu paronayaların zaman içinde kaybolduğunu seyirciye göstermektedir. Gerçek bir ilişki kurmayı başarabilen Lars için, hayali sevgilisi Bianca zamanla ondan ve Lars’ın hayal dünyasından uzaklaşmıştır. Film, şizoid örüntülerde sosyal bağların ve ilişkilerin kuvvetlendirilerek kalıcı ve istekli yapılan bir davranış haline gelmesindeki dönüşüm sürecini eğlenceli bir şekilde izleyiciye yansıtması bakımından tavsiye edilmektedir.

Schizoid Personality Disorder Short Film / Mental Health Series, Episode: 15 (Şizoid Kişilik Bozukluğu Kısa Filmi / Zihinsel Sağlık Serisi, Bölüm: 15), 2020

Bu kısa film şizoid kişilik bozukluğu ile yaşamanın nasıl bir durum olduğuna dair bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Şizoid bir kişiyi canlandıran Felicia, bireyin hissettiklerini ve deneyimlerini şu şekilde canlandırmaktadır: “Her zaman yalnızdım ve bazen kendimi robot gibi hissediyordum. Hatırlayabildiğim sürece insanlardan ve durumlardan duygusal olarak kopuktum. Kendimle olmayı ve yalnızlığımı seviyorum. Başkalarıyla cinsel ilişki kurmaktan nefret ediyorum. Çünkü farklı bir kişiliğe bürünmem gerekiyor ve partnerimin ihtiyaçlarını karşılamak için hareket ediyorum. Bu benim gözümde kendi değerimi ve benlik duygumu kaybetmeme neden oluyor. Övgüye ya da eleştiriye kayıtsızım. Çok az arkadaşım vardır ve onlarla da yüzeysel ilişkiler kurarım. Duygularımı ifade etmekte güçlük çekiyorum ve insanların tek gördüğü duygusal olarak soğuk, mesafeli veya tembel biri olduğumdur. Bir işi sürdürmek de benim için zordur çünkü bu her zaman insan etkileşimini içermektedir. Ancak benimle insanlar arasında hiç bitmeyen bir kopukluk vardır. Bunların sonucunda insanların olmadığı bir iş arayışına çıktım. Sanat duygularımı ve fantezi dünyamı açığa çıkarmamda yardımcı oluyor. Şu anda insanlarla ilişki kurmaktan ve onlarla duygusal deneyimler yaşamanın tehlikesinden uzağım. Bu şekilde doğmadım ancak her şey çevremizle ilişkilidir. Annenin reddi, sevilen bir kişinin kaybı bu duruma öncülük eder. Ben de çevremin ürünüyüm”. Felicia’nın canlandırdığı bu film, bu durumda olan insanların deneyimlerini gerçek ve daha dokunaklı hale getirmektedir. Şizoid kişilik bozukluğunun nasıl bir durum olduğunu anlamak isteyenler veya “şizoid” olmanın tam olarak ne anlama geldiğini merak edenler için izlenmesi tavsiye edilmektedir.