Whatsapp Hattı

0539 890 5950

Madde Bağımlılığı

Madde Bağımlılığı

Çeşitli maddelerin kronik kullanımları insanlarda fiziksel, psikolojik ve davranışsal değişikliklere neden olur.  Kronik madde kullanımdan sonra ortaya çıkan tolerans ve yoksunluk belirtileri fiziksel madde bağımlılığını ifade etmektedir. Ayrıca yoksunluk, kişinin sıkıntılı bir durumdan kaçınmak için maddeyi arzuladığı psikolojik bağımlılığı da belirtebilir. Davranışsal bağımlılık ise, madde arayışının patolojik örüntüsünü ifade etmektedir. Olumsuz fiziksel, psikolojik, toplumsal veya yasal sonuçlara rağmen kontrol edilemeyen ve sürekli kullanım olarak tanımlanır. Genel popülasyondaki insanların çoğunluğu, bağımlılık potansiyeli olan bir maddeye kronik maruz kalmaya tepki olarak davranışsal bağımlılık sergilemeyebilir. Bunun genetik çeşitlilik ve çevresel faktörlerin (stres, sosyal ve gelişimsel faktörler) etkileri dahil olmak üzere birçok faktörü yansıtması muhtemeldir (Hiroi ve Agatsuma, 2005). 

Madde Bağımlılığı Nedir?

Madde bağımlılığına ilişkin DSM-4 le DSM-5 arasında büyük oranda benzerlik olmakla birlikte önemli değişiklikler de yapılmıştır. DSM-5’te, DSM-4’ten farklı olarak, madde bağımlılığı ve madde kötüye kullanımı, iki ayrı kategori olmaktan çıkarılmış ve her iki bozukluğun belirti ölçütleri madde kullanım bozuklukları tanımları altında sıralanmıştır (Hasin ve ark., 2013). Madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı dünya çapında en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir (Uzbay, 2008). Afyon, alkol ve tütün gibi kronik olarak kötüye kullanılan maddeler zaman içinde fiziksel bağımlılığa neden olur. Bu maddelerin kullanımının kesilmesi, uyarıcı yoksunluğunun işaretleri ile ilişkilidir (O’Brien, 1996). 

DSM-5’e göre madde kullanım bozukluğunun temel özelliği, bireyin maddeye ilişkin önemli sorunlarına rağmen maddeyi kullanmayı devam ettiğini gösteren bilişsel, davranışsal ve fizyolojik belirtilerin olmasıdır. Özellikle ciddi madde bozukluğu olan kişilerin beyin devrelerinde toksik madde vücuttan atılmasına rağmen altta yatan bir değişiklik görülür. Bu beyin değişikliklerinin davranışsal etkileri, bireyler ilaca ilişkin uyaranlara maruz kaldıklarında belirtilerin tekrar ortaya çıkmasında ve yoğun uyuşturucu isteklerinde görülebilir. Madde kullanım bozukluğu olan kişiler, madde kullanımı azaltmak veya düzenlemek için sürekli bir istek ifade edebilir ancak bunun için birden fazla başarısız çaba bildirebilirler. Kişi, maddeyi elde etmek, maddeyi kullanmak veya onun etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcayabilir. Yani bireyin hemen hemen tüm günlük aktiviteleri madde etrafında döner. Bununla birlikte birey, maddenin neden olduğu sürekli toplumsal veya kişilerarası sorunlar yaşamasına rağmen madde kullanıma devam edebilir. Aynı şekilde birey maddeyi kullanmak için önemli sosyal, mesleki veya eğlence etkinliklerinden vazgeçebilir (American Psychiatric Association, 2013). 

Madde bağımlılığına nedeni mutlak olarak belirlenmiş değildir. Bağımlılığın nedeni olarak birden fazla etken bir arada olabilir (Ögen, 2010). Bunlar: 

  • Güçlü ve olumlu aile bağları,
  • Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlarından haberdar olması ve onları takip etmesi, 
  • Aile içi kuralların açık olması ve herkesin uyum sağlaması,
  • Ebeveynlerin çocuklarının yaşamlarına ilgili olmaları,
  • Okulda başarılı olma,
  • Uyuşturucu kullanımı ile ilgili doğru bilgilendirme, araştırmalarda madde bağımlılığından koruyucu etkenler olarak bulunmuştur (Ögen, 2010). 


Madde bağımlılığı olan insanlarda sıklıkla gözlenmiş etkenler ise şunlardır: 

  • Ruhsal sorunları ya da bağımlılığı olan ebeveynin bulunduğu aileler,
  • Doğru olmayan yetiştirme yolları,
  • Ebeveyn ve çocuk arasında bağlanma problemi veya ilgi eksikliği,
  • Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar,
  • Sosyal becerilerin zayıf olması,
  • Sapkın davranışlar sergileyen arkadaşlara sahip olmak,
  • Okul, iş ve aile ortamlarında uyuşturucu kullanımının onaylanması (Ögen, 2010). 

Alkol, nikotin ve yasa dışı uyuşturucuların beyin fizyolojisi ve davranışı üzerindeki etkilerine ilişkin anlayıştaki gelişmelerle birlikte, bağımlılığın biyolojik ve çevresel faktörlere atfedilen bir psikiyatrik rahatsızlık olduğu ortaya çıkmıştır (Volkow ve ark., 2012). Bağımlılığın gelişimi birkaç adımı içerir: madde kullanımına başlama, deneysel kullanımdan düzenli kullanıma geçiş ve bağımlılığın fiili gelişimi. Akran baskısı, ebeveyn takibi ve bir maddenin erişilebilirliği gibi çevresel faktörler, içki, sigara veya yasadışı uyuşturucu kullanma konusundaki ilk kararda önemli bir rol oynamaktadır (Wang ve ark., 2012). 

Madde Bağımlılığının Belirtileri 

DSM-5’e göre madde ile ilişkili bozukluklar on iki aylık bir süre içinde aşağıdaki işlev kaybına neden olan sorunlu davranışlardan en az ikisi ile kendini gösterir (American Psychiatric Association, 2013): 

  • Kişi, görevlerini yerine getirmede aksaklık yaşar. 
  • Kişi, yineleyici bir biçimde tehlikeli olabilecek durumlarda madde kullanır.
  • Kişi, yineleyici bir biçimde ilişki içinde bulunduğu insanlarla sorunlar yaşar. 
  • Kişi, maddenin neden olduğu sorunlara rağmen madde kullanımını sürdürür. 
  • Kişi, maddeye karşı belirgin bir tolerans gösterir. 
  • Kişide maddenin kullanımının bırakılması durumunda yoksunluk belirtileri görülür.  
  • Kişi, ilk baştaki amacından daha uzun süreli ve daha yüksek oranda maddeyi alır.
  • Kişide başarısız kontrol ve azaltma girişimleri görülür. 
  • Kişi, maddeyi elde etmek için daha çok zaman harcar.
  • Kişide sosyal aktiviteleri, hobileri ve iş aktivitelerini bırakma ya da azaltma görülür. 
  • Kişinin maddeyi kullanma konusunda güçlü isteği vardır. 

Madde Bağımlığının Yaygınlığı 

Madde bağımlılığı, halk sağlığı için dünya çapında bir tehdit oluşturmakta ve bireyler ve aileleri üzerinde yıkıcı sosyal ve ekonomik etkiye sahiptir (Wang ve ark., 2012). Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında 2 milyar alkol kullanıcısı, 1.3 milyar tütün kullanıcısı ve 185 milyon yasadışı uyuşturucu kullanıcısı olduğunu tahmin etmektedir (World Health Organization, 2010). 

Madde Bağımlılığı ve Psikolojik Müdahaleler 

Madde kullanıma ilişkin müdahale teknikleri diğer psikiyatrik ve fiziksel bozukluklara göre farklılık göstermektedir. Bağımlılık yapan birçok madde bulunmaktadır. Bu yüzden madde kullanımıyla ilişkili müdahale teknikleri de farklılık göstermektedir. Madde kullanımının dışında bireyde birçok sosyal, ekonomik, tıbbi ve psikolojik sorunlar da görülebilmektedir. Bu nedenle, en iyi müdahale yöntemi bireysel gereksinimlere göre belirlenmelidir (Ögel, 2010). 

Çok sayıda büyük ölçekli araştırmalardan ve nicel incelemelerden elde edilen kanıtlar, bilişsel davranışçı terapinin alkol ve uyuşturucu kullanım bozuklukları için etkinliğini desteklemektedir (Dutra ve ark., 2008; Magill ve Ray, 2009). McHugh ve arkadaşları tarafından yürütülen 34 randomize kontrollü çalışmayı içeren uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığı için bilişsel davranışçı terapinin metanalitik bir incelemesi gerçekleştirilmiştir. Bu incelemede hedeflenen maddeye bağlı olarak etki büyüklükleri küçükten büyüye değişmiş ancak orta aralıkta bir genel etki bulunmuştur (McHugh ve ark., 2010). 

Alkol ve yasadışı uyuşturucular için benzer sonuçlar Magill ve Ray tarafından yapılan bir incelemede de rapor edilmiştir (Magill ve Ray, 2009). Ayrıca kanıtlar, müdahale etkilerinin dayanıklılığını da desteklemektedir (Carroll ve ark., 1994). Uyuşturucu kullanımına yönelik daha geniş bir psikoeğitim, bilişsel yeniden değerlendirme, beceri eğitimi ve diğer davranışsal stratejileri içeren bilişsel davranışçı teknikler geliştirilmiştir (McHugh ve ark., 2010). Ögel’e göre, kişiye ilk olarak tıbbı müdahale sağlanmalıdır. Ancak kişi uzun süre madde kullanmıyorsa, o zaman tıbbi müdahaleye gerek yoktur. Tıbbi müdahaleler tek başına yeterli olmadığı için psikososyal müdahaleler de gereklidir. Başka bir deyişle ilaç ve psikolojik müdahaleler birlikte uygulanmalıdır (Ögel, 2010). 

  Madde Bağımlılığına Dair Kitap/Dizi/Film Önerileri

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2013). Substance-Related and Addictive Disorders.  Diagnostic and statistical manual of mental disorders içinde (5. Bs., s. 483-485). American Psychiatric Publishing. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596.dsm16

Carroll, K. M., Rounsaville, B. J., Nich, C., Gordon, L. T., Wirtz, P. W. ve Gawin, F. (1994). One-year follow-up of psychotherapy and pharmacotherapy for cocaine dependence: Delayed emergence of psychotherapy effects. Archives of General Psychiatry, 51(12), 989-997. https://doi.org/10.1001/archpsyc.1994.03950120061010

Dutra, L., Stathopoulou, G., Basden, S. L., Leyro, T. M., Powers, M. B. ve Otto, M. W. (2008). A meta-analytic review of psychosocial interventions for substance use disorders. American Journal of Psychiatry, 165(2), 179-187. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2007.06111851

Hasin, D. S., O’Brien, C. P., Auriacombe, M., Borges, G., Bucholz, K., Budney, A., Compton, W.M., Crowley, T., Ling, W., Petry, N.M., Schuckit, M. ve Grant, B. F. (2013). DSM-5 criteria for substance use disorders: recommendations and rationale. American Journal of Psychiatry, 170(8), 834-851. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2013.12060782

Hiroi, N. ve Agatsuma, S. (2005). Genetic susceptibility to substance dependence. Molecular Psychiatry, 10(4), 336-344. https://doi.org/10.1038/sj.mp.4001622

Magill, M. ve Ray, L. A. (2009). Cognitive-behavioral treatment with adult alcohol and illicit drug users: a meta-analysis of randomized controlled trials. Journal of Studies on Alcohol and Drugs, 70(4), 516-527. https://doi.org/10.15288/jsad.2009.70.516

McHugh, R. K., Hearon, B. A. ve Otto, M. W. (2010). Cognitive behavioral therapy for substance use disorders. Psychiatric Clinics, 33(3), 511-525. https://doi.org/10.1016/j.psc.2010.04.012

O’Brien, C. P. (1996). Drug addiction and drug abuse. J.G. Hardman, L.E. Limbird, P.B. Molinoff, R.W. Ruddon ve A.G. Gilman (Ed.), Goodman and Gilman’s The Pharmacological Basis of Therapeutics içinde (s. 557-577). McGraw-Hill: New York. 

Ögel, K. (2010). Sigara, alkol ve madde kullanım bozuklukları: Tanı, tedavi ve önleme. İstanbul: Yeniden Yayınları, 3-4. 

Uzbay, T. I. (2008). Hypericum perforatum and substance dependence: a review. Phytotherapy Research: An International Journal Devoted to Pharmacological and Toxicological Evaluation of Natural Product Derivatives, 22(5), 578-582. https://doi.org/10.1002/ptr.2420

Volkow, N. D., Wang, G. J., Fowler, J. S. ve Tomasi, D. (2012). Addiction circuitry in the human brain. Annual Review of Pharmacology and Toxicology, 52, 321-336. https://doi.org/10.1146/annurev-pharmtox-010611-134625

Wang, J. C., Kapoor, M. ve Goate, A. M. (2012). The genetics of substance dependence. Annual review of Genomics and Human Genetics, 13, 241-261. https://doi.org/10.1146/annurev-genom-090711-163844

World Health Organization. (2010). The global burden. https://www.who.int/substance_abuse/facts/global_burden/